4 entry daha
  • ücüncü dünya romanlarinin ulusal alegori olmasini elestiren , ötekilestirici, hiyerasik emperyal bakıs acisi yoktur bana göre. birinci dünya romancilarının kanon larına göre edebiyatın degerlendirilemeyecegi dusuncesinden hareket eder. batı romanının icinde siyaset tiyatro sırasında patlayan silah* iken üçüncü dünya romanında nerdeyse birçok romanın içerigini belirleyen figüratif bir nesnedir. jameson bu tespiti yaparken bu figüratif alegorileri goremeyen batının bir eksikliginden de bahseder.
    bir nevi kendi özelestirisidir.
    ama ajaz ahmad abi cok sinirlenmiştir, o da haklidir aslında ama muhatabi fredric jameson değildir. o neden haklıdır peki, ahmad'in elestirdiği boşluktan üçüncü dünya romanına oryantalist veya etnik tat bakış açısı akmaktadır oluk oluk. mesela orhan pamuk, avrupa'da benim adım kırmızı'nın yazarı olarak bilinir, hani paul auster'in dili ve kapsamiyla boy olcusebilecek ve hatta daha estetik yeni hayat'ın yabancı baskısı üzerinde "benim adım kırmızının yazarından" ibaresi yer alıyorsa, burada ciddi bir sorun vardır.
    bence jameson ve ahmad bu konuda kardeş kavgasına girmesinler, iki guzel marksist olarak ortak yola varsınlar.

    (bkz: güzin abla edebiyat eleştirmeni olursa)
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap