fanboy

• ingilizcede bir hobi veya eglence aracina kendini tamamen kaptirmis, sosyal hayati bu obje etrafinda odaklanmis genclere denir.
  
  oyle kolay ele gececek bir merhale de degil fanboy olmak. atilgan kac silindirlidir, ceday kilici nasil isler, dokuzuncu seviyede bir bard olmak icin ne kadar tecrube gerekir vesaireyi ezber etmek, en az bir kere tegmen uhura'yi (veya kaptan kirk'u) dusunerek masturbasyon yapmis olmak gerekir. tolkien'in, joyce'la hemingway'le wolf'la ayni donemde ayni dili kullanarak yazdigini hic dusunmeden yirminci yuzyilin en baba yazari oldugunu iddia etmeyi, plajdayken bile fantazi rol yapma oyunu zarlarini yanindan ayirmamayi falan da unutmayalim.
  
  fanboylar disaridan zararsiz gorunseler de populer kulturun yaraticiligini sinirlayan birincil etmenlerdir. her bilim kurgu romancisi, cizgi roman yaraticisi, tv yazari elindeki malzemeyi yeniden islemeye, kokten degisiklikler yapmaya kalktiginda onunde bol sivilceli bir fanboy ordusu dikilir, ticari basariyi tehdit eder.
  
  fanboyu fantazinin karanlik zindanlarina uzayin sonsuzluguna savuran yazarlarin hayata ilk adimlari kolaylastiracak babanin yerini almasi midir, ekonomik esitsizligin hayal gucunu bir luks haline getirip bu ugraslari icreklestirmesi^* midir bilinmez.