63 entry daha
  • stres sınırını ölçme testidir. mahalle baskısını en fazla üzerinizde hissettiğiniz süreçtir. sürekli telefon beklersiniz bir yerlerden. telefon çalınca hele ki bilinmeyen bir yerlerden çağrı alınıyorsa kalp atışları tavan yapar. sürekli birileri sizinle oynar. sürekli saçma sapan kişilerin dediklerini çaresizce dinlersiniz. her önüne gelen bir parmak bal çalar ağzınıza. iş ilanları arar, kendini dünyanın en iyisi zanneden aracı kurumlara, internet sitelerine bilmem nelere bel bağlarsınız. doğru işle sizi buluşturacak kurum sonra dünyanın en iyisidir ama, unutmayın bu kurumlar iş bulmuyor size. siz, işi, öyle veya böyle, " hak ediyorsunuz. "

    sürecin başında gerçekten niteliklerinize uygun kariyer planlarınız dahilinde işlere başvuru yaparken sonlarına doğru umutsuzluk ve işe ihtiyaç sebebiyle mühendisler şeflik pozisyonlarına, mba sahipleri yönetici asistanlıklarına, üniversite mezunları yüksek okul veya lise mezunları istenen pozisyonlara başvurmaya başlarlar. bu, zaten herşeyi maliyetleri düşürmek ve dahi kaliteyi arttırmak olarak algılamakta olan işverenlerce de oldukça "profesyonelce" kullanılmaktadır gayet tabii. ücretlerin düşürülmesinden daha güzel ne olabilir ki?

    garip duygular yaşanır. kendini insan kaynaklarında guru zannedenler o kadar çok blog, o kadar çok akıl, fikir, öğüt veren belgeler yayınlamışlar ki internette, bu yazı da kesinlikle onlara dahil, çaresizlikten hepsi ile ister istemez tanışır, hepsinin hakkında bilgi sahibi olursunuz. iş arayan diğer arkadaşlarınızla sürekli irtibat halinde olup yeniliklerden, yeni arayışlardan, sınavlardan anında haberdar da olabilirsiniz. fakat acıdır ki bazen de en yakınlarda zannettiğiniz arkadaş kisvesi altındaki insan kişileri kendilerinin sahip oldukları, sizin için de potansiyel bir fırsat oluşturabilecek bilgileri sizinle paylaşmayı unutabilirler(!).

    iş ararken kendinize sakın bir şeyler katmayı unutmayın. bundan iyi fırsat olamaz. gerçekten ki iş ararken sadece internet başındaysanız ve kendinize yönelik yatırımlardan uzaklaştıysanız iş bulmanız gayet tabiidir ki zordur. neticede siz de iş veren olduğunuzda en iyisi ile çalışmak amacı içinde olacağınızdan kendinize farklılıklar katma peşinde olun ki, kazanmanız kolaylaşsın. tabii bunların hepsi gerçekten çalışmak zorunda olanlar için geçerli, bunu da unutmamak lazım gelir. yoksa sadece hobi olarak çalışmak için iş arayanlar dahil değil bu gruba, yanlış anlama olmasın.

    sonra bir de profesyonel iş görüşmeleri boyutu var tabii ki. kimi gerçekten gözünüzde ve gönlünüzde önceden büyüttüğünüz şirketlerin iç yüzlerini anlamanın en iyi yoludur aslına bakarsanız iş görüşmeleri. işe alınacak aday için bunların belki bir dikkat unsuru olması beklenemez işe ihtiyacı varsa fakat rahat bir zamanda gözlem yapılırsa görüşmelerde, o kadar çok şeyin farkına varılır ki. bir kere kim olursa olsun, hangi şirket, hangi pozisyon, hangi bilmem ne kesinlikle şirketleri, işletmeleri, kurumları oluşturan en temel yapı taşı insandır. insan düşünür, duyguları vardır gerçeğini unutmamak lazımdır. bu, en benim diyen şirketlerin human resource, insan kaynakları, hr, recruitment vb. fakat aynı kapıya çıkan adlara sahip departmanlarında çalışanlarca nasıl kavranmaz ki benim bile ön hazırlıkta kolaylıkla ulaşabildiğim beylik soruların, testlerin, sözde işe alım sınavlarının üzerine çıkılmadan kendi kurum kültürüne göre, iç yapısına, dinamiklerine, alım yapılacak pozisyonun gereklerine göre hazırlanmaz. gerçekten özveri ile çalışan, işini seven, en azından ne iş yaptığının farkında olan görüşmeciler, işe alım uzmanları vb. size görüşmelerde yenilikler katarlar da katarlar tabii. onlar ayrı.

