• bu aletin içinde tel yerine, diapozon gibi, vurunca titreşen çubukçuklar vardır (http://www.zshare.net/image/3407946f8e9c35/ - http://www.dkimages.com/…ver/previews/768/69915.jpg - http://www.dkimages.com/…ver/previews/768/69809.jpg), bunlardan çıkan titreşim, gitarın pickup'ları gibi bir devreyle amplifiye edilir.

    çubukların her birinin üzerinde birer adet yay vardır. bu yaylar çubuk üzerinde ileri-geri itilerek (bu şekilde çubuğun boyu uzatılmış/kısaltılmış olur), doğru pozisyon bulunup akort yapılır. ne var ki, feci zordur bunun akordu: yay, zaten sımsıkı durduğu çubuğun üzerinde, bir fazla ileri gider, bir fazla geri kaçar, tam aradığınız noktayı bir türlü yakalayamazsınız. saatlerce uğraşıp, "bitti" dediğiniz anda, ilk bastığınız akorda, fena halde çuvallamış olduğunuzu farkeder, saçınızı başınızı yolarsınız.

    mekanizması ise, aynen piyano mekanizmasına benzer. ancak, çekiçlerin ucunda keçe değil, sert bir kauçuk vardır. piyano gibi, reglajı da bozulur bu meretin.

    bahsedildiği gibi, müthiş güzel bir tonu vardır, ancak, bu ton da bağlı olduğu amfinin eq'larına göre çok radikal olarak değişir. "ne var bunda, gitarda da öyle oluyor?" demeyin, bunun amfisinin eq ayarlarına göre tuşesi de değişir. bir bakarsınız, üstler kulak yırtarcasına cırtlak olmuş, bir bakarsınız altlar sağırlaşmış, aban aban ses çıkmıyor.

    zor alettir vesselam. o yüzden de, insanlar değerini bilemediler, kaybolup gitti. ne var ki, nasıl ki sahici piyanoyu tanımış biri, başka piyano öykünmesi aletlerden bir türlü tatmin olamazsa, fender rhodes çalmış olan biri de, bilumum simülasyonların gerçeğinin yanından bile geçmediğini bilir, onu özleeer, özler.
  • klonlarının sesleri her ne kadar ayırt edilemeyecek kadar iyi olsa da, kendisi ile calmanın apayrı keyifli olduğu enstruman. türkiyede az sayıda var. 12 yıl sebat edip bekledikten sonra cillop bir mark ii ye denk gelip gözümü kırpana kadar aldığım canım piyanom
  • portishead'in çok meşhur bir şarkısının ismi bu aletten esinlenilmiştir. bilin bakalım hangisi
  • o kadar yer kaplamasına rağmen * native instruments elektrik piano'nun aynı tadı veremediği müzik tarihinin en önemli icatlarından. '75 model bir mark 1 olsa şimdi ne besteler çıkardı kimbilir? ekstradan bilgi olacak ajda pekkan'ın petroil parçasında da önemli bir rol oynar, hele o başlangıçtaki ışıltılı sesi yok mu..
  • büyülü olduğuna,hatta eğer varsa "cennet"ten çıkma olduğuna inandığım enstruman.ne bastığınızın pek önemi yoktur ne basarsanız basın güzel bişeyler çıkar.şakadır...bi cengaver 6 adet getirmiş türkiye'ye son aldığım bilgilere göre.fiyatı 1600 dolar civarıymış.hemen bi tane alıp bi kaç gece birlikte uyumayı düşünüyorum kendisiyle.
  • greg phillinganes ve patrice rushen'in official enstrümanı. öyle sıcak tonlar verir ki insanı bambaşka bir ruh haline sokabilir, şarkıyı gizemli yapar. bernard wright ve herbie hancock gibi isimleri de atlamamalıyız bu arada.. fender rhodes ve prophet synth kombinasyonu içerisinde funky besteler hazırlanır, cameo-vari tatlı sert funk melodileri yaratılır..
  • barış manço'ya ait olan bir adet "rhodes piano bass" moda'daki barış manço müzesinde sergilenmektedir. bahsi geçen alet the doors'ta ray manzarek'in kullandığı modelin bir benzeri olup, tek farkı rhodes'un fender'le ortaklığını sonlandırdığı 1975-79 yılları arasında üretilmiş "rhodes mark 1" modeli olmasıdır. ray manzarek'in kullandığı ise 1965-69 yılları arasında üretilmiş silver-top bir modeldir.
  • bir enstruman düşününki ne ses verirse versin tüyleri ürpertsin. ister radiohead everything in its right place te ister roy ayers land of the fruit & hone da birbirinden alakasız tarzlarda bile insanın aklını başından alıp gitsin. her müzisyenin bir tane alıp başköşeye koyması gereken enstrumandır. akıllara zarardır. bir de music of the mind vardır ki....
    (bkz: bunu yapan insan olamaz)
    bunu yapan bunuda yaptı:
    (bkz: fender jazz bass)
  • tanrının varlığının ispatı olarak gösterilmesinde sakınca görmediğim bir tona sahip enstrüman. çalamam edemem lakin sırf sesini sıkıldığımda duyayım diye ucuzundan bir midi klavye kapattım. bir de yazılım olayını hallettim mi blok flütle çalabildiğim bütün parçaları bununla çalarak kaydedicem.

    (bkz: blokflüt ile yılan hikayesi'nin müziğini çalmak)
    (bkz: blokflütle süper baba dizisinin müziğini çalmak)
  • günün birinde elbet alacağım 3 şahane enstrümandan biri (diğerleri ise akustik piyano ve hammond organdır)

    maalesef ki ikinci elini bulmak istanbul'da çok zor. bulduktan sonra ise bakımı ve koruması üstelik taşıması çok zor * ancak yine de yapacağım kayıtlarda onun sesini duyma hayali bile heyecanlandırmaya yetiyor.

    aklımdan, tüm zorluklarıyla bir rhodes almak yerine en güzelinden bir nord electro alıp hayalimdeki 3 enstrümanı kompakt bir alette toplamak geçiyor zaman zaman ancak nerede gerçek bir rhodes sesi duysam bu fikirden vazgeçiyorum. analog - dijital geyiğine girmeyeceğim ancak rhodes konusunda bu durum gerçekten farklı. tıpkı hiç bir piyano simülasyonunun gerçek piyano sesini verememesi gibi bir durum.

    umarım bu yaz uygun bir rhodes bulurum ve artık hiçbir klavyede uygun tonu aramak zorunda kalmam
hesabın var mı? giriş yap