• fahir yeniçay fizik doktorası yapmış olan ilk türktür.

    "paris sorbonne'da, 1930 yılında doktorasını tamamladıktan sonra darülfünuna (istanbul üniversitesi fen fakültesi) 1931 yılında müderris muavini olarak atanan dr. fahir yeniçay 1933 universite reformunda görevde kalan tek fizikçidir."

    http://www.gedizakdeniz.com/fizikbolumutarihi.pdf
  • 1921-1927 yılları arasında fenerbahçe'de oynamış olan futbolcu ve fizik profesörü.
    biyografisine buradan ulaşıla bilinir.
    general harrington kupası'nda fenerbahçe kadrosundaki futbolculardan biridir.

    kadir inanır'ın uyanık kardeşler filminde canlandı karakterin yapamadığını yapmış bilim ve futbolu bir arada yürütmüş. ikisinde de üst seviyede başarılı olmuştur.
    https://www.youtube.com/watch?v=sw1h7vfyceo
  • türkiye de 30 40 50 lilerde yetişmiş o kadar fazla bilim insanı var ki ve o kişiler de alanlarında oldukça başarılı kişiler olmuştur. ancak hiç bir türk gencinin bundan haberi yoktur
  • ilk türk atom fiziği profesörü, ilk fizik doktorası yapmış türk ve fenerbahçeli eski futbolcu (1921-1927)

    1902’de istanbul’da doğdu. ilk ve orta öğrenimini kadıköy’deki saint-joseph fransız lisesi’nde tamamladı.

    fenerbahçe’nin kurulmasına vesile olan saint-joseph lisesi’nde tahsil gören her genç gibi, o da fenerbahçe’ye meyletti ve futbola fenerbahçe’nin genç takımında başladı ve kısa sürede a takıma kadar yükseldi.

    fenerbahçe’nin, general harrington kupası zaferinde emeği geçen 11 kişilik kadrodaydı, orta saha mevkinde görev alıyordu.

    1922 yılında istanbul darülfünunu’nun, 1925 yılında yapılan değişiklikle bugünkü fen fakültesi’ne dönüşen fen medresesi'nde fizik ve kimya öğrenimine başladı. yüksek öğrenimini 1925 yılında tamamlayan yeniçay 1927 yılında fransa'ya gitti ve paris'teki sorbonne üniversitesinde, fransız fizikçisi nobel ödüllü j. b. perrin'in yönetiminde doktora çalışmalarına başladı.

    bu çalışmalarını 1930 yılında tamamlayarak su ve cıva üzerinde tek moleküllü filmler adlı teziyle doktor ünvanım aldı. bu, bir türk bilim adamı tarafından yapılan ilk fizik doktorasıdır.
    1930 yılının kasım ayında doktor asistan olarak ff'nde göreve başladı ve burada, fizik enstitüsü müdürü prof. dr. marcel cau tarafından, zeynep hanım konağı'nda bulunan fizik laboratuarları’nın yönetimiyle ve elektrik derslerinin uygulamasını yaptırmakla görevlendirildi. dr. yeniçay, 1931 yılında girdiği bir sınavı başararak müderris muavini (yardımcı profesör) oldu ve atom fiziği dersini, ff'nde ilk kez vermeğe başladı.

    ankara'daki gazi enstitüsü'nde, lise öğretmenlerine verdiği kurslar sırasında, 31 mayıs 1933 ve 2252 sayılı üniversite yasası gereğince kurulan yeni istanbul üniversitesi’nin öğretim kadrosunda yer aldı. böylece prof. dr. yeniçay, istanbul darülfünu'nun öğretim kadrosundan olup, iü, ff'nde ali yar (matematik) ve hamit nafiz pamir (jeoloji) ile birlikte görevde kalan üç öğretim üyesi arasında yer almıştır.

    prof. dr. yeniçay, 21 ekim 1938 tarihinde de profesör unvanını aldı ve aynı yıl feride hanım ile evlendi. bu evliliklerinden hamit yeniçay dünyaya geldi. 1939 – 48 yılları arasında ff dekanlığı, 1953 – 55 yılları arasında da istanbul üniversitesi rektörlüğü’nü de yaptı. prof. dr. yeniçay 27 mart 1950 tarihinde, oniki arkadaşıyla birlikte türk fizik derneği'ni kurmuş ve 1976 yılına kadar derneğin başkanlığını yapmıştır. 7 temmuz 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1750 sayılı üniversite yasası gereğince, yaş sınırı nedeniyle emekli olan yeniçay bilim yaşamını, 3 eylül 1973 – 30 nisan 1976 tarihleri arasında yaptığı taek, çnaem müdürü olarak sürdürmüş, bu görevi sırasında sames t-400 tipi nötron jeneratörünün kurulmasını sağlamıştır.