    yeni mezun olduysanız veyahut ilk iş görüşmesi tecrübesindeyseniz öncelikle öğrenmeyi öğrenmeye başlayın. olabildiğince çok görüşmeye gitmeye çalışın. nitekim aslında çoğu kez basit, kafasız, gereksiz, kibirli gördüğünüz görüşmenizi gerçekleştiren şirket çalışanı sizi fark edecek olandır, edendir. her hareketinizden bir şey çıkartır. sözlerinizden hakkınızda yargılara varabilir. hepsi için tabii ki geçerli değil ama gerçekten işini yapanlar insan sarrafıdır. kandıramazsınız onları. önemsemediğiniz ayrıntılardan müthiş sonuçlara ulaşabilirler. yalan atmayın, yapmacık olmayın ve en güzeli gerçekten başvurduğunuz pozisyonun bütün özelliklerini düşünün, neler yapılabilir, ne gerekebilir? bunlar sizde varsa karşı tarafa yansıtabilin. kendinizin farkında olun. en güzel yanlarınızı nasıl ki sürekli anlatabiliyorsanız sevmediğiniz yönlerinizi de tespit edin. tespit edin ki düzeltme yönünde ilk adımı atmış olun. ve tespit edin ki iş görüşmelerinde size sorulan " en sevmediğiniz yönleriniz neler? " sorusuna da cevabınız olsun. özgüveninizi kaybetmeyin. olmazsa üzülmeyin. çünkü biri mutlaka olacak.

    aza kanaat etmeyi bilin. aza kanaat ederseniz gerçekten hakkettiğine inandığınız firmalarda üst düzeylere kadar yükselebilirsiniz kısa zamanlarda. bilinen bir örnek olması umuduyla şunu söyleyebilirim ki muhtar kent dünyanın en büyük şirketlerinden the coca cola company'nin iki numaralı adamıdır. ve coca cola da dağıtıcı olarak, açmak gerekirse kasa taşıyarak, işe başlamıştır. kimse size, babanız hariç, ki kendini geliştirebilmiş babalar bile yapmıyorlar artık, direkt olarak müdürlük vermeyecektir çok bir geçmişiniz yoksa. yani burnunuzun kaf dağından deniz seviyelerine indirmeye gayret gösterin. hizmetli ile gerektiği gibi konuşun ki müdürünüz, direktörünüz veya her kimse sizin üstünüzde öyle konuşsun. yani öyle konuşulmayı hakedin.

    yalan atmayın demiştim ya atmayın. eski işlerinizdeki bağlantılarınızı kaybetmemeye çalışın. akademik geçmişinizde muhakkak iyi anlaştığınız, sizi seven bir hocanız olmuştur. onunla da irtibatınızı kopartmayın. insanları önemseyin. çünkü bu kişiler sizin hakkınızda işe alınacağınız firmalar için önemli ipuçları verecek kişilerdir. toplumdaki yerleri, torpil olarak algılanmamak kaydıyla, sadece en azından çevrelerinde saygın olmaları koşuluyla, tercih edilmenizde önemli bir sebep oluşturacaktır.

    sevdiğiniz insanlara da bu süreçte güvenin. sevgiliniz, tabii ki eşiniz, gerçekten " o " ysa eğer, onu muhakkak ve muhakkak ve muhakkak dinleyin. isteklerini yapmaya çalışın. o sizin görmediklerinizi görür, duymadıklarınız duyar, hissedemediklerinizi hisseder. yapamayacağınızı düşündüğünüz şeyler için size cesaret verir. size en yakın destek olacak kişi odur. unutmayın. hayat, en yakındakiyle paylaşılan lezzetli bir yemekse, yemeği beraber yediğiniz kişi sizin için önemli, sizi düşünen, sadece iyiliğinizi isteyendir. ailenizi de dinleyin. onlar da sizi sizden daha uzun zamandır tanıyor olduklarından iş arayışınız hakkındaki ayrıntıları, planlarınızı onlarla paylaşın ki yardımları eksik olmasın. bu işi tek başınıza beceremezsiniz. sakın havalarda uçmayın, ayaklarınız yere bassın.

    neticede öyle veya böyle zorlu bir süreç iş aramak. acele etmemek elde değil fakat acele etmemek lazım gerçekten. ve unutmamak lazım ki gerçekten kendinizi, planlarınızı, eğitiminizi ifade edebildiğiniz taktirde alınamayacağınız bir iş yok. bir yerlerde sizi bekleyen gerçek bir kapı var. onu kaçırmamaya, açtığınızda kapatmamaya, girdiğinizde üst katlara çıkabilmeye dikkat ediniz sevgili okur.

    çok sizli bizli oldum ama bu entry i okuyan değerli okurlarımız bunu da okudular: (bkz: iş bulmak/#16900326)
444 entry daha
hesabın var mı? giriş yap