• dostlar,

    insanları çocuk evlat edinmeye özendiren devlet kurumlarının bize attığı büyük kazığı anlatayım ki, evlat edinmek isteyenler bir kez daha düşünsün.

    yaklaşık 6 yıl evvel erkek kardeşim ve eşi, yasal yollardan bir kız çocuğu evlat edindiler. evlat edindiklerinde çocuk henüz iki aylıktı. öz annesi hastanede çocuğun evlat edinebilmesi için feragat belgesi imzalayarak çocuk esirgeme kurumuna vermiş. çocuk şimdi 6 yaşlarında ama hala nüfus kağıdını çıkaramadık.

    ailem, çocuk olmazsa ya hanımın değiştirildiği yada ikinci bir hanımla çocuk şansının yakalandığı bir kültürden geliyor. yani evlat edinme olayı bize biraz fazla medeni kaçıyor diyelim. buna rağmen tüm aile, erkek kardeşimin ve eşinin aldığı karara saygı duydu ve destekledi. bebeği gördüğümüzde de hepimizin kanı ısındı ve çok sevdik. inanın ki öz torunlara, yeğenlere alınmayan hediyeler bu çocuğa alındı. onun bizim soyadımızı taşıma düşüncesi içimizi sevinçle dolduruyordu.

    çocuğun alınmasından yaklaşık bir buçuk yıl kadar sonra; resmi evlat edinme işlemlerinin tamamlanmasında gerekli mahkeme kararı için mahkemeye gidildi. bizim çilemiz de o zaman başladı. mahkemenin hakimi çocuğun öz annesinin adresine de mahkeme celbi göndermiş. duruşmaya çocuğun öz annesi ve bu celp dolayısıyla olaydan haberdar olan öz büyükbaba dahil oldu. öz aileye gönderilen mahkeme celbinde kardeşimin tc kimlik no ve ikamet bilgileri de yer almakta bu arada.

    sonuçta çıkan mahkeme kararında çocuğun öz annesine, boşanmış bir ailede taraflardan birine verilen tüm haklar verildi. ayda 4 kez görüşme hakkı, yılda bir ay çocuğun öz anneye verilmesi vb. gibi. sadece öz anneye nafaka ödemiyoruz o kadar yani. sonuçta biz temyize gidiyoruz, karşı taraf temyize gidiyor derken olay bu zamana kadar geldi ancak henüz sonuçlanmadı. ama olay üst mahkemeye intikal ettiğinde de verilen kararın esasında değişiklik olmayacak, davanın uzaması esasa ilişkin değil, şekilsel yöntemlere ilişkin.

    vicdanı olan bir insan evladı olarak, sırf biz güzel bir duyguyu tadalım diye bir anneyi evladından ayırmaya taraftar değilim elbette. ancak öz anne; ben çocuğumu istiyorum, vazgeçtim evlatlık vermekten filan demiyor dostlar. öyle olsa, önce ben desteklerdim öz anneyi. anne çocuğu istemiyor, ama her zaman onu görmek ve bağlantıyı sürdürmek istiyor ve mahkeme de bu yönde karar verdi zaten. yani öz anne guguk kuşu taktiğini uyguluyor açıkçası. çocuk esirgeme kurumu da bu konuda sessiz kaldı ve destek olmadı.

    anne açısından bakıldığında tamam ama bu durumda demesi gereken ben çocuğumu evlatlık vermekten vazgeçtim ama bakacak durumda olmadığımdan çocuk esirgeme kurumunda kalsın. koruyucu olmak isteyen ailelere verilebilir dersin ve istediğin gibi olur durum. ama hem evlatlık verip, hem de ilişkiyi sürdürebilme talebi öz anneden başka kimsenin çıkarına hizmet etmiyor ve büyük bencillik örneği.

    aradan yıllar geçse bile öz ailesini arayan insanlar görüyoruz televizyon ekranlarında. bu çocuk öz annesiyle iletişimde olduğu sürece, kendisine her türlü sevgi ve olanağı verseler dahi evlat alanları anne-baba olarak benimseyebilir mi? ergenlik dönemine geldiğinde evlat edindiği aileyle çatışmaya başlarsa, zaten siz benim annem-babam değilsiniz demeyecek mi? görünen köy kılavuz istemiyor bana göre.

    diğer yanda kardeşim ve eşi, çocuk hiçbir şeyden yoksun olmasın diye yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyorlar diyebilirim gönül rahatlığıyla. hani zengin filan da değiller. karı-koca memur diyelim. mahkeme kararına uyarak da çocuğu öz annesiyle buluşturmaya devam ediyorlar.

    kısacası bir devlet kurumunun verdiği güvenceye dayanarak evlat edindik ama bir başka devlet kurumunun verdiği karar, bu güzel olayı burnumuzdan fitil fitil getiriyor.

