1 entry daha
  • yaşı küçük olan, ya da kasabada, köyde yaşamayanlar bilmez, bir zamanlar mahalle mahalle dolaşıp jilettir, tıraş bıçagıdır, traş köpüğüdür, traş fırçasıdır satan, orta yaşı aşmış amcalarımız vardı. babalarımız markette daha ucuza bulabilecekken yine de bu "saygıdeğer" dedikleri insanlardan alırlardı, traş gereçlerini.

    ayrıca çok da utangaç, çekingen, onurlu, gururlu insanlardı bunlar. kendilerinin kapı kapı dolaşıp para isteyen dilencilerle karıştırılmasına çok üzülürlerdi. zaman zaman "jiletlerim var, bıcaklarım var, köpüklerim var, almak istemez misiniz" diye bir satış stratejisi geliştiripte, önüne para atıp giden kişilerin arkasından koşar ve "beni dilenci zannettiniz herhalde..." diyerek parasını adama geri verirdi.

    yaptıgı işi sıkılarak, utanarak, onuruna yediremeyerek yaptıgını gösteren, göz temasından kaçan bakışlar insanın yüregini burkuyordu. hayatın onu istemediği ve haketmediği bir yere sürüklediği o kadar açıktı ki...

    sabahtan akşama kadar kafasının üstünde bir sini ve içinde traş gereçleri...
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap