8 entry daha
  • 71.ayette, doğuştan gelen zengin-fakir farklılığı vurgulanmamıştır. çünkü kitabın genel üslubuna göre, hadiselerin herkes için aynı sonuç veren bir kanunu (kaderi) bulunmakta, insanın gücünün (kaderinin), bu kanunla birleşmesi nispetinde de sonuç alınmaktadır. ancak, insan kimi zaman kaderini kullanmamakta ve başkalarının kaderlerine tabi olmaktadır. işte kur'ân üslubunda, insanın başına gelen bütün bu akıbetler allah'ın fiilleri olarak ifadesini bulur. iç içe olduğu için de tek kader olarak görünür.

    yani fakirin de, zenginin de, efendinin de, kölenin de, çalışarak kazananın da, mirasa konanın da durumları allah'tandır.

    ayette açıklanan şey, zenginlerin genel adeti olan mal tutkularıdır. burada sadece bir tespit yapılmıştır. yardımlaşma önerilmememiştir. zaten sözün bağlamı da bu değildir. sadece mal biriktirdikleri ve çalıştırdıkları kimseleri de rızıklarına ortak etmedikleri gerçeği dile getirilmiştir.

    asıl konu eşitliktir. zenginlere şu soru sorulmaktadır:
    siz, çalıştırdıklarınızın kendinize ortak olmalarını kabul etmezken, nasıl oluyor da allah'ın bazı kullarını,
    malı, mülkü, parayı o'na ortak görebiliyorsunuz?
    bu soruya karşılık ayette önerilen de şudur:
    allah'tan başkalarının tanrılığını, elinizin altında bulunanların kazancınıza ortaklıklarını reddettiğiniz kararlılıkta reddetmelisiniz.

    aslında burada, rum suresinin 28. ayetinde dile getirilen güçlü bir temsile gönderme yapılmaktadır.
    o temsil şöyledir:

    "ellerinizin altında bulunanlardan, size rızık olarak verdiklerimizde eşit olduğunuz, kendinizi saydığınız gibi onları da saydığınız ortaklar mı var ki!"

    yani siz mülkünüzde ortak ediniyor musunuz ki benim mülkümde bana ortak edinmekte haklı olasınız?
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap