1 entry daha
  • akıllara soru işaretleri ekip insanları meraklandırma zevki yaşamak için yazılmış gibi duran kitap.

    ömrünü sinema ve müzik alanlarındaki sanatçılar içinde, pek çoğuna daha çok yakın olarak geçiren birinin elbette ki çok fazla şahitliği, özel gözlemi ve bilgisi vardır, fakat bunları ucundan bahsederek malzeme yapmak yerine ya tamamen sır olarak saklamayı tercih eder ya da anlatmaya kalkışacaksa da usturuplu bir biçimde yazar. ülkü erakalın ise ne onu yapabilmiş ne de bunu, "ben var yaa, ne çok şey biliyorum ne çok, ama şimdi anlatamayacağım, neyyse, geçelim..." tarzında takılmış. açıkçası o tavrı da adını andığı bazı sanatçıları okur gözünde bilerek töhmet altında bırakma gibi olmuş. tuhaf.

    yazılardaki imla hataları da cabası. görünen o ki bu yazıların çoğu bir gazetede yayımlanmış, eğer orada da böyle kopuk kopuk ve devrik cümleler şeklinde yazılmış-yayımlanmışsa çok yazık. öyle değilse, kitabın editörlüğünü yapan kişi hem işini hem de "anıları" ciddiye almamış demektir. noktalama kargaşalarını geçtim, en basit örnek, "ele verir talkını, kendi yutar salkımı" deyimi bile doğru yazıl(a)mamış, pes!

    kitapta yeşilçam'a dair daha sarih ve enteresan detaylar okurum sanıyordum, yıllar evvel o niyetle almışım ama tam anlamıyla hayal kırıklığı oldu, okumaya ayırdığım vakte yazık dedim.
hesabın var mı? giriş yap