1030 entry daha
  • yunanistanin su durumundan almanyayi, fransayi sorumlu tutanlara, onlari tefeci gibi gostererek duyunu umumiye cagrisimlari yapanlara (mesela gungor uras gibi ekonomi yazarlarina) bir sorum var: ab yunanistan'a zorla mi yuksek faizle borc veriyor?

    yunanistan hukumeti her ulkeden, yatirimcidan, piyasadan borc alma ozgurlugune sahip. e bakiyorsun piyasaya (senin benim gibi adamlar, yatirim bankalari), 10 yillik hazine bonosu icin yuzde 35 faizden assagisina vermiyorlar. normalde bu yuzde 5'ti. bu borclarin sigorta * primleri de ucmus vaziyette, cunku kimse odenebilecegine inanmiyor. hani anlik bir durum olsa spekulasyon deriz, komplo deriz, fakat rakamlar herkese aylardir acik, herkes hesabini kitabini risk analizini kendince yapabiliyor ve ayni sonuca ulasiyor: yunanistan'a para verilirse geri alinmaz.

    simdi troika (ab, imf, avrupa merkez bankasi) gelip diyor ki "halihazirdaki borclarini cevirmek icin sana bizim disimizda makul faizle para verecek kimse yok. e biz de salak degiliz, sana bu borcu ancak belli sartlar altinda veririz, hicbir yapisal degisiklige gitmezsen seneye ayni sorunu tekrar yasayacagiz"

    haksiz mi adamlar? yunanlilari "kan emici kapitalistler"den kurtarmak isteyeneniz varsa, beraber gidip alalim yunan hukumet bonosunu dusuk faizden, papandreu tesekkur mektubu yollar belki.

    troika salak degil, bu parayi ucuza veriyor cunku yunanistan'in arjantin gibi iflas etmesini ya da tek tarafli borc duzenlemesine (debt structuring, yani "bugun odemiyom lan param yok, yarin yarisini veririm, gerisini helal edersiniz artik" demek) gitmesini istemiyorlar. halihazirdaki borclarin yuzde 70'inin alacaklilari da yabancilar, cogunlugu ab'de. borc alacaginin otesinde, bu borclarin odenecegine inanip sigorta yapanlar da zarara girecek (gerci 2008 abd bankacilik krizinde oldugu kadar kotu bir cds etkisi olmayacak diye okudum)

    iflas veya tek tarafli yapilandirma yunanistan icin de iyi degil. bir kere, onca yildir sana finansman saglayan fransizin, almanin emegini calmis olman neyse de, borcun alacaklisi olan kendi vatandasini da sikmis oluyorsun. ikincisi acik devam ettiginden yeniden borclanman gerekecek. kim verir sana parayi? "kan emici kapitalistlerden" bikmis turk genci bir yere kadar yardim eder sonucta, onun da alacagini yaktin, affetmez.

    eurozonedan ciksan, bu fazladan bir masraf, ustune borclanma iyice pahali hale gelecek kur farki yuzunden. tek cozum -ve zaten eurozone'dan cikis nedeni- kendi parani basmak. e o paranin degeri basilan kagittan dusuk; yani kim gider euro alacagi varken, hababam basilan yunan parasini kabul eder? enflasyon firlayacak ve enflasyon dedigin de duz vergidir, herkesin cebindeki parayi ayni oranda eritir, o yuzden fakirler icin en kotu vergi turu.

    kaldi ki borç alamadigin için aynı reformların, kemer sikmalarin tillahini yapman gerekecek. bugünkü kesintilere antiemperyalizm, bagimsizlik ağzıyla karşı cikanlarin o politikaları destekleyeceklerine inanmak saflik olur.

    geriye kaliyor troikayla anlasmak. isin burasi beylik, sozde solcu soylemlerini iyice ironik kiliyor, zira tam da bu "kan emici" ab devletleri, kendi insanlarini korumak icin, tum borc yukunu ustlenmek yerine, bunu yunan hukumetine borc vermis olan ozel kurumlarla paylasmak istiyorlar, "ulan sizin isinizin icinde risk zaten var, yanlis adama borc verdiniz, simdi acisi bizden cikacak. onun yerine siz de yardimci olun, su borclarin sartlarini iyilestirin, garanti verin, vadeyi uzatin" diyorlar.

    avrupa merkez bankasiysa * diyor ki "ulan bunun tek tarafli borc yapilandirmasindan ne farki var? ozel sektoru zorlamak yerine kemer sikma politikasi + bizim ucuz kredi guvencemizle onlari daha gonullu bir sekilde yunanistana kredi vermeye davet etmemiz gerekir". o da hakli. yani aksi takdirde tek tarafli borc yapilandirmasini yunan hukumeti yerine, ab yapmis oluyor, kendi bankalarina, alacaklilarina "isinize gelirse" demis oluyorlar yunan hukumeti hesabina konusarak.

