• king crimson'un çok güzel bir şarkısı.
    "fallen angel, fallen angel..." demeden önceki gitar riff'i, tonuyla monuyla the beatles'ın i want you'sunu bir şekilde hatırlattığı için nostaljiyle doldurur beni (bu şarkı nostaljik değilmiş gibi), hoşuma gider..

    tears of joy at the birth of a brother
    never alone from that time
    sixteen years through knife fights and danger
    strangely why his life not mine
    west side skyline crying
    fallen angel dying
    risk a life to make a dime
    lifetimes spent on the streets of a city
    make us the people we are
    switchblade stings in one tenth of a moment
    better get back to the car
    fallen angel
    fallen angel
    fallen angel
    fallen angel
    west side skyline crying
    for an angel dying
    life expiring in the...
    snow white side streets of cold new york city
    stained with his blood it all went wrong
    sick and tired blue wicked and wild
    god only knows for how long
  • king crimsonun tekrar tekrar dinlenesi sarkisi. hakkinda entry yazmak icin basliga girdigimde ne kadar co kgrubun ayni isimde parcasi oldugunu görüp dumurlardan dumurlara kostugum parca..
  • king crimson'ın red albümünde yer alan muhteşem şarkılarından biri. reverse efektli gitar melodileriyle olsun, aralarda giren üflemelileriyle olsun, john wetton'nın fallen angel deyişiyle olsun, güzelliği tarif edilemeyecek boyutlarda, şahane bir şarkı.
  • king crimson'un bir şarkısı.vokali paul mccartney tadında bir ses rengine sahipmiş gibi gelmiştir hep bana.
  • finansta: bbb- seviyesinden bb+ ve daha a$agisina du$mu$ yatirim araclarina verilen isim.. yani "investment grade"den "speculative grade"e indirilmi$ borc alanlar, $irketler, hisseler vs.. piyasalar icin onem ta$ir bu kriter zira tam bu sinirin altina riskli, ustune az riskli gozuyle bakilir. angel'larin "fallen"ligi da burdan kaynaklanir.
  • belki onyıllardır dinlemediğim alphaville şarkılarındandı, kavuştum. tarihi eser muamelesi gördüğünden aman yarebbim dediğim kısımlarını dahi yüzümde bir gülümsemeyle ve fakat severek, çocukluğumu hatırlayarak dinliyorum.

    alphaville' in kasetini almıştık önce, işgüzar kasetçi(o zaman orijinal hak getire) albümden önce çıkardıkları "elevator" isimli hastası olduğum single' ı kasede kaydetmiş olduğundan, 46' lık kasette yer kalmamış ve bu parçanın uzunca süre sadece ilk 45 saniyesini dinlemiştim. daha sonra paraya kıyıp plağını aldığımızda şarkının tamamını dinlediğime o kadar sevinmiştim ki, günün önemli haberi olarak konudan tamamen alakasız olan babama yetiştirmiştim.
  • cga ekranda çalışan bir beat em up. başındaki dijitize müzik o zamanlarda, "imkânsızı başarmışlar" tepkisi verdirmişti. tekme, yumruk ile metroda önümüze geleni döweriz, iki yöne de ilerlemek mümkündür. subway vigilante de buna çok benzer.
  • bir zamanlar yatırım yapılabilir pozisyonda gününü gün ederken, bir anda junk pozisyonuna düşen şirket/ülke veyahut enstrümanlara verilen ad.
  • nakarat esnasındaki saksafon her daim tüylerimi diken diken etmiş king crimson parçası
  • armonik güzelliğiyle, tüyleri diken diken eden king crimson parçası.

    durduk yere adamın amına koyan şarkılar listesine rahat girer bence.
hesabın var mı? giriş yap