    prof. dr. yeniçay'ın, 60 yıla yaklaşan bilim ve eğitim yaşamı boyunca yaptığı katkılar, yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir. kuruluş çalışmalarına da katıldığı aek’nunda 1’inci, 2. ve 5. dönem üyelik görevi yanında bu kurumun, üniversiteden emekli olduktan sonra yaklaşık 3 yıl süreyle müdürlüğünü yaptığı çnaem'nin kuruluş çalışmalarında da görev almıştır.

    prof. dr. yeniçay ayrıca, arge'nin ileri araştırma komisyonu başkanlığı görevinde de bulunmuştur. ikinci dünya savaşı'nın sona ermesi üzerine, atom ve çekirdek fiziği alanında hızla gelişen yeni bilgi ve yöntemlerin eğitim ve araştırma ağırlıklı olarak türk üniversitelerine de taşınması gereğini duyan ve bu konuda yoğun girişimlerde bulunan prof. dr. yeniçay, bu düşüncesini ancak 1953 yılında, iü rektörü olarak atandıktan sonra gerçekleştirebilmiş ve atom ve çekirdek fiziği kürsüsü'nü kurmuştur. daha sonra bu kürsünün gereksinimi olan laboratuarların kurulma süreci başlamış, parasal olanaklara bağlı olarak bir yandan zamanının ileri teknolojilerini bu laboratuarlara taşımış, bir yandan da bazı deney düzeneklerinin, öğrencileriyle birlikte, bu laboratuarlarda kurulmasını sağlamıştır. bunlar arasında, 1959 yılında kuruluşu tamamlanan 800 kv'luk cockroft-walton tipi yüklü parçacık hızlandırıcısı, özellikle anılmağa değer. prof. dr. yeniçay, bu laboratuarlarda türkiye'de ilk olarak plasma fiziği çalışmalarını da başlatmıştır.

    prof. dr. yeniçay'ın, türkiye'de fizik bilimine kazandırdığı çok sayıda bilim insanı yanında, çeviri ve telif olmak üzere yayınladığı çok sayıda kitabıyla da, fizik eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur. yönettiği yüksek lisans ve doktora çalışmalarının yanında, sağladığı yurtiçi ve yurtdışı burslarla çok sayıda fizikçinin yetişmesini sağlamıştır. bunlar arasında, türk fizikçileri için birer gurur kaynağı olan prof. dr. feza gürsey, prof. dr. behram kurşunoğlu ve prof. dr. sadrettin sinman, uluslarası bilim dünyasının da yakından tanıdığı isimlerdir.

    bilime ve fizik eğitimine olan katkıları, tübitak'ın 1972 yılında verdiği hizmet ödülü'yle değerlendirilen prof. dr. yeniçay’ın sporcu kimliği ve sanata verdiği önem de vurgulanmalıdır. uzun yıllar, fenerbahçe ve türk milli futbol takımının formasını taşıyan prof. dr. yeniçay bu özelliğini çalışma yaşamına da taşımıştır. iu'nin beyazıt'taki merkez kampüsü'nde bulunan spor alanlarını rektörlük görevi sırasında yaptırmıştır. kürsüye geliş gidişlerinde, eminönü – fakülte arasını yürüyerek kateden fahir bey'in kürsüye geldiğinde ilk işi, sporcu kimliğinden gelen bir alışkanlıkla, soluk lacivert renkli eşofmanlarını giymekti. onu tanımayanlar zaman zaman görevi konusunda yanılgıya düşmüş, bu giysileri içindeki prof. dr. yeniçay'ı, kürsünün temizlik ve bakım işleriyle ilgilenen bir görevli sanmışlardır! oysa bu eşofmanla sadece çalışma odasında ve laboratuarda çalışır; derslere ve resmi toplantılara ise, takım elbisesiyle katılırdı.

    prof. dr. yeniçay 11 mayıs 1988 çarşamba günü aramızdan ayrıldı..
hesabın var mı? giriş yap