7 entry daha
  • gerek kullanılan şahane tekrarlarla ("saçları saman sarısı, kirpikleri mavi" gibi) yarattığı ritmi; gerek nazım'ın birkaç yılda yaptığı çeşitli seyahatlerdeki mekanları içermesi (misal prag, havana, moskova...); gerekse doğrudan veya dolaylı çeşitli ifadelerden ("vakit hızla ilerliyor, geceyarılarına yaklaşıyoruz" ya da "seher vakti habersizce girdi gara ekspres" gibi) okurken beni koca bir yolculuğun içerisinde nazım'ın kafasında dolaşıyorum hissine sürüklemiştir. bence, şiirin çokça dillendirilen özelliklerinden olan fotoğrafikliği de bundan kaynaklanmaktadır. ayrıca; şiirin sonundaki "tüm dostlarla birlikte o ulu ağacın altında yatma arzusu" şeklinde ifade edilebilecek durum da, buna göre, yolculuğun dingin bir güzellikte tamamlanması şeklinde yorumlanabilir. hatta, biraz daha zorlayan bir okuma ile; mevzubahis yolculuğun cennetsi sonunun komünizm (özellikle de şiirin son kısmının sosyalist bir ülke kurma arzusuyla yanan küba ile tamamlandığını ve nazım'ın dünya görüşü düşünüldüğünde) olduğu da düşünülebilir.
57 entry daha
hesabın var mı? giriş yap