6 entry daha
  • ahmet rasim bey, bestekârın rindâneliğine bizzat şahit olanlardandır. şevki bey ile yaşadığı bir hadiseyi bilahare şöyle nakletmiştir:

    "bir avrupa kumpanyasının oynadığı carmen operası'ndan çıktıktan sonra, sarındım, toplandım, yola çıktım. meyyit yokuşu yoluyla dönüyordum. şişhane önlerine geldiğim sıralarda idi ki, oradaki merdivenli yokuştan birinin yuvarlana yuvarlana caddeye geldiğini gördüm. derhal koştum, kolundan tuttum, kaldırdım. bir de bakayım ki bizim meşhur bestekâr, hanende şevki bey merhum değil mi? o kadar sarhoş ki gözlerini bile açamıyor. şimdi ne yapmalı? bırakmak olmaz o halde. o vakitler beyoğlu’nda otel de bilmem. düşündüm. koluna girip eve sürüklemekten başka aklıma bir çare gelmedi. koluna girdim, yürüttüm. köprünün ortasına geldik şevki’nin galiba istimi tükenmiş ki birdenbire çöktü, serildi. 'ne!' dedim 'kalk birader davran, kendine gel!' belaya bakın ki eğilmek ihtimali yok. muşambayı, paltoyu çözmeyince mümkün değil. hem hangi elle? geceleyin uğradığım derde bakın. rüzgar azdıkça azdırdı. aman ya rabbi, sen bilirsin. bıraksam beş dakika sonra kıkırdayacak. söz anlamaz, duymaz. belki de donma alametleri yüz göstermiş. şimdi ne yapmalı? kederimden ağlıyordum. bıraksam bir cinayet, bırakmasam başı ucunda dursam ben de intihara karar vermiş olacağım. etrafta adam değil, it bile görünmüyordu. gençlik ah gençlik. gücüne ve ezici kuvvetine kurban olayım. buzdan herbiri yarımşar okka olmuş eldivenlerini nasıl çıkardım, muşambayı çözdüm! şevki’yi öyle bir sırtlayış sırtladım ki hâlâ bu muvaffakiyetime hayretteyim. gayret, tehlikeden kaçış, bir arkadaş kurtarış, bana hararet veriyordu. merhumu kuytu yerlerde dinlene dinlene, mola vere vere eve getirdim. getirdim amma bende yarılmadık dudak, çatlamadık el kalmadı. ciddi söylüyorum ki o ayazda ben de birdenbire heyecanlanıp da böyle bir güçlüğe katlanmasaydım, sabahleyin köprüden geçenler, ikimizi de sırıtmış bulurlardı. ne dersiniz? şevki sabahleyin beni görür görmez teessürsüz 'gel şu şarkıyı geç.' diye kendine has okuyuş tarzı ile 'mahzun dilimi şâd edecek sensin efendim / her lâhza beni yâd edecek sensin efendim' şarkısını okumasın mı? biçare yemin ederek akşamki maceradan haberi olmadığını, hayretler içinde temin etti.”
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap