ulan galatasaray
-
ayyaş türkgh babalarından dinlediği gibi metin oktay'ı,
soluğu sami yen'in çorak ve bozuk zemininde alan.
oradagökmen özdenak'ı gören
çakmak gözlerin neden idüğü belirsiz kıpraşması.
o heyecan silsilesini yaratabilen bir tek sen olabilirdin galatasaray.
zamane televizyonlarının kirli görüntüsüyle,
sıkıcı, zevksiz ve hep kaybettiğin oyun oynanadursun.
okulda dalga konusu olmaya bir tek sayende tahammül edilebilirdi galatasaray.
yaşıtların gündüzleri efendilik müessesesinin kapısına "cumaya gittim gelicem" yazarken,
en insani duygularını soyarak giydiğin garip bir sarıyla ateş kırmızısı parçalı
siftahsız küçük esnaftan öteye götürmedi seni.
müsebbibi sensin galatasaray.
semtlerinin gayrimeşrulukla yaftaladığı çocuklara,
her adımlarında pera'yı
her belediye otobüsü kargaşasında sami yen'i
her ballıca yaktığında karşına çıkan laciverdi
güsel marmara'nın her yudumda içinde yarattığı depremi
senden başka kim gösterebilirdi galatasaray
terk ettiğinde üşüten sevgilinin,
varlığıyla saçmalatan kedinin,
salça olmama kudretinin,
sorgusuz kabullenişlerin,
aşşağılık başkentler aksaray meyhanelerinin,
uzaktan sana bakıp kıs kıs gülen kaderinin,
ardından
ulan çığırtkanlığını,
fısıldayan naifliğe dönüştürdün.
bilemeyeceksin,
bileşik kelimeden oluşan adının
ne menem anlamlar içerdiğini.
konuşamayacak kadar sarhoş olsak da,
son nefesini verircesine o bileşik kelimeyi söyleyecek
parçalı sevdalıları.
ve çatallı sesleriyle
kedi üzerinden saçmalamaya
sevgiliye gitme diyememeye
aynen devam edecek.
çünkü sen varsın ulan galatasaray!
anlasana
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap