8 entry daha
  • geçen oylaninca yeniden hatirladim, ama bunu da sonra devam ederiz diyerek ortada birakmışız. uzun uzun hikayeler konusundaki yorumlara girmek sıkıntılı iş, ama yine de kehf süresi hakkinda bir iki şey daha söylemek gerekir. harun yahya'nin işleri abartip adina web sitesi kurduğu bu sürenin, islam içinde yaydiği belirsizlik ve efsane dalgaları nedeniyle yüzyillardir ilgi görmesi ve bu ilginin internet mecrasina dökülmesi de kuşkusuz anlaşılır.

    "size bilmeniz gerektiği kadarini söylüyoruz", "kuşkusuz en doğrusunu biz biliriz ama onları simdi söylemiyoruz" türü ifadeler, "kurdun ırmağının aşağısı", "iki denizin kesiştiği yer", "iki dağın arası" gibi yine belirsiz ve mitolojik coğrafya tanımları içinde bu tartışmalar yüzyillardir devam ediyor. sürenin temelsiz bir şekilde, içinde demirci kavimler geçtiği için orhun yazıtlarına, ergenekon destanina vs. benzetilmesi de ayni belirsizliğin, dahası surenin sahip olduğu mitolojik kozmolojinin bir ürünü.

    benzer mitolojik söylemler, yaratılış hikayeleri, mucizeler ve efsanevi evrenler totemcilikten, çok tanrılı dinlere, oradan da tek tanrılı dinlere geçiş aşamalarını kateden toplumların tümünde ve istisnasız hemen her toplumda görülür. kuran'daki ifadeler kabileler birliği niteliğindeki şehir devletlerinden, şehir devletleri birliğine (populus romanus gibi bir tür "populus arab"-arap birliği) yürüyen arap toplumunun mezopotamya havzasindaki söylenceleri yeniden biraraya getirmesine işaret eder. roma'nın sabin, latin ve etrüsk tanrılarını ve şehir devletlerini bütünleştirmesi, dor ve ion tanrilarinin romaya taşınması ve teslis inanci içinde daha sonra hristiyanliğa tevarüs edilmesi gibi ya da aquinas thomas'in bütün bir yunan mitolojisi ve dinsel mantik dizgesiyle hristiyanliği bütünleştirmesi gibi, müslümanlik da arap yarımadası'ndan sina'ya, yemen'den hazar kıyılarına kadar bütün bir coğrafyanın edinebildiği söylencelerini tek tanrı inancı içinde, yeni bir devlet ideolojisi (müslümanlık) temelinde uzlaştırır. athena'da ya da isis'te uzza'yı, nyx ve nemesis'te menat'ı, artemis'te lat'ı bulan arap toplumu allah tapımı içinde bütün tanriları, tanrıçaları dışlayarak efsaneleri ve hikayeleri tek tanrı inancı temelinde kabul eder. çok katmanlı antropolojik dinsel imgeler içinden geçen bir ideolojik evren ve bir devlet yaratır.

    kuşkusuz bu sürece (farsilerden, türklerden, hindulardan, amerika yerlilerinden önce olsa da) roma'dan, yunan devletlerinden ve etrüsklerden daha geç bir evrede giren arap toplumu, ortadoğu dinler tarihinin karmaşık söylenceleri içinde yolunu arayan yorumcular ve tevilciler de üretir. üretmeye de devam ediyor. kehf süresi, efes'in yedi uyuyanlar'ıyla rakiym efsanesini birleştiren, çift boynuzlu (zülkarneyn) ile büyük iskender'i çağrıştıran, onları musa ya da yuşa ve hızır'ın yolculuklarıyla birlikte öyküleyen karmaşık bir yorum yatağıdır. ama mağara'da, kehf aleminde oynaşan gölgeler ortadoğu'nun ve anadolu'nun ortak hafızasıdır. o hatiralar içinde bütün yoksullar, bir gün gelip duvar dibindeki hazinenin açığa çıkması için duvarı yıkacak olan güçlü bir tanrinin varlığına ve onun vicdanına inanmak isterler.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap