647 entry daha
  • babamın omuriliğinde tümör vardı. 6 haftadır olduğu gibi yine sabah 9'da cerrahpaşa'ya gittim. gece yoğun bakıma aldık, haber vermedik dediler. ablamları, eşimin ailesini arayıp cerrahpaşa genel cerrahi kantini yanındaki yoğun bakımın kapısına gittim. yan odada diğer hasta yakınlarıyla birlikte bekleyin dediler. gittim yan odaya, 20 metrekare oda içinde yığınla çaresiz insan, ellerinde ya yasin kitabı var ya da kağıt mendil. kulakları yoğun bakım kapısından gelecek haberde.

    içim sıkıldı, dışarı çıktım. soğuk sandalyeye oturdum, hemşire kapıya çıktı. herkes hareketlendi, durumu ağır bir hastanın ismini seslendi. hastanın oğlu koşar adım girdiği yoğun bakım kapısından omuzları çökük, gözler kıpkırmızı çıktı. yarım saat sonra babasının cansız bedenini soğuk sedye üzerinde teslim ettiler. gözüm aileye daldı. o sırada ablam, eniştem geldi. hepimizin gözleri yorgunluktan mosmordu. bir buçuk aydır gece ve haftasonu hastanede, gündüz işteydik.

    sonra eşimin ailesi geldi. doktor çıktı, "saat 2'de biri girebilir" dedi, ekledi: "her şeye hazır olun." benim girmeme karar verdik. 6 kişi hiç konuşmadan yoğun bakımın kapısında saatin 2 olmasını bekledik, oldu. insan yığınıyla ben de girdim içeri. gözlerimle babamı ararken hafızama travmatik kareler kazıdım. boğazından borular geçen gençler, altı bezli yatan adamlar, "yorma kendini, konuşma" derken ağlamaktan ne dediği anlaşılmayan hasta yakınları.

    en son yatakta babamı buldum. beni tanımadı, ama tanımış gibi yaptı. "iyi misin?" dedim "balık istedim ben, niye getirmedin?" dedi. "getiririm, başka ne istiyorsun?" dedim. "portakal suyu. şu köşeden de balık al gel. canım istedi. çamaşırhaneye in bir de."

    "tamam" dedim çıktım. ne diyeyim?

    çıkınca herkes başıma toplandı "nasıl" diye sordu. "iyi" dedim. ne diyeyim?

    ablamlar yüzümü bembeyaz görünce eve gitmemi söylediler. eşimin anne babasıyla çıktım, taksiye bindim. aksaray metronun orada indim. antidepresana ihtiyacım vardı, ama doğal olmayan şeylerden hoşlanmadığım için hiç kullanmamıştım daha önce.

    vapura binmek aklıma geldi, denize bakıp hüngür hüngür ağlamayı planladım. sonra aklıma geldi, yorum'un konseri olduğu. senelerce olay çıkar korkusuyla değil yalnız, arkadaşlarımla bile gitmediğim. döndüm metroya bindim. indim sonra, kalabalığa karıştım.

    şu şarkıyı da dinlerim giderim diye diye, konserin sonuna kadar bağıra ağlaya şarkı söyledim. hangi şarkıda hatırlamıyorum, bir ara sinirim bozuldu, yorgunluk da var gözlerimden yaşlar boşandı, tanımadığım biri hiçbir şey sormadan gülümseyerek kağıt mendil verdi. dönerken yine üzgündüm ama kafam temizdi, yeni güne başlayacak gücü depolamıştım.

    üzerinden iki sene geçmiş. 2013'teki konserleri, satır satır hafızamda olan tek günün konseridir benim için. bana nasıl bir ilaç olduklarını gün gelir de içlerinden biri şu zor günlerinde okursa, selam olsun hepsine.
670 entry daha
hesabın var mı? giriş yap