9 entry daha
  • tlc'de az önce hikayesini izledim. gayet güzel canlandırmışlar. cemil çiçek' in siyaset arenasında aktif olduğu vakitlerde, kendisinden bile yardım istenilmiş. şu an hâlâ hapishanede sessiz sedasız yatıp, yaşadığını düşündüğüm şahıs.

    gelelim cinayet meselesine. eşi pam ve de iki arkadaşlarıyla beraber ortak bir evde kalıyorlar. sanırım arkadaşı güvenlik görevlisi idi. diyelim ki bu güvenlik görevlisi arkadaşı kızlar yurduna girişi sağladı. (hayır, bu yanlış bir gidiş yolu. çünkü tarihler uymuyor. en azından verilere göre) ancak yurt içerisindeki odaların kapıları da kilitli değil miydi? canlandırmada anahtarla kapıyı açıyor ama yazılı metinde elektronik karttan bahsediliyor. ilginç bir şekilde aylardır portland şehrinde yaşamayan deniz'in eşiyle beraber kullandığı dolaptan eve giren güvenlik güçleri arama yaparken kelepçeyi ve de hırsızlık sonucu birkaç ziynet eşyasını buluyorlar. bunu canlandırmada direkt gösteriyorlar.

    deniz sessiz kaldığı için biz iddia, söylem ve kanıtlar üzerinden ancak konuşabiliyoruz. kate'in kaldığı yurt dış kapısı kartla açılıyor. ancak odasının kilidi büyük ihtimal anahtarla. kate'i öldüren deniz veya kimse, kızı önce kelepçe ile hareketlerini kısıtlıyor. sonra kate'i çırılçıplak soyuyor. bir taraftan eliyle veya bir nesne ile ağzına baskı uyguluyor ki ses çıkmasın. son olarak tecavüz gerçekleşiyor.

    deniz'le beraber kalan güvenlik görevlisi diğer çift kampus'de görevliler. deniz güvenlik görevlisi ev arkadaşları vasıtasıyla kampus içindeki binaların (kız yurdu) dış kapı kartını ve de kızın kaldığı odanın anahtarını bulmuş ya da çalmış olabilir mi?(2003 yılı itibariyle bu arkadaşlarla beraberler. ancak bu güvenlik görevlisi arkadaşları kaç yıldır bu görevi sürdürüyorlardı? kapıyı açmaya neden bu kadar çok takıldım? çünkü hem dış kapı hem de bir de kate'in oda kapısı var. özellikle kate'in kapısı ilginç bir şekilde kilitli halde bulunuyor)

    olay üzerinden seneler seneler geçmiş ama tam anlamıyla itiraf olmadığı için hep bir yerinden insanın kafasını karıştıran şeyler çıkıyor. maalesef ortada her ne olursa olsun öldürülmüş bir gencecik kız vardı.

    tabi, şu sorular aklımıza geliyor. deniz eğer katil ise neden tekrardan portland'a gitmek için af edersiniz bir yerini yırtıyor? eşi pamela için mi? yoksa katilin, suçunu işlediği mekana tekrar dönme arzusu ya da cidden vicdan azabı mı? eğer vicdan azabı olsa direkt itiraf da edebilirdi. zaten 37 yıllık ceza kesinleşmiş haliyle karşısında duruyor. yok, her ne olursa olsun hapishanede kalırken bile çevresine, amerika halkına, türk halkına kendisinin suçsuz olduğunu mu yinelemişti? neden itiraf etmiyordu? neden kate'i öldürdüğünü itiraf etmekten kaçıyordu? 37 yıl sonra hala yaşıyor olursa, türkiye'de gelip bir suçsuz gibi yaşama arzusunu içinde duyduğu için mi?kate'in sağ bileği ve yastığındaki dna kalıntısı deniz'e ait denilmişti. deniz gerçekten de odaya girmişse, tek mi girmişti? deniz'i ayrıca 2003 yılıyla güvenlik görevlisi arkadaşlarıyla eşiyle aynı evi paylaştığı belirtiliyor. cinayet 2001 yılında işleniyor. olay üç yıl sonra ancak fbı yardımıyla aydınlatılıyor.

    14 senedir tutuklu bir adamın arkasından tekrar bu elim hadiseyi düşünmek, yazmak cidden zor geliyor. belki de saçma. dna konusunda basmakalıp bilgiler harici bir ihtisasım olmadığı içinde, dna'ya güvenilir bir kanıt olarak bakmak (2000'li yıllar itibariyle)... evet, çok da mantıksız gelmiyor. fakat beklenen işte o sihirli cümle (itiraf) bir türlü duyulmadığı için bu soruşturmanın ve sonucunun garipliği kendini taze tutmaya devam edecektir.

    not: burada suçlu bulunan deniz'i aklama gibi bir şey yok. bu cinayete dair programı izleyen herkes de bu türlü sorular oluşacaktır. ülkemiz sınırları içerisinde özellikle kadın cinayetleri düşünüldüğü an da, fazla ileri gidip, yorumun adabını da bozmamak gerekiyor. amerikanlar bir garip türk'ün üzerine gidip, cinayeti onun üzerine yıktılar demek de aptallık olur. kendi içimizdeki katillere, tecavüzcülere de maalesef çok uzak değiliz.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap