27 entry daha
  • --- spoiler ---

    ----
    herkesin başrolünü oynadığı hayatlar…

    her yara iyileşir bir şekilde ama izi kalır, aynı hayattaki her repliğin sonuçları gibi. daha iyisini yapmak istedikçe düğüm daha da karışır, içinden çıkılmaz bir hal alır. yıllar geçer. aynı sahneyi farklı zamanlarda tekrar tekrar oynarsınız, sonuç değişmez. bazen beceremezsiniz gözyaşı damlası ile role devam edersiniz. bazen çok iyi oynarsınız ama o rolün hakkını vermek ve güzel görünmek için ne acılar çektiğinizi bir siz bilirsiniz bir de ayaklarınız. eee rolün hakkını vermek zordur bu hayatta… hele başrolü oynamak çok daha zordur. afişlerde, herkesin hayal ettiği hayatları gösteren reklamlarda, örnek alınan kişiler arasında yer almak zordur.

    ve oyunu en iyi nasıl sahneleyeceğinizi bulduğunuzda yönetmen “öl!” der ve her şey biter… cenazenizde şu sözler söylenir:

    “everything is more complicated than you think. you only see a tenth of what is true. there are a million little strings attached to every choice you make; you can destroy your life every time you choose. but maybe you won't know for twenty years. and you'll never ever trace it to its source. and you only get one chance to play it out. just try and figure out your own divorce. and they say there is no fate, but there is: it's what you create. even though the world goes on for eons and eons, you are here for a fraction of a fraction of a second. most of your time is spent being dead or not yet born. but while alive, you wait in vain, wasting years, for a phone call or a letter or a look from someone or something to make it all right. and it never comes or it seems to but doesn't really. and so you spend your time in vague regret or vaguer hope for something good to come along. something to make you feel connected, to make you feel whole, to make you feel loved. and the truth is i'm so angry and the truth is i'm so fucking sad, and the truth is i've been so fucking hurt for so fucking long and for just as long have been pretending i'm ok, just to get along, just for, i don't know why, maybe because no one wants to hear about my misery, because they have their own, and their own is too overwhelming to allow them to listen to or care about mine. well, fuck everybody. amen.”

    eternal sunshine of the spotless mind’da son darbeyi indiren everybody s gotta learn sometime gibi bir müzik çalmaya başlar little person

    son

    ----

    insan aşık olur. bazen öyle acı bir hal alır ki derdi bilirsiniz ve dermanın olmadığını da. gider yanan bir evde oturmayı kabul edersiniz. sonunu bildiğin filme bile bile bilet almak gibidir. elden bir şey gelmez. bu derdin sonunda sizi nasıl öldüreceğini de bilirsiniz. aşktır işte bir umut yüreğiniz yanarak oturursunuz o evde. alevler öyle bir hal alır ki bodrum katta eşinden boşanan ev sahibinizin oğlu ile evlenirsiniz. büyük ihtimalle onun da sizin gibi bir derdi vardır. ama bu yangını dindiremez. yalnız yıllar sonra kavuşunca ona bu yangın diner ve ölürsünüz.

    tanıdıkça herkes düş kırıklığı yaratır. buna insanın kendisi de dahildir aslında. uğraşmaya başladıkça insan kendisiyle bir sürü şey çıkıverir ya da şüphe uyandırır. her zaman varolan bir şişlik durduk yere kaşınmaya başlar. doktor midenizde problem olabilir der, buna odaklanan sizin başka şikayetleriniz boy gösterir. çözüm bu enerjinizi başka yere odaklamaktır. yoksa kendinizi bitirirsiniz.

    --- spoiler ---
136 entry daha
hesabın var mı? giriş yap