17 entry daha
  • foucault'un "doğruyu söylemek" adıyla ayrıntı yayınları tarafından kitaplaştırılan ders notlarında, özellikle euripides'e ait antik yunan metinlerine atıflar yapmak suretiyle işlediği konudur. foucault, parrhesia'nın unsurlarını ayrı ayrı başlıklarla irdeledikten sonra şu şekilde güzel bir tanım yapar: ""konuşmacının dürüstlük yoluyla hakikatle belli bir ilişki kurduğu, tehlike yoluyla kendi hayatıyla belli bir ilişki kurduğu, eleştiri yoluyla kendisi (özeleştiri) ya da diğer insanlarla belli bir ilişki kurduğu, özgürlük ve ödev yoluyla da ahlâkî kurallarla özgür bir ilişki kurduğu sözel bir etkinlik türüdür. daha kesin bir ifadeyle, parrhesia, konuşmacının hakikatle olan kişisel ilişkisini ifade ettiği, hakikati anlatma eylemini başka insanlara (ve aynı zamanda da kendisine) yardım edip onların durumunu düzeltme amacını taşıyan bir ödev gibi gördüğü ve bu nedenle hayatını riske attığı bir sözel etkinliktir. parrhesia'da konuşmacı özgürlüğünü kullanır ve kandırma yerine dürüstlüğü, sahtelik ya da sessizlik yerine hakikati, emniyet yerine ölümü ya da tehlikeyi, yaltaklanma yerine eleştiriyi, kendi çıkarını koruma ve ahlâkî kayıtsızlık yerine ahlâkî ödevi tercih eder.""

    bu tanımdan da anlaşılacağı üzere parrhesia kullanılarak söylenen hakikatin, muhatabının gücü nedeniyle rahatsız edici olması ve parthesiastes'i (parrhesia kullananı) tehlikeye sokması gerekir. bir diğer deyişle; gizlenen ya da baskılanan hakikati, bu baskının sebebi olan bir muhataba yöneltmediğiniz sürece parrhesia kullanmış olmayacaksınız. bir başka önemli olan şey de; hakikati, bizzat hakikatin kendisi için ahlâkî bir ödev olarak söyleyeceksiniz ki parrhesia kullanmış olasınız. sırf kendi menfaati için hakikati muhatabına aktaran parrhesia kullanmış olmayacaktır. hasıl-ı kelam herhangi bir nedenle herkes doğruyu söyleyebilir ama herkes parthesiastes olamaz.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap