3 entry daha
  • müstesna bir edebiyat dergisiydi. üniversitede okurken her hafta çıkmasını bekler çıktığında her yazıyı ayırt etmeden didik didik edip okurdum. epeyce biriktirmiştim. üniversiteyi bitirip memlekete gittiğimde evin bir odasına kitaplarımı, edebiyat dergilerini koydum, eşyadan fazla kitap dergi vardı. kitaplara numara bile vermiştim. hepsi sıralı, elden geldiğince muntazamdı. k dergisi de öyle, öğrenci harçlıklarından kısılmış yadigardı k dergi. sonra zaman geçti işe başladım, annemler memlekette kalan dergileri ardiyeye atmışlar (senin anlayacağın odunluk) yine böylesi soğuk bir kış gecesinde k dergilerinin çoğu ateşi tutuşturmak için yakılmış. çok üzülmüştüm. altını çizdiğim, hoşuma giden yerler gittiği için ve nerede k okumuşsam not bile almıştım. yitip gitmişti k. boşluklarına ufak durum hikâyeleri, pasajlar, şiirler yazmıştım. belki başkası için değeri yoktu ama benim için o denli değerliydi. o kadar bana aitti edebiyatına girmek istemiyorum fakat öyleydi sahici.

    ve zaman geçti üzerinden belki beş yıl geçti, daha da fazla belki. bir yerde tekrar karşıma çıktı bu dergiler. hiç ummadığım, bu zamana kadar hiç bilmediğim bir evde karşıma çıktı tekrar. hayalimdeki gibi bir evdi. hayalim ortadaydı. hayalim karşımdaydı. hayalim... kelebekleri, garip resimleri, yarım resimleri, baykuşları, mütemadiyen çalan dingin müzikleri, devamlı düşülen okuma koltuğu. habire konuşuluyordu, gülünüyordu. bazense anlamlı, mesafeli bir suskunluk çöküyordu. bir romandan fırlamış gibiydi her şey. bir roman ne kadar gerçekse o kadar gerçekti. eteklerini toplayıp gitti k dergi, yiten, kıpırtısız, apansız gidiverdi... şimdi olsa ne güzel birkaç biyografik ögeler okunurdu o loş ışık hüznünde.

    artık sahaflara, yalnızca ilgilenenlerin elinde k dergi, bulursanız, edinirseniz bir yerlerden mutlaka okuyun.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap