• gece gece ortalığı ayağa kaldırdılar. herkesinki ayakta
  • son videolarından sonra brazzers üyeliğimi iptal ettim. boşuna para ödüyormuşuz amına koyim.
  • bakire iseler ikisi ile de evlenmeyi düşünüyorum. sonuçta bakire iseler namuslu oluyorlar. yok lan şaka benim sevgilim var.
  • kötülenir mi kötülenmez mi bilemem ama türkiye'ye türk polisinden daha az zarar veren kardeşlerdir.
  • ünlü kardeşler. türkiye'de ünlü olmak neyse artık...

    anneleri babaları filan yok mu acaba bu kızcağızların? bi arkadaşları, dostları... ne bileyim bunların iyiliğini isteyecek tek bir kişi bile yok mu acaba hayatlarında? insan "sen napıyorsun" demez mi yahu? nerdesiniz esrayla ceyda'nın anne babası??? huuuuu!!!!
  • "bunların annesi babası nerede" diye kendime soru sormama neden olmuş genç kızlarımız.
  • son videolarından sonra esra'nın ceyda'ya göre daha muhafazakar olduğunu algılamış olduk.
  • tam anlamıyla iki arada bir derede sıkışıp kalan ve bu sıkışmışlıkları arasında debelendikçe boğulan bir araf sendromu kurbanlarıdır. bu iki arada bir derede kalma durumları sadece ünlü olduktan sonra patlak veren bir şey değildir. ki zaten asıl trajedileri (aslında ünlü olmalarına da neden olan) tanınmadan önceki mental ve duygusal eksiklikleridir.

    geçmişlerine bakınca; varlığıyla yokluğu belli olmayan bir aile yapısının içerisinde sağlıksız bir şekilde gelişen ilişkiler.. maddi yetersizlik ve medeni durumunun karmaşıklığından mütevellit fonksiyonel açıdan ezelden beri olmayan bir baba figürü.. psikolojik açıdan tamamen yıpranmış bir annenin çocukların bu duygusal boşluğunu (ailesinden gelen servetiyle) doldurma çabası..

    bu duygusal açlığı maddi toklukla doyurma çabaları içerisinde vuku bulan "sevgi ve nefret arasındaki" araf sendromunun üzerine, bugün "fiziksel rağbet ve ruhsal iğreti", "arzulanmak ve tiksinilmek", "ünlü olmak ve şarlatan olmak" gibi birbirleriyle zıt yığınla ikilemin arasındaki tepkileri tamamen içinde bulundukları sendromdan beklenen şekildedir.
  • trafik polisleri tarafından sürekli haksız yere durdurulduğuna kesinlikle inandığım kardeşler. sanki polisi tanımıyoruz. bir de gazeteler "tem'de ciciş işkencesi" gibi başlıklar atmışlar ki bu da ayrı bir haksızlık. videoyu izleyin yolu kapattıkları falan yok. önlerinde biriken o kadar araç niye bekliyor. polis niye araçların beklemesine izin veriyor.
  • 28 eylül 2011. saat 23.30. hava nasıl boğucu, nasıl nemli. uyumak için yatağa geçiyoruz eşimle. sağa dön uyku yok, sola dön uyku yok derken şöyle bir dalıyorum. sonrasında "ulan sabahı bulduk herhalde" diyerek gözümü açıp saate bakıyorum: 00.45. anlıyorum ki o gece uyumak imkansız. ee kolay değil, bir gün sonra, ne bir günü be sadece bir kaç saat sonra aylardır beklediğimiz mucizemize kavuşacağız.

    sabahın ilk saatleriyle gidiyoruz hastaneye. kayıt, bekleyiş derken eşimle birlikte giriyoruz doğumhaneye. ben onun elinden tutuyorum birbirimize güç vererek bekliyoruz "o" anı. ve en sonunda dünyanın bize göre en güzel, en özel en "en"li sıfatlara bürünmüş meleğini görüyoruz karşımızda. hayatta en çok istediğim şey gerçek oluyor ve "kızım"ı kucağıma alıyorum.

    o andan beri hep aklım onda, yaptığım ve yapmadığım her şeyi onun için yapıyor ya da yapmıyorum. ne düşüncelerim, hayallerim var onunla ilgili. hep mutlu olsun, hep gülsün; tıpkı diğer çocuklar gibi. eminim ki bu iki zavallının anne ve babaları da aynı düşüncelere sahiptiler zamanında. keşke bir imkanım olsa da sorabilsem bir zamanın bu iki "kız çocuğu"na: ne için yaptınız tüm bu rezillikleri, değer miydi, değdi mi?
hesabın var mı? giriş yap