aynı isimde "gibi" başlığı da var
18795 entry daha
  • o kadar absürt bi dizi ki, yılmaz'ın bağımlılığını terketmek için son derece saçma bir yöntem kullanıyorlar, günün sonunda yılmaz sigarayı bırakamadığı gibi, ersoy da yetişkin bezine bağımlılık kazanıyor.
  • ilkkan' ın böğürerek geçirdiği sinir krizleri beni fazlasıyla irrite ediyor, şöyle okkalı iki tokat atardım karşımda böyle biri olsa.
  • çok şahane bölümleri var. vasat bölümleri de var.

    4. sezonu şu ana kadar bence en kötü sezondu.

    genel olarak ise inanılmaz sempatik bir dizi. izleyeni memnun ediyor, yüzde bir gülümseme, mutluluk bırakıyor.

    ersoy'un babaannesi bölümü hala bir numaram.

    iyi ki böyle bir dizi çektiniz, lütfen sezon mezon dinlemeyin 100 sezon yapın bu diziyi.
  • 5x8 şadan bölümündeki ilkkan’ın tuvaletteki sahnesi hayatımda en çok güldüğüm anlardan biriydi.
  • irade bölümünde bi hata var. yazıldı mı bilmiyorum.
    yılmaz kendine kelepçe ve zinciri üzerinde mont varken takıyor. anahtarlarını da atmıştı kelepçenin. ama ilerleyen dakikalarda yılmaz montsuz. montu çıkarabilmesi ve tekrar giyebilmesi için kelepçe ve zinciri çıkarması lazım, yoksa yapamaz.
    bu atlanmış.
    not: bölümde gülerken kalbim duruyordu.
  • yılmaz sen ben gibi insan, bir kahraman değil hatta anti-kahraman bile sayılabilir çoğu zaman. esas çocuk değil bu her hareketini onaylamanız gerekmiyor. onun da ihtirasları, narsistlikleri, karaktersizlikleri, kötülükleri var. herkes kadar dark side'ı var. onu yılmaz yapan da bu.

    bölüm iyi mi kötü mü anlamadım sinirlerim bozuldu beşinci dakikada her şeye aşırı güldüm.
  • son iki bölümde klişe kurbanı olmaya doğru giden bir dizi. böyle giderse diziyi bitiriyoruz diye açıklama yapacaklar. buradan sonrası spoiler.

    ersoy’un yetişkin bezi ile toplantıya girmesi klişenin dibi olmuş gerçekten. punchline olması gereken sahnede sadece biraz tebessüm ettim. oraya gelene kadar ilkkan’ın ersoy için kurduğu tuvalet düzeneği çok daha komikti bence. yılmaz’ın aşk acısı çektiği bölümde kafes kucağında uzaklara daldığı ve ilkkan’ın verdiği tepkide patlamıştım mesela. önceki bölümde de apartmana taşınan kızlar muhabbeti ben klişeyim diye bağırıyordu. yılmaz kendi ağzıyla söyledi üstelik. bu tarz klişeler dizinin ömrünün sonuna yaklaştığımızı gösteriyor. yine de ömrü uzun olsun diyelim.
  • her bölümde daha fazla bağırıp kafa siken izleme zevki bırakmayan ilkkan ve ersoy ile tat kaçıran dizidir. kendinize bi çeki düzen verin sizi mi çekeceğiz lan.
  • geçen hafta ölümlü dünya filmini izledim. filmde feyyaz yiğit'in canlandırdığı serbest karakteri sanki başka bir insan oynuyor. gibi dizisindeki yılmaz karakteri ile karşılaştırınca sakal bir insanı o kadar mı değiştirirmiş diye düşündüm. feyyaz yiğit sakalları kesince çok sevimli bir hale bürünüyor. fakat bıyıkları da keserse tuhaf bir tipe de dönüşebilir. örneğin kadir inanır bıyıkları kestiğinde tuhaf bir tipe dönüşmüştü. benzer atmosferi murat boz'da da görüyorum. murat boz'un da sevimliliğini sakal örtüyor. ikisine de sakallarını kesmesini öneriyorum. murat bozla paralel yabancı ünlü de keanu reeves'ın sakal bırakıp sevimli suratını tuhaflaştırması. fakat feyyaz yiğit bıyıkları da keserse kadir inanır gibi çok tuhaf rahatsız edici de durabilir.
  • 5.sezon 4. bolumde yoksullugu iliklerime kadar hissettim. moralim acayip bozuk. bu cocuklar simdi nasil gidecekler dil ovasina:/
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap