4 entry daha
  • sosyal psikolojide; birisine yönelik olarak olmusuz davranış vs. beklentisi içindeysen, o kişi ile etkileşimini-iletişimini bunu gerçek hale getirecek şekilde kurarsın ve bir nevi sebep olursun, üstüne de "bak ben demiştim çıktı direk" dersin diye anlatılır.

    ancak bundan daha genel bir fenomen. bu kehaneti yapan kişinin olacağı tahmin edilen gelecek olayın meydana gelmesinde etkisi varsa veya kehanetin yapılması buna yol açacak etki sahibiyse bu da kendini gerçekleştiren kehanet örneğidir. mesela ülkenin en çok okunan iktisat yazarısın ve tahminim şu banka seneye batar diye yorum yaptın, okuyucular bankaya hücum etti, mevduatını kaybeden banka krize girdi ve battı, burda sen o tahmini yapmasaydın belki de banka batmayacaktı.

    buna bir diğer örnek kategori de dinsel temelli vaatler, müjdeler ve kehanetler (ingilizcedeki prophecy'nin hem peygamberlik hem de kehanet, kahinlik demek olması çoğumuzun kafasını karıştımıştır ama bu örneklerle anlam buluyor biraz): mesela yahudiler ve hristiyanlar veya yahudiler-hristiyanlar ve müslümanlar arasında ahir zamanda büyük bir savaşı öngören klasik armageddon hikayesi. bu hikayenin kıyamet alameti büyük savaş, dökülecek kanlar anlatısı tüm (bkz: semitik dinler)de var. burada yeterince ebadlı müslüman bir ülkenin yönetimine, hristiyan ülkenin yönetimine ve yahudilerin hakim güçlerinde buna inanan buna hazırlanan kişilerin gelmesi olayın meydana gelme olasılığını epey artırıyor. bi ara iran'da ahmedinecad, abd'de bush ve israil'de şaron gibi aşırı-dindar tipler olayın tarafları olarak iktidarda ve birbirine karşı konumlanmışlardı. "allahtan" gittiler ve daha az yobaz yönetimler geldi (mi acaba). bunlardan herhangi birisi bu savaş çıkacak diye bi harekete davransaydı, diğerlerinin işi büyütmesi çok daha olasıydı bugüne göre.

    dinsel kökenli kendini gerçekleştiren kehanet örneklerinden birisi de bence (bkz: istanbul'un türkler tarafından fethi)'dir. rivayet uydurma mı değil mi bilinemiyor ama, hz. muhammed'e "istanbul birgün elbet fethedilecektir, o ordu ne kutlu ordudur" mealinde bir hadis-söz atfedilir. burada da bir dinin kurucusu tarafından hem müjde, hem vaat hem de ödül konusu olan bir eylem tabi ki dinin inananları tarafından hedef kabul edilecektir. yani bu nedenle bunu bir mucize veya muhammed'in allah'tan aldığı haberi paylaştığının delili olarak göstermeyi doğru bulmuyorum. çünkü bu bir haberden ziyade veya en az onun kadar bir emir bir teşviktir.
    yine de alternatif bir bakışla; müslümanlar islamın erken döneminde doğu anadoluya kadar gelmiş olmalarına rağmen batı anadolu ve bizansın başkenti ile ilgilenmemiş, osmanlıya kadar 850 yıl boyunca, çok erken dönem bir akın rivayeti* haricinde istanbul'u almaya çabalamamışlardır denebilir. şehrin siyasi ve iktisadi önemi fethin askeri imkanları (osmanlı ve bizans arasındaki güç farkı) ortaya çıkınca olay gerçekleşmiştir. yani kehanetin varlığı tek başına olayı meydana getirmeye yeterlidir demek de doğru değildir.

    not: başlık neden kendini gerçekleştiren kehanet değil de ingilizce terim olarak inceleniyor anlamadım. türkçe vikipedide harika bir türkçeleştirme ile (bkz: beklenti etkisi) denmiş...
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap