• cibali caddesi’nde şair bâki sokağı’nda bulunan bu caminin yapım yılı, tam olarak bilinmemekte ancak 16. yüzyılda inşa edildiği varsayılmaktadır. caminin bulunduğu mahalle, âşık paşa adıyla anılır. osman ve orhan gazi devirlerinde yaşamış bir şair olan âşık paşa, ‘paşa’ lakabını ailesinin ilk erkek çocuğu olarak dünyaya gelmesinden almaktadır. paşanın asıl ismi ali’dir. torunu 16. yüzyılın ünlü tarihçilerinden tevarih-i âl-i osman’ı kaleme alan derviş ahmed âşıkî (yaygın söylenişiyle aşıkpaşazade) idi. âşık paşa camii, torunu âşıkpaşazâde tarafından dedesinin ruhuna ithaf edilmiştir.

    muntazam kesme taş ve tuğla ile inşa edilen camii, kare bir plana sahip olup kurşun kaplı tek sağır kubbe ile örtülü basit bir yapıdır. sekiz köşeli kasnağa dayanan kubbenin çapı 8 m,’dir. caminin sağ tarafında bulunan minaresi, bir kemer vasıtasıyla camiye bağlanmıştır. caminin günümüze kadar ulaşamayan son cemaat yerinin dört sütununa oturan dörder metre kutrunda iki kubbe, ayrıca orta kısmında beşik örtülü kubbesinin önceleri var olduğu sanılmaktadır. âşık paşa camii, 12x12 metrelik bir alanı içine almaktadır. mihrabı alçıdan yapılmış olup, minberi ve kürsüsü ahşap özellikleri üzerinde bulundurmaktadır. kıble duvarında ismi celâl ve ismi nebî yazılı iki tane müzeyyen pencere vardır. caminin ilk minberini, kanuni sultan süleyman devri devlet adamlarından nişancı eğri abdizâde mehmed efendi koydurmuştur.

    bir bahçe içerisinde yer alan âşık paşa camii, külliye olarak inşa edilmediği halde zaman içinde etrafındaki yapılarla birlikte külliye niteliği kazanmıştır. öyle ki bu özelliği, derviş ahmed âşıkî’nin iki kısımdan oluşan büyük türbesinin ve ayrıca kızı rabia hanım ile hem damadı hem müridi olan seyyid velâyeti efendi’nin kabrinin de camii çevresinde bulunmasından ileri gelmektedir. caminin kıble tarafında yer alan âşıkpaşazâde’nin türbesi, tek kubbeli kare bir mekan halinde muntazam kesme taştan inşa edilmiştir. içinde iki sanduka bulunan üstü aynalı tonozla örülü küçük türbe ise âşıkpaşazâde’nin türbesinin yanıbaşındadır. yanıbaşında seyyid velâyeti efendi’nin türbesi ise etrafı kesme taştan yapılmış olup türbe, geniş pencereli duvar ile çevrelenmiştir.

    camii, 1782 tarihinde geçirdiği yangın sonrasında darüssaâde ağası hüseyin ağa tarafından yeniden elden geçirilmiştir. bu sebeple âşık paşa camisi hüseyin ağa’nın adıyla da anılmaktadır. ağanın mezarı, camide son cemaat yerinin sonunda bulunmaktadır.
    caminin etrafında ve seyyid velâyet türbesi’nin yanında geniş hazireler mevcuttur. evliya çelebi, âşık paşa camii’nin ziyaret yeri olduğunu, haziresinde şeyh mehmed taşköprüzâde ve niksârizâde gibi birçok değerli şahsın gömülü olduğunu belirtmektedir.
    caminin bahçe duvarında kesme ve yontma taştan yapılan, kemerinin kilit taşındaki ile cephesinde üç rozet süslemesi bulunan küçük bir çeşme vardır. çeşme, âşık paşa sülalesinden şeyh ahmed efendi tarafından 1564 senesinde inşa edilmiştir. günümüzde suyu akmayan bu çeşme, istanbul’un en eski tarihi çeşmelerinden biri olması sebebiyle değerlidir. caminin sağ kısmında yer alan seyyid velâyeti’nin yaptırdığı âşıkpaşa tekkesi ve mescidi bugün kur’an kursu binası olarak faaliyetine devam etmektedir.

    geçirdiği yangınlar sebebiyle ilk yapıldığı tarihteki halinden eser kalmayan camii ve etrafındaki türbeler, 1970’li yıllarda yapılan restore çalışmalarıyla günümüzdeki şeklini almıştır.
hesabın var mı? giriş yap