3 entry daha
  • bir ara adi uzaktan toplara iyi vurura cikan , bu gazla 1-2 tane gol attiktan sonra alakasiz yerlerden topun basina gecen ve kendini roberto carlos sanan , sahada "hırslıyım" kisvesi altinda sağa sola saldiran , özellikle büyük takimlara karsi oynarken "ulan benim sizden ne eksigim var" tripleriyle kendini rezil etmekten baska birsey yapmayan, iq'sunun fazla olduguna inanmadigim , güven gibi (her ne kadar denizlide güven var cok büyük topcu geyiklerini yillardir dinlememize ragmen güven önemli bir yere gelememis olsa da) anadolu takimlarinin siddetle ihtiyac duydugu yetenekli bir futbolcuyu "hirsliyim, savasciyim" bahanesiyle sahalardan 6 ay uzaklastiran futbolcudur yilmaz. her takimda yilmaz bulmak gercekten mümkündür. fizigini güclendiren mücadele eden az da olsa futbol yetenegine sahip bu isi aklina koyan gencler yılmaz'a dönüsebilirler. ancak güveni ciplak gözle de izlemis biri olarak sunu rahatlikla söyleyebilirim ki bu tarz futbolcu olmak kolay degildir. bunlara sahip çıkılmalidir. her zaman söylenen "hakemler yildiz oyuncuları korumalidir" klişesi tam da bu durumlar için geçerlidir. hakemler yildiz oyunculari onların kendilerine bagirip cagirmalarini itiraz etmelerini görmezden gelerek değil , onlara bu tarz müdahalelerde bulunma potansiyeline sahip oyunculari daha ilk hareketlerinde gerektiği şekilde caydirici ve kesin bir dille uyararak , kartlarina basvurarak korumalidirlar. bu ülke okan buruk'un bacaginin kirilmasini , istanbulsporlu güvenin bacaginin kırılmasini izlemiştir. ancak hakemlerimiz bunlardan yeteri kadar ders alamamaktadir. pozisyon geregi kırılmalar futbol içinde dogaldir ancak bu tarz kirilmalar insana gercekten aci verir. bu sayilan 3 futbolcu da teknik kapasitesi yüksek oyunculardir ve ayni tip oyuncular tarafindan bacaklari kırılmıstır. yılmaz, soner ve mustafa dogan. durumu bu sekilde degerlendirmek bazi seylerin daha acik görülmesini sağlar.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap