55 entry daha
  • hopidik hopidik koşması, 7 adet "keh"den oluşan o kendine has gülüşü, kısacık boyu ve dunya tatlısı göbeği ile "ay canım... dunya ahret annem olsun... ayy mıncıklıyasım geldi" sıcaklığı oluşturan, içimizi garip, buruk bir tebessüm ile dolduran, tüm benliğimizle içimizde hissettiğimiz, damarlarımızda dolaşıp bizi gıdıklayan, fahri akrabamız, teyzemiz, annemiz...

    sempatik tavırları, acı dolu gülümsemelerinin içinde yüzen hayat dolu gözyaşları, "şehirli" damgası yememek için elinden geleni yapan, örflerine derin bir bağ ile ilintili, kendini cocuklarına ve ailesine adamış, orta direk türk ailesinin biricik annesi.

    ancak beline sarılabildiği cocuklarının başına gelen talihsiz olaylara karşı mücadeleci, yılmaz usanmaz tavrı hep çocuklarına daha iyi bir yaşam verebilmek içindir. kendisi için zerre bir menfaat düşünmeden elinde, kalbinde ne varsa, neye sahipse hepsini paylaşan, dağıtan türk kızılayı...

    zaman zaman kendisi gibi aksi kocası (bkz: munir özkul) ile yaptığı incir çekirdeği tartışmaları, "turşu sirkeyle olmaz, hıh! böyle olur... damat! (bkz: şener şen) iç bakiim şunu hangisi güzel..." atışmaları, gözleri pörtleten inadı yüzündendir. ama öyle tatlıdır ki o halleri ile*...

    oysa bunların hepsi rolünün, ustalıkla gerçekleştirdiği mesleğinin, sanatının unsurlarıdır. öyle başarı ile sergilemiştir ki yeteneğini, gerçek karakteri ile bütünleştirmiş, kendini bize sanatı ile sevdirmiştir. ki şimdi biri çıkıpda "yok öyle değil" dese "ben bilirim onu... nemrutun tekidir... sevimsiz, huysuzun biridir" diye sayıklasa inanacak mıyız... asla... o bizim annemiz, tombik, al yanaklı teyzemiz...
375 entry daha
hesabın var mı? giriş yap