• karsi ataga gectim,
    sirf bugun saat 10-12.00 arasinda 6 kere finansbanki aradim kartla ve kuryelerle alakali 70 soru sordum, afalladilar.

    en iyi defans, hucumdur olm.
    bak bi daha aricam simdi.
  • müşterisi olmasanız bile size sms yollayıp duran, mail atan, zaman zaman telefonla arayan tacizci bankanın bir hizmeti. üyelik yok, başvuru yok, çekiliş yok. kıl kapılan kişinin mail adresini abidik gubidik sitelere vermek yerine telefon numarasını finansbank taciz temsilcisine verin, o gerekeni yapacaktır.
  • selocan'ı arayıp smslerini kapattırıyorum, telefon ediyorlar, telefonumu 444lü numaralardan aramalara kapatıyorum, 212lerden saldırıyolar, cep telefonumu evde unuttum taklidi yapıyorum, şirketten ulaşıyorlar. bir kere ağır konuştum, bir kere türkçe bilmiyor numarası yaptım, bir kere işten kovuldum dedim, bayram tebriği için aradılar. böyle aşkın ızdırabını sikiyim dedim, sonunda barıştım finansbankla. artık onlar arayınca kovaladıkça kaçan ateş böceği çalıyor cep telefonumda.
  • bir kiz hayir diyorsa aslinda evettir kafa yapısıyla kredi kartı satmaya çalışmanın bir diğer adı.
  • 3 gün önce benim de maruz kaldığım tacizdir. telefonun ucundaki hanfendiye konuşmamızın 1. dakikasında böyle bir kartı almam olanaksız. zaten bir tane kredi kartım var ben ondan kurtulmaya çalışlıyorum, siz bana 2. sini alın diye ısrarlarda bulunuyorsunuz dedim. baktım kadın susacak gibi değil ben de bütün ayrıcalıklarını anlatmasını istedim. toplamda 20 dakika kadar konuştuk. daha sonra 1. dakikada söylediklerimi tekrarladım. peki o zaman beyefendi ben sizin kaydınızı alayım yine de dedi. tc kimlik numaramı istedi sanki peşimi bırakıyormuşçasına. ne yapacaksınız? diye sordum. kartınızı evinize göndereceğiz dedi. kapattım telefonu. sonra bir baktım arandıkça kontör kazanmışım 20 tane mis gibi. sizi ararlarsa konuşun 20 dakika sonra almıyorum diyip kapatın.
  • -iyi günler, finansbank'tan arıyorum, x bey ile görüşecektim.
    +kendisi yok, ödemeleri ile ben ilgileniyorum, ben yardımcı olayım.
    -kendisinin ödemesi gecikmiş bir kredi taksidi var onun için aramıştım.
    +bilgim var ama gecikme daha bir günlük değil mi?
    -evet dündü, bugün yapmalısınız o ödemeyi.
    +maalesef yarından önce yapamayacağım.
    -hayır bugün yapmalısınız.
    +anlatamadım galiba hanımefendi, durumumuz müsait değil bugün, yarın yapılacak ödeme.
    -ama bugün almam lazım o ödemeyi. (buradaki almam lazım kısmına dikkatinizi çekerim, sanki bankanın değil telefondaki bayanın parası)
    +neden ?
    -çünkü bugün yapılmazsa kkb sine yansır. (kkb kısmını atıyor olabilirim ama buna benzer bir şeydi)
    +tamam, yansısın.
    -bir daha kredi alamaz ama bizden.
    +tamam, alamasın.
    -ama faiz işler v.s
    +tamam, öderiz faizini de.
    -hmmm, o zaman ben yarın arıyayım.
    +eh, siz bilirsiniz.
  • bugün maruz kaldığım taciz.

    gün boyu en sonuncusu akşam saat 7 sıralarında olmak kaydıyla, tam 9 kez arandım.

    5'inde farklı farklı poliçe satmak istediler.

    yeterli miktarda gördüğüm türlü teminatlarım var;bu sebeple almak istemiyorum dedim.

    poliçe yaptırmak istemeyişinizin özel bir sebebi var mı diye sordular, ilgilenmiyorum dedim; kapattık telefonu.

    çok değil bir 10 dakika sonra bu kez ferdi kaza sigortası poliçesi satmak üzere bir çalışanları aradı;

    bakın az önce başka bir arkadaşınız aradı, poliçeyle ilgilenmiyorum; lütfen bu konuyla ilgili bir kere daha aramayın beni.

    başka bir soru sormak için bir şeyler geveledi telefondaki çalışan, vaktim yok; lütfen siz de değerli vaktinizi başka birine ayırın dedim; kapattık.

    velhasıl gına gelene kadar, evde kapıda kalırsam bilmem ne sigortası, kredi kartlarım için bir sigorta, işten çıkartılırsam borçlarımı ödeyeceklerine dair bir sigorta vs vs anlatıp durdular.

    en son aramalarından bir önceki dellendirdi, özel sebebi var mı diye sordu? zihin engelliyim ve bu tarz şeylere anlam yükleyemiyorum beni bağışlayın dedim. hala konuşacaktı ki, arkadaşım şu anda benim sence beynime kan sıçrıyor mudur, diye sordum. iyi akşamlar dedi.