    imf ise dis aktor, ne ab ne de avrupa merkez bankasi onlarin olaya daha fazla hakim olmasini istiyor. sonucta bunlar gelismekte olan ulkelere yardim eden, abd'nin etkin oldugu bir fon; koskoca eurozone elin sikiyle gerdege girince hem siyasi hem de ekonomik acidan etkileri olacak.

    ve tabii yunanistan burada bir ornek teskil ediyor pigsin geri kalaninin (ispanya, portekiz, irlanda) benzer sorunlari icin. eger troika yunanistana fazla gevsek davranir, kendi vatandaslarini fazla siker, yahut ozel sektoru yardima zorlayacak kadar otoriter davranirsa, bu diger ulkelere ne mesaj yolluyor? "ne diye kemer sikma politikalariyla veya vergi artisiyla halkimi mutsuz edeyim, siyasi gelecegimi tehlikeye atayim, nasil olsa troika eurozone'u korumak icin bana iyi sartlarda para verecek, ha onlarin iscilerinin sirtindan gelmis bu para, ha bankalari zorlamislar ucuz kredi vermeye, bana ne?"

    simdi o ironiyi daha iyi anlamissinizdir: kan emici fransa, kendi halkini ve dolayli olarak yunan halkini, kan emici uluslararasi bankerlere karsi savunuyor. kan emici almanya, kan emici imf yoluyla kan emici abd'nin etkinliginin artmasina karsi. kan emici ab'nin vatandaslari vergilerinin daha da fazlasinin yunanistana gitmesine karsi; yunan'a sorsan almanya'nin oyunu, almana sorsan abd'nin oyunu, turk'e sorsan zaten hepsi siyonistlerin, israil'in oyunu. bankalar memnun degil, merkez bankasi memnun degil, hukumetler memnun degil, vatandas memnun degil. oyle bir tefecilik, oyle bir komplo. sozlukcu neyse de, gungor uras gibi yazarlar bunlari okuyamiyor mu, yoksa ben mi muhim bir seyler kaciriyorum?

    ****

    yunanistan, dogru duzgun reform yapana kadar ucuz paraya muhtac, bunu da bir tek troika vermeye gonullu. bunun sorumlusu salt hilekar politikacilar degil (ki kandirdiklari da yunan yatirimci kadar almani, fransizi. %12.5'luk butce acigini %3.5 olarak gosterip borc alabilmek buyuk basari), 20 yildir uzumu yerken bagini sormayan halktir. tembel deyince kizan arkadaslar yanlis istatistiklere bakiyorlar; sorun calisan yunanin az calismasinda degil, calisan nufusun oraninin az olusunda. calisabilecek her uc kisiden biri oturuyor. sorun, diger ikisinin de uretken olmamasinda. ortalama bir avrupaliya gore 1.5 kat daha az verimliler. zaten gsmh'nin yuzde 40'i kamu, devlet calisanlarinin orani fazla. bunlarin hepsi bir araya geldiginde ortaya cikan tablo basit: essek gibi calisan bir yunan azinlik, verimsiz koca bir ulkeyi subvanse etmek zorunda.

    "bu paralarin hepsi zenginlere gitti, yatirim olmadi" da tam tembel tepkisi. elbette boyle insanlar, sirketler var (goldman sachstan bahsetmistim daha once) ama bunlar yapisal sorunlarin yaninda devede kulak; sonucta gini katsayisinin degisimine (zengin fakir arasindaki ucurum) bakarak yahut yunan refah devletinin sosyal programlara olan harcamalarina bakarak bu gorus cokertilebilir. (yine gecmisten bir alinti: "gini endeksinin 33 oldugu bir ulkede (ab ortalamasi 31, turkiye 46) ne bicim bir gelir adaletsizligiymis, ne gizli sakli bir somuru duzeniymis de gsmh'nin %120'si kadar olan borcun ana sorumlusu bu hortumcularmis")

    benim acidigim ogrenciler. eski nesilin kabahatleri bunlara patladi, fazla kamu borcu olan ve ozellikle sosyal sigorta sistemini yenilemek zorunda olan her yerde oldugu gibi. ama onlar da yine ab vatandasi olarak sansli sayilirlar; cok sikisirlarsa basip giderler sinirin ote yanindaki bankalarda ise girerler, kendi kanlarini geri emerler.
3531 entry daha
hesabın var mı? giriş yap