8 entry daha
  • problemata’dan

    “göze görünen, maddi dünyadan alınmış eski bir özdeyişte şöyle denir: ‘ekmeği çalışan kazanır.’ ne tuhaftır ki bu özdeyiş kendine en yakın olan dünyaya uymaz, zira dış dünya kusur kuralına tâbidir, ve bu tekrarlanır gider; öyle ki çalışmayan kişi de bu dünyada ekmeğini hep kazanır, hatta pinekleyen kişi çalışandan daha da fazlasını kazanır. dış dünyada her şey, onu elinde tutana aittir; umursamazlık ilkesine tâbidir, ve yüzükteki cin onu takana itaat eder,yüzüğün sahibi bir nurettin de olabilir alaaddin de, bu hiç fark etmez, dünyanın ganimetlerini her kim elinde bulunduruyorsa, onların sahibi de bu kişidir, nasıl elde etmiş hiç fark etmez. manevi dünyada bu farklıdır. (...) yağmur burada hem adaletlinin hem adaletsizin üstüne yağmaz. burada güneş hem iyilerin hem günahkarın üzerine doğmaz.”

    ifadelerinin geçtiği bu eser, inançla imanın farkını ortaya koyarken, hegelci felsefe eleştirisinden girip, ibrahim kıssalarından çıkan kierkagaard’ı da hayatıma taşımıştır.
    etik-iman farkını anlamak, en azından üzerine düşünmek için mutlaka edinilmelidir.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap