• atv'nin haber servisinin genelde kullanılan ismi. bu arkadaslar o kadar yaratıcı ve eğlendirici haberler hazırlarlar ki bazen elinizi kolunuzu nereye koyacağınızı saşırır, eğer kahvaltı haberlerini seyrediyorsanız* güne dumur, sinir, saşkınlık içinde başlayabilir, eğer akşam "ne olmus bitmiş bakalım dünyada" diye tv kumandasını elinize aldıysanız gece rüyalarınıza girecek malzemeyi tek bir haberle yakalayabilirsiniz.

    genelde kahvaltı haberleri bir önceki günün ana haber bülteni ile aynı haberleri barındırır. taze bir şeyler yakalamak zordur. velakin burada esas söz edilmesi gereken yapılan haberlerin niteliği ve "bunu size haber diye sunuyoruz, yerseniz" yaklaşımıdır. entry sahibinin isyan sebebi de budur.

    buyrun atv haber klasiklerinden iki adet örnek:

    * ilk haberimiz bu tür haberleri sıkça yapan bir kardeşimizden geliyor. adi fatih olan velakin soyadini simdi hatirlayamadigim bu acar muhabir (!) arkadas nicolas anelka'nin beykoz konaklari'nda tuttuğu evi haber yapacak, basliyor konagin icini turlamaya. gözlerini koca koca açarak "anelka işte bu koccaman salonda isterse top oynayabilir!"
    "anelka iste bu banyoyu kullanacak ama yıldız oyuncu evi değiştirecek banyosunu da değiştirir herhalde" diyerek akıl veriyor. siz de koltuğunuzda kıvranmaya başlıyorsunuz. afacan muhabir haberin devaminda bu konaklarin satılık ve kiralık fiyatlarını geçiyor, taşınırsanız komşu olacağınız ünlüleri sıralamaya başlıyor. mecburen kanal değiştiriyorsunuz.

    * bir diğer örnek de sabah sabah rastladığım örneğidir. yanına genel işi amirini onaylamak olan bir zabıta yetkilisi ya da benzer birisini almış olan acar muhabir hanim kizimiz bir semt pazarına gitmiş burada satılan gıdalar sahte mi sağlıklı mı diye haber yapıyor. ilk elini attıklarından birisi de bir bal kovanı oluyor. (evet , arının yaptığı süzülmemiş halde duran petek balı gösterip) "bunun gerçek olup olmadığını nereden bileceğiz" diye satıcıya soruyor. satıcının bakışı her türlü anlama çekilebiliyor. sabah sabah afyonunuz patlamamışken sizi dumurdan dumura koşturmaya azmetmiş muhabir devam ediyor pazarı incelemeye. açık kuru kaysı, ceviz ve incir satan bir amcanın yanına yaklaşıyor "bunları böyle açıkta satmak zararlı değil mi?" gibilerinden bir bomba daha patlatıyor, diğer odada çorabımın tekini giymeye çalışırken sinirlenmeye başlıyorum. velakin dumur üreticisi muhabir hanım kızımız pek durmaya niyetli değil. beyaz peynir satan bir satıcının yanına yaklaşıp "ben bu peyniri böyle açıktan kesinlikle evime almam sizden alan oluyor mu?" gibisinden bir soru patlatıyor satıcıdan kendi kafamdan geçen "alma o zaman a... koyim" cevabını bekliyorum adam kameraya mahçup bir şeyler geveliyor. ben artık televizyonun başına geçmişim, evine peynir evlatlık alacak muhabirin adını öğrenmeye çalışıyorum, haber başlayalı çok olmuş, gayrı sıhhiyet tavan yapmış, ben sosyal hizmet görevlisi muhabirin adını öğrenemeden atı alan semt pazarını geçiyor.

    sabahları tv açıp haber seyretmemek gerektiğini 30 lu yaşlarımda öğreniyorum, bir pazartesimin ırzına geçilmesi pahasına. atv haberi ise nereye havale etmem gerektiğini bilemeden istanbul sabahına atıyorum kendimi, ilk gördüğüm açık ceviz satan amcadan 50 gram ceviz almaya yemin ederek.
65 entry daha
hesabın var mı? giriş yap