    en sonuncu aramalarındaysa, bir önceki çalışan kişinin beni dellendirdiğini sandığımı fark ettim.

    finansbank dediği gibi, bakın dedim bugün arayan 9. kişisiniz. lütfen poliçe dışında bir şey söyleyecekseniz, görüşmeye devam edelim. eğer poliçeyle ilgili konuşacaksanız sizle görüşmek istemiyorum; zaten hiç müsait değilim.

    peki oospki bey bilmem ne sigortası yaptırmak istemez misiniz diye sormaz mı?

    yahu anlıyorum, hedef tutturmaya çalışıyorsunuz, belki elinizdeki işi kaybetmemeniz benim gibi birkaç kişiye poliçe satmanıza bağlı. ve ben gerçekten böyle bir poliçe yaptıracak olsam inanın telefondan satın alırım zaten. ama ihtiyacım yok, kusuruma bakmayın lütfen. zaten firmanız tarafından bu kadar çok sık arandığım için taciz edildiğimi düşünüyorum artık.

    teşekkür edip görüşmeyi sonlandıracağına inanarak sustum ve saygısızlık olmasın diye suratına kapatmadım telefonu.

    ancak hala elindeki poliçeyi satmaya devam edebileceğini düşünmüş ve bunu eyleme dökmüş olması beni tam anlamıyla dellendirdi, hiç kapkaç olayına denk geldiniz mi? diye sordu.

    yine dellenmiş ama sakin tavrımla,

    evet dedim yıl 99'du, izmir'deydim kemeraltı'nda. yaşlı bir teyzenin kolundaki çantayı biri almıştı, ben hemen 4-5 metre ötedeki arabanın içindeydim. ancak yapabileceğim bir şey yoktu, hırsızdan hep korkmuşumdur, kadın kolundaki çanta çekilince zaten, birden yerde buldu kendini. arabanın camları kapalıydı; ama dışarıdan nasıl bir feryat figan sesler geliyordu, inanamazsınız. o sırada etrafına üşüşen insanlar vardı. kimi hırsız var diye bağırıyor, kimi yetişin yetişin. gerçekten halâ gözlerimin önünde içler acısı bir manzara. o günlerde zaten cep telefonları da bu kadar yaygın değildi, ancak birkaç kişi telefonla polise haber vermeye kalktı cebindeki telefonu çıkarıp. hatta birini hatırlıyorum, nokia 8110'u vardı. çok güzel telefondu o. matrix'te de görmüştüm o telefonu. ama bence o telefonun anteni kırılmaya çok müsaitti, zaten sonra biliyorsunuz antensiz telefonlar çıkmaya başladı.

    pes ettiğini düşünerek devam etmemi ister misiniz, diye kestim anlatmayı.

    evet dedi!
  • an itibariyle arayıp yeni bir uygulamadan söz edeyim diyerek, ayrıca söz edenin konuşma hızından dolayı anlamakta zaten güçlük çektiğim bir şekilde beni de maruz bırakmışlardır bu tacize. taciz noktasıysa şuradadır. sigorta başlığı altında bin bir türlü kötü olayı anlatıp, biz koruruz sizi deyip, onaylıyor musunuz işleminizi başlatıyoruma hayır istemiyorum yanıtı aldıktan sonra, tacize başlarlar. kapkaç olur, kartınızı her şeyinizi çalarlar bakın ona göre deyip bunu defalarca ısrarla tekrarlayarak, karşısındaki müşteriyi paranoyalara sürüklemek, korkutmak gibi yöntemlerle onaylama inadını sürdürürler. taciz işte tamda buradadır.

    hayır şimdi bu istemedi bizim sigortayı, yolda sıkıştırıp alalım cüzdanını da görsün diyen bir ekipleri mi var acaba diye korktum.

    epey başarılılar ya.
  • yaklaşık 1-2 yıl önce bankanın telefon numaramı herhangi bir bilgi sağlayıcıdan satın aldığını kanıtlayabileceğimi söylediğimden beri (ne telefon ne sms ne e-mail) maruz kalmadığım rezalet olay.
  • hep soruyorlar bana...ısrarla tembihleyip, uyarıyorlar. "kalite standartlarını ölçümlemek amacıyla konuşmamız kayıt altında tutulmaktadır". "peki" diyorum... ölçümleyin, belirleyin artık şu kalite standartlarını. sarfettiğim bütün kelimelerin sonuna olumsuzluk eki eklemekten, "gül ağacı değilem her gelene eğilem" ruh halinden hiç vazgeçmiyorum... hep ittiriyorum, hep tükürüyorum suratlarına. her gün 3 doz arıyorlar beni... 3 yıldır arıyorlar. kalite standartlarımı belirleyemediler mi hala? sulukuleli'yim ben, ağzını caart diye yırtarım. benim kalite standartlarım yerlerde sürünüyor, kimsenin de eğilip yerden aldığı yok. kalitesizim ben, bir denizanasıyla aynı standartları taşıyorum. neden hala arıyorsun beni finansbank?
hesabın var mı? giriş yap