    iş bu entri, evlat edinme kararı verme arifesinde olan dostları caydırmak değil, başlarına gelebilecekler konusunda fikir verme amaçlı yazılmıştır.

    saygılarımla.

    edit: dostlar, kanundan da, hukuktan da anlamayan biri değilim. elbette hakim bu kararı verirken medeni kanuna dayandırdı kararını. ancak biz evlat edinirken kurum tarafından bilgilendirilmedik. ayrıca yasalarla düzenlenen her konu adalete uygundur diyemezsiniz. sadece anneye çıkar sağlayıp; çocuğun ve evlat edinen tarafın çıkarlarını hiçe saymak, sorumluluk üstlenen tarafı korumasız bırakmak adalete uygun mu?

    edit2: dostlar, sülalemde ne kolay kolay kimse boşanmıştır ne de ikinci bir hanım olayı olmuştur. anne-babamın doğup büyüdüğü kültürde birçok aile evlatsızlık sorununu bu yöntemle çözermiş. bizimkiler çok da eğitimli olmadıkları ve böyle bir kültürden geldikleri halde böyle bir şey akıllarına bile gelmedi. evlat edinme olayına beklediğim tepkinin aksini göstererek destek oldular ve mutlu oldular. benim vurgulamak istediğim evlat edinme kararı almanın bizim açımızdan da kolay verilen bir karar olmamasıydı.

    mutluluk editi: anneler gününe bir iki gün kala iyi haber geldi dostlar. biyolojik annenin ayda iki kez ebeveyn gözetimi altında çocuğu görebileceği ve nihayet çocuğumuzun nüfus cüzdanını çıkarabileceğimiz yönünde mahkeme son kararını verdi. entrimle ilgili yargıları olumlu da olsa, olumsuz da olsa tüm ekşisözlük yazarlarına gösterdikleri tepkilerden ve duyarlılıklarından ötürü teşekkür ederim. saygılarımla.
  • haklı bulduğum serzeniştir…

    burada ahlaki ve etik olarak şöyle bir haklılık var.
    “öz anne çocuğu istiyorum demiyor” yani o gün olduğu gibi bugün de sorumluluktan kaçıyor ve buna rağmen çocuğun hayatında aktif olarak yer almayı talep ediyor. yani bir anlamda çocuğuna onu çok seven bakıcılar tutmuş gibi davranıyor.

    dolayısıyla çocuğunu geri istemeyen ama annesi olarak kalmak isteyen bu kadın haksızdır.
  • benim için yoldan geçen birine çocuğumu ayda 4 kez göstermekle aynı olan şey. çocuğa neler öğretecek, nasıl ilgilenecek hiç belli olmayan birine kendim büyütmek istediğim çocuğu nasıl emanet edebilirim.
  • entrynin tamamını şok içerisinde okudum. hakikaten 10/10 rezalet. ülkeye bak, hakime bak. bunları ufacık çocuk bile düşünebilecekken mahkeme nasıl böyle bir karar verir bilemiyorum.
  • öz annenin ne ayranım dökülsün ne tatsız durumlar yaşansın tavrı yüzünden evlat edinen ailenin mağdur olması olayıdır.

    ülkede zaten insanlar evlat edinme olayına mesafeliler bazı çiftler zar zor bu kararı almışken devlet kurumları işi iyice zorlaştırıyor.
  • çocukların iyiliği için, zaten her anlamda zor bir süreç yaşayan evlat edinenlere çok büyük kolaylıklar sağlanması gerekirken işi zorlaştırdıkça zorlaştıran bu sistemde ne desek boş.
  • dertsiz başlarına dert almışlar. eşya değil ki cocuk esirgeme kurumuna da geri veresin. cok zor bir durum. (bkz: guguk kuşu)
  • en büyük zararı minicik bebenin göreceği 10/10luk rezalet.
  • çocuk büyüdüğü zaman anne çocuğa; ben seni bırakmak istemedim şöyle acı çektim başıma şunlar geldi vs.. dram üstüne dram yapacak çocuğa.. ve belki çocuk kendini yetiştiren büyüten aileden soğuyacak..
    madem çocuğu bıraktın, bakmaya da gözün yemiyor o çocuğu görmeye de hakkın yok.
    o çocuğu büyüten aileye yazık.
  • devlet, bir kere beni şaşırt. benimde ileride böyle bir hayalim vardı ancak kesinlikle karşılaşmak istemem. ta ki çocuk büyüyüp tanımak isteyene kadar ki böyle bir şeye gerek kalır mı veya çocuğun vakti kalır mı bilinmez. hep vakti olan çocuklar erkenden tanımak istiyor, vakti olmayanlar anca 30'larında, 40'larında.
hesabın var mı? giriş yap