6 entry daha
  • önce harun ve öyküler denizi ardından da geceyarısı çocukları... topu topu iki anlatısını okudum rushdie'nin, ama bu bile yetti yazınsal kıskançlığımı tavana vurdurmaya. çeviri metinlerinden okumama rağmen, ana dili olmamasına karşın ingilizceyi nasıl ustalıkla kullandığının sırrını hala bulabilmiş değilim. bir de david cronenberg ile yaptıkları bir söyleşiyi okumuştum cronenberg için hazırlanan bir web sitesinde. sanki rushdie bir sinemacı ve cronenberg de bir edebiyatçıydı. her ikisinin de, diğerinin ana uğraşı üzerine bu denli yetkin çıkarımlar yapmaları epey şaşırtmıştı beni. bazen geceleri uyuyamadığımda, salman rushdie tarafından çekilen bir "videodrome" ya da m butterfly fantazisi kurarak uykuyu bekliyorum. filmin sonunu getiremedim hâlâ...
156 entry daha
hesabın var mı? giriş yap