8 entry daha
  • "1965-66 yillari olmali. alamanci'larin gonderdikleri cantali teypleri sirtina vurup, sesini sonuna kadar acan bir takim adamlar gecerlerdi sokaklardan. ellerinde de muhtemelen eskisehir'de tipo baski yapan matbaalarda tuhaf sari, mavi, yesil, kirmizi renklerde basilmis, destanlarin hikayesi ve sozlerinin oldugu uzun mu uzun kagitlar olurdu. bes kurusa, on kursa satarlardi onlari. neredeyse her hafta bir yenisi cikardi, hemen alir ve evdekilere okurdum. annemle babaannem istisnasiz her seferinde gozyaslarina bogulurlardi. onlari aglatmak icin degil, ben de onlarla beraber aglamak icin okurdum....
    destancilarin okudugu ve sattigi destanlara da aglamak icin cok sebebimiz vardi. benim 9-10 yaslarimda o kadar sebebim yoktu, ama galiba dokmek icin bir sebebim olsun istiyordum ve destanlarin sayesinde de bol bol buluyordum: almanya'ya gidip uc cocugunu ve esini terk eden adam, yoksulluktan cocugunu satan kadin, zalim gelin tarafindan evinden kovulan, sonra da gidip kendini ceviz agacina asan yasli adam. kemalettin tugcu'nun romanlari bu acilarin yaninda dogrusu pek cocuksu kaliyordu."
    haydar ergulen-roll sayi 4. subat 1997 "neset ile gonul" baslikli yazidan..

    80'lerin basinda tarihe karistigini saniyorum. zira, kucuk yaslarda sokaktan gecen destancilar, acikli muzikleri ve karsilikli konusmali kasetleri [pencereden oturup butun hikayeyi dinlemek mumkundu] gitgide silinen cocukluk resimlerinden biri..
253 entry daha
hesabın var mı? giriş yap