şirret

• ateş, canlılık, coşkunluk gibi anlamlara da geliyormuş bu kelime.
  
  şirretü'ş-şebab: gençlik şirreti. yani gençlik ateşi, coşkunluğu vb.
  
  hz. peygamber'in bir hadisinde fetret kelimesinin zıddı olarak geçiyor.
  
  fetret: durgunluk, sakinlik vb.
  
  hadis şöyle:
  
  "her şeyin bir şirreti (coşkunluğu/canlılığı/ateşli bir hâli), her şirretin de bir fetreti (durgunluğu) vardır. şirret hâlinde kendine engel olan ve (dengeye) yakınlaşan kimse için ümidim var. ancak (bu hâl nedeniyle) parmakla işaret edilen kişi ise addedilmez." sanırım, kurtuluş ümidi onun için geçerli değil anlamında addedilmez buyuruluyor.
  
  aynı hadis başka bir rivayette, "fetret hâlinde benim sünnetime yönelen kimse felah bulur (ya da şirret hâlindeyken benim sünnetimle fetret bulan/durgunlaşan/durulan kimse) felah bulur. başka bir şeye yönelen helak olur."