giz
-
bir birhan keskin şiiri.
ey yar; boynumun borcu
strateji ve taktikler burcu
anlat tabii
tek kişi çok kişidir
çöz gövdemin beyaz kimyasını
aklımın hizasını
kanat içimdeki uzayı, akşamın bahçelerini
söze söyle, yazıya dök beni
bir kucakla
bir imkansızlıkla
nasıl bilirsen onunla ilişkilendir
bir anlatana bir anlatılan gerekir. -
insanın saklarken içten içe bulunmasını istediği özgürleştirici izdir.
-
deutsche gesellschaft für ınternationale zusammenarbeit isimli türkiye'de de mülteci alanında faaliyet gösteren alman örgütün isminin kısa yazılışıdır.
-
çok sevdiğim ibrahim karaca şiiri.
seni böyle seversem asarlar beni
bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
evlerine kapanır gemiler
sis basar bütün limanları
seni böyle sevdiğimi bilseler
asarlar beni
yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
dudaklarım çatlayınca susuzluğuna
sabah beş buçukta ipe çekerler
seni böyle sevdiğimi bilemezler
bilseler de bilemezler
ay batar
gün doğar
yer oynar yerinden
duyamazlar.
eser gökay yorumu -
ayni zamanda bir ahmet telli siiri;
" bu kadar uzak mıydı
git git bitmiyor yol
görünmüyor dağın ardı
oysa bilmem kaç yıl
bu yollardan yürünmüş
şimdi sanki bir masal
bu dilsiz dağ ve taş
nerde saklar kuşları
hangi gizle sarmaşdolaş
anlamak zor susuşları " -
ankara'da bin guzellik barindirma ve yasatma gudusuyle var olan bir yer. ticari kaygilardan olabildigince uzak (kalmaