• komik bir dukkan. filtre kahve makinesi alacaktim. eve cok yakin bir esse var ve tembelligimden direkt oraya gittim. bir kahve makinesini de sectim alacagim. bak sectim yani incelemek icin istemiyorum. en ust rafta duruyor. dedim sunu indirebilir misiniz almak istiyorum. onu indirecek kisi yok simdi dedi. afsgssh tobe estafurullah. e rafla birlikte nasil tasiyayim onu kapidan sigmaz ki dedim, marul gibi bakakaldi. gercekten de sigmazdi bence. ve tasirken diger seyler de benimle gelirdi bananey, kendileri kaybeder. iste o zamandan beri adim atmiyorum. belli ki urunleri satmak istemiyorlar. neden zorlayayim ki? hem iyi ki almamisim 1 hafta sonra arkadasim verdi mis gibi makine.

    edit: ayrica ortalik onu indirebilecek kisiyle doluydu ama dukkanda bi suru kokos kadin vardi onlarla ilgileniyorlardi. bense evden esofmanla cikmistim cantam bile yoktu, paltomun cebinde kredi kartim vardi, makyaj yapmamistim sacim da atkuyruguydu. fakirim diye sallamadi resmen. ama gorur gununu cok zengin olup satin alicam esse'yi ve hepsini kovup kahve makinesini de raftan asagi indircem. oyle kalacak sonra almayip eve gidicem! en buyuk ceza onlara.
  • cevahir avm'de yeni açılan mağazasına 2 kez girip, 2'sinde de delirtilmeyi başardığım mağaza. malları hoş; ama etiketleri, mağazacılık ve müşteri memnuniyeti anlayışları değil. hem de hiç!

    1. girişimde bir gazetelik beğendim, fiyatını sordum, 29.90; pek güzel. kasaya geldim:
    * pardon, bunun kutusu var mı?
    - yok
    * e kırılacak bir şey ama bu, orijinal kutusu nerde?
    - ee atmışız onu biz
    * bravo, fiyatı ne kadardı?
    - 39.90
    * nasıl? e orda 29.90 yazılı, elemanınız da öyle söyledi
    - yok efendim değil, 39.90
    * bu ne saçmalık yahu!
    mağaza müdürü gelir: - efenim yanlışlık olmuş, fiyatı 39.90
    * tamam kalsın, daha fiyatlarınızdan emin değilsiniz siz.

    ***

    arkadaşın hatırı için 2. gidiş, alınan tavanın fiyatı 19.90
    kasaya gelinir
    - 25.90
    * anlamadım, 19.90 yazıyor?
    - ee, etiket yanlış yapıştırılmış
    * bu benim sorunum değil, etiket sizin sorumluluğunuzda
    (üşenmeden gidilir, raftan aynı tavadan 2 tane alınır, 2 farklı fiyat)

    - ee haklısınız, düşük olanı geçerli olsun (lütfettiniz)
    * hediye paketi rica ececektim
    - ee yapamayız paket
    * * tamam kalsın.

    bu arada sırada önümdeki kız, 5 tl diye aldığı bardakların güya 10 tl olduğunu kasada öğrendi. "ama etikette 5 tl yazıyordu" dediği halde kasiyer ısrarla 10 tl deyince, almayıp söylene söylene bıraktı.

    bilmem anlatabildim mi? sırf benim cenabetliğim değil. 3. kez gidersem, o döküm tavalar kafamda paralansın!
  • alacağınız ürünün fiyatını, alışveriş yapmadan önce 2-3 hafta, aldıktan sonra da 2 hafta izlemeniz gereken firma... hele indirim dönemindeyse iyice dikkatli olmanız gerekli zira 2.indirim, kırmızı etiketli indirim adı altında zam yapabiliyorlar.
    şöyle ki bir çatal bıçak takımı almaya niyetlendim kendilerinden; her tarafta yeşil etiketler, yeşil etiketli indirimler, neymiş acayip ucuzluk varmış vs. olayın en başında indirime girmiş iki takım vardı biri sandıklı biri sandıksız. ama birbirinin aynısı, sandıklı 250, sandıksız 300'du hatta garibime gitti, sandıklının daha pahalı olması gerekli sonucta. sordum bişeyler salladılar, işte kalite farkı var dedi biri, diğeri sandık yüzünden dedi, anlamadım birşey. neyse sonra almaya gittim 2 hafta geçmişti üzerinden ilk gözüme kestirişimin, bu sırada 2. indirime girmişti esse, nasıl indirimse(!) bu sefer sandıklı, sandıksız ikisi de 300 ytl idi. yani 2. indirimde sandıklıya 50 ytl zam gelmiş, sandıksız olduğu yerde sayıyor. bende gittim sandıklıyı aldım, söylene söylene.. çok da laf ettim "bu yaptığınız indirim adı altında zamdır ve tüketiciyi kandırmaya yönelik bir harekettir diye", hatta mail de yazdım, cevap gelmedi. ardından bu sefer bir hafta sonra mağazaya uğradığımda sandıksız olanın 200 liraya indiğini, sandıklının hala 300 olduğunu gördüm. tabii iyice sinirlendim, üşenmedim koca sandıklı takımı taşıyıp, gittim, geri verdim, sandıksızı aldım.
  • garanti dahilinde olduğu halde bozulan elektrikli çaydanlığı mağazaya götürünce orada böyle işlemleri yapmadıklarını, 150 tl karşılığında eve servis gelebileceğini (o da sadece çaydanlığı almaya) ya da kartal'daki yetkili servise şahsen götürebileceğimizi söyleyen poşet... ne? firma mı diyeydim? firmalara ayıp la...

    bu arada mağaza cevahir avm'de ikametgah da ona yakın...
  • sanıyorum hayatım boyunca alışveriş yaptığım fiyat/performans oranı en feci mağaza. 28 gün boyunca bir yemek takımını teslim edemedikleri gibi, teslim etmediği yemek takımının parasını da iade etmeye yanaşmayacak gibi görünüyorlar. ofise yeni bir iş çıkaracaklar gibi görünüyor, hadi bakalım.

    teslim aldığım ürünlerin kalitesi de gerçekten kötü, en azından verdiğiniz paranın karşılığından çok çok uzak olduğunu ilk kullanımda anlıyorsunuz.

    ekleme: ürün faturasını ürün teslimiyle birlikte vereceklerini söyleyip, şimdi de bir aydır bir türlü teslim etmedikleri ürüne ilişkin satış iptali talebimi fatura aslını getirmeden olmaz diyerek reddetmiş akılsızların çalışıyor bu yerde. nautilus şubesinde en az iki çalışanının utanmazca yalan söylediğine şahit oldum bugün itibariyle. gelişmeleri de yazarım buraya.

    genel merkezdeki müşteri hizmetleri ve nautilus şubesi müdürü ve çalışanlarının işi yokuşa sürmelerinden sonra gönderdiğim ihtarname neticesinde konu avukatlarına sevk edildiğinden ve meslektaşım da gayet aklı başında birisi olduğundan(konuyu ona da olduğundan farklı anlatmışlar başta), nihayetinde esse' nin avukatının dahil olmasıyla konu çözüldü, fazla ödemem kredi kartıma iade edildi. ihtarname için notere ödediğim parayı da iade aldım.

    bir daha kapısından içeri girmeyeceğim bir firmadır bütün bu olanlar nedeniyle.

    en azından şu ana kadar bana bir sorun yaşatmayan porland' dan karşıladım alışveriş ihtiyacımı.
  • 2012 yılı içinde bir adet sufle kabını indirimde 59 tl'ye satmak isteyen mutfak gereçleri satıcısı.

    6 tane gerekiyordu. 60 tl desen 360 tl ediyordu. anlamakta güçlük çektim. kimseyle kavga etmedim. gıkımı çıkarmadan çıktım dükkandan.

    ben de ne mi yaptım?
    ikea'dan tanesi 3,99'a 6 tane sufle kabı aldım..
  • ciddi olarak söylûyorum, kimsenin ticari itibariyle böyle dedikoduvari şekilde konuşmak istemem ama en azindan ankara icin konusmak gerekirse, gördüğüm bütün şubeleri bomboş, tam takır, batmak üzere gibi görünen yerlere dönüşmüş. ürün çeşidi yok, müşteriyle ilginen yok, dükkanlar bakımsız, cansız.. 2-3 yıl önceki havasından eser yok..
  • asla alisveris yapilmamasi gereken magaza. 1000 tl odeyip aldigim mutfak makinesi ilk kullanimda cuvalladi. online aldigim icin muhatap bulamadim. verdikleri telefon numarasina kimse cikmiyor. bir hafta boyunca hergun aramama ragmen musteri hizmetleri ile gorusemedim. gonderdigim hic bir epostaya cevap alamadim. sonunda yetkili servise gidip urunu biraktim. servisleri de kendileri gibi dandirik. adam alindi makbuzu bile vermedi. ve telefonu acilmiyor. sinir icindeyim. seytan magazaya git, ayni akineyi raftan al yere cal diyor.
  • teknik servis hizmeti inanılmaz kötü olan küçük mutfak ürünleri üreticisi firmadır.

    bu arkadaşlardan evlenmeden önce evde bulunması elzem bir kettle aldık. cam bir kettle olmasından sebeple hoşumuza gitti ve kendisini kutusu ile evlilik zamanına dek 4-5 aylık süre için misafir etmeye başladık.

    düğün dernek damat havası derken evimize geldik. bu cihazı kullanalım dedik ama üst kısmındaki kapak açmak için düğmeli mekanizma ile aramızı bir türlü iyi edemedik.

    el mecbur servisini aradık. beşiktaş gibi bir muhitte ulaşılabilecek en sapa ve en karmaşık yerdeki servisi güç bela bulduk.

    içeriye bir teknik servis hizmeti verecek arkadaş ile benden başkasının sığamayacağı dükkana girip durumu anlattım. bu arada bu arkadaş bu inanılmaz dar yerde sigarasını da içerek ortamda oksijen olmadan ne kadar yaşayabileceğimiz üzerine de canlı bilgiyi de toplayabiliyor...

    ilk sorduğu soru garanti belgesi ve fatura.

    işte yıl olmuş 2013. crm sistemleri almış yürümüş. cihazın sadece bir barkodunun okutulması ile şeceresinin çıktığı bir dünyada ben iki basit evrakı evlilik telaşı ile bulamadığımdan teknik servisteki arkadaşla manalı bakışmaya başladım.

    arkadaş son derece güç ve bir o kadar da zahmetli bir şekilde cihazı servise kabul edip daha sonrasında kettle için merkeze gönderileceğini iletti.

    eğdik boynumuzu evimize döndük.

    tam iki hafta sonra çaydanlıkla su demlemenin artık bizden birşeyler götürdüğün farkında olarak teknik servise telefon yoluyla ulaştık.

    derin iç çekmeler ile beraber "ağbi senin ürün burada kalmış, merkeze göndermeyi unutmuşuz. biz sana sms atacağız olunca gelip alabilirsin" şeklinde durumun özetini idrak çabası içine girdim.

    ama yılmadım.

    ortalama her iki günde bir yukarıda replik hiç değişmeden adamı aradım ve dinledim.

    takip eden üçüncü haftanın sonunda aradığımda "ağbi ben de tam seni arıyordum. kettle geldi" diye bizi sevinçlere gark eden bir haberi aldık.

    yine dar ve kasavetli dar sokakların arasından esse servisinin yolunu tuttum. yine içeride sigara içilen ve sahibi olduğum ürünümünde bu kokudan nasiplendiğini görerek ve kafaya da takmayarak tam kapıya yöneldim ki, o ses arkamdan yetişti...

    "ağbi onun bir servis ücreti var"

    böyle birşeyin olabileceğini önceden düşündüğümden sorun etmedim de basit bir kağıt ile garanti takibi yapılabileceğini zanneden esse ye ve onun gibi düşünen tüm basit zihniyetli insanlara kızdım...

    on beş türk lirası idi. asla mevzu bahis bile olmayacak konuydu. sonuçta adamın basit ama kesin bir kuralı vardı. basit iki kağıt parçasına bağlı onbeş türk lirası.

    yani demem o ki, tam ülkemize göre bir ev aletleri üreticisi. kutusu dahil her şeyini saklayın bu adamların. teknik servise gitmeniz gerektiğinde ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz.

    bu işlerin tam tersini yapan adamlar yok mu ?

    elbette var. misal media markt.

    aynı konu. evlenme arifesinde alınan üründe sorun çıkıyor ve ev değişimleri sırasında her bir şeyler kayıp oluyor. adamlar saolsun sadece 5 dk içinde hem faturamı kendi crm sistemlerinden bulup ürünü iade alıyor. hem de bana bu konuda hediye çeki ile anında ödemeyi yapıyor...

    mal alırken iki kere düşünmek gerekiyor.
  • normalde esse black (golden leaf) içen biri olarak bugün kaçakçımdan (evet doğru okudun kaçakçı) black yanısıra 1 adet de hediye esse aura aldım. (beleşe asla hayır denmez) lan olm allahın sigarasını nasıl bu kadar çilekli yapabildiniz? biri söylese inanmam. buram buram çilek ya la.

    normal zamanda gideri yok ancak kahve yanında likör niyetine yahut lightın lightı ortamlarda tüketilebilir.
    özetle kötü değil, farklı. aromalı, böyle tam içki yerine çilek likörü ikram edildiğini düşün. hah işte aynen öyle.

    not: güya ben hala sigarayı bırakmaya çalışıyorum?!
hesabın var mı? giriş yap