11 entry daha
  • su (bkz: islam/#32740351) girdide baglantisi verilmis bir makale var:

    http://www.npr.org/…d-why-good-people-do-bad-things

    daha once cok buyuk kotulukler basina gelmis ve magdur olmus, iyi birer insan olmayi secmis ama "bir sekilde" baslarina gelen ya da benzeri birtakim kotulukleri yapmis insanlarin durumunu inceliyor. ilginc birtakim sonuclar cikmis bu calismadan. ama en onemlisi su: insanoglu oyle bir varlik ki kendisini oyle guzel kandiriyor ki yaptiginin kotuluk ya da bir yanlis oldugunu dahi anlamadan kendisini buyuk belalarin icerisinde bulabiliyor!

    yani is, bilince dayaniyor. bilince... o bilinc ki bugun onu birakin cozumlemeyi, anlamak icin dahi mevcut bilimsel paradigmanin yeterli olmadigi chalmers gibi nagel gibi cagimizin onemli bilim insanlari tarafindan iddia edilen: (bkz: ateizme karşı en geçerli sav/@anesthetized).

    iste bu noktada islam, insanin uyanik olmasi, "bilincli" olmasi, kendisine hakim olup, nefsini kontrol edip kendisini gercekten ozgurlesmesinin nasilini ortaya koyar. zira iradenin davasinda soylendigi gibi insan, iradesi ile deger kazanir. iradenin guc kazanmasi ve nefse galebe calmasi icin ise cok saglam ve icsellesmis bir tanri bilinci gerekir. zira nefsine karsi, sehvetine karsi, seytana karsi, munafiklara ve kafirlere karsi, insan ruhu yalnizdir ve zayif kalir. ancak ilahi iradenin yardimi ile insan bilinc kazanir, irade kuvvetlenir ve ruh yucelir.

    bilincin yerlesmesi icin ise, yapilacak sozlu ve dusunsel tekrarlarla beyinde meydana gelecek bir degisim gerekir (bkz: türkiye'de ateist olmak/@anesthetized). o yuzden gunun belli bir bolumunu kur'an okumaya ayirmak cok onemli bir peygamber sunnetidir. o yuzden tasavvufta zikir vardir ve insanda hem beyindeki fiziksel degisim ve donusumun, sonra dusunce dunyasindaki ozgurlesmenin ve dolayisiyla dunyevi aliskanliklardan siyrilarak yucelmenin ve yukselmenin kalici olarak saglanmasi bu yolla soz konusu olur. iste bu yuzden tanri, insan'a gonderdigi kitabinda kendisi over, yuceltir ki insan kitabi tekrarli bir sekilde okusun ve sadece ama sadece tanri'ya baglansin. ona tapsin. geri kalan tum putlari temizlesin kalbinden ve gercek ozgurluge ulassin.

    iste tam da bu yuzden sadece domuz yememek degil, burada daha sonra alintilanan, tuvalete girilecek ayagi tutun da, abdest dualarina kadar, hemen her seyin amaci, insani robotlastirip bir makineye cevirmek degildir. amac, bilakis, insanin tanri ile unsiyetini tam ve saglam bir sekilde, hareketlerinde de saglayarak, o'nun her an insanin yaninda, insana sah damarindan daha yakin oldugunu "bilir" halde olmasini saglamaktir. tanri ile her an beraber oldugu idrakini asla kaybetmemesinin saglanmasinin amaclanmasinin bir sonucudur [5]. peki, neden tanri'nin bu kadar icsellestirilmesi onemli? bunun cevabini, insanin kendisini kendisine birakmasi sonucu ortaya cikan sonuclarda buluyoruz [6]. insan, daha cok ozgurlesmiyor bu durumda. ne yazik ki nefsinin kolesi ve onun sozunu dinleyen bir varlik haline geliyor daha cok [7]. insan nefsini kontrol edip onu ruhunun emrine verebildigi surece yukseliyor, ozgurlesiyor ve kendisini buluyor [8]. butun mesele bu. domuz yememek de, hem erkek hem kadin icin tesettur de, namaz kilmak da, tuvalete girerken atilan adim da [9]. yoksa, obur turlu gorev bastan sagmaktan, yatip kalkip is gormekten kuru kuruya baska bir sey degil olan. yaptigimiz [10].

    konu su, isin ozu su, din, yukarida linkteki ses kayitlarinda verilen, kisinin ic catismalarina dair analizi, metodolojik olarak ifade eder. ruh, nefs, ego, vicdan gibi kavramlar uzerinden bir modele oturtur. insani, bir seyleri her zaman seven, kalbini bir seylerin sevgisi ile bir sekilde dolduran bir varlik olarak gorur. bu doldurma aktivitesinin, ruhuna, nefsine, egosuna, vicdanina bir yansimasi olacaktir, bu yansima da bilinci etkleyecektir der. bilincin de neyi belirledigini, soylemek, yazmak, acaba gerekli midir... iste, bu noktada, der ki din, kalbini allah sevgisi ile doldur ki, ondan tasan askla herkesi, her seyi, ayri bir sevebilesin. allah sevgisinin yolu da onun sana gonderdigi emirlere itaat etmekten, ona yaklasmaya calismaktan gecer. zira, her seyin bir olcusu oldugu gibi sevginin de olcusu, sevilenin yolunda yapilan fedakarliktir. onun yolunda harcanan zaman, yapilan ibadet, edilen tefekkurdur. yalniz allah'a itaat etmeyenler, kalplerinde er ya da gec sahte putlar turetirler. o yuzden, sadece ama sadece tanri'ya boyun egmeyenler, hayatlari boyunca, ya putlastirdiklarina ya da kendi egolarina boyun egerler. simdi, anliyor, goruyor, idrak ediyor musun, cevrende olup biteni, spitzer'i, petraeus'u ve digerlerini.

    otur dusun. otur ve dusun. hayatin neresinde inanc, din, neresinde, inancin yerine koymaya calistigin bilim. birisi nedenin cevabini insanin ic dunyasindan yola cikarak verirken, digeri nasil sorusunun cevabi ile ugrasmiyor mudur temelde? hani, nerede, bunlarin arasinda bir cakisma, bir catisma, bir karsitlik, birbirinin yerini alma?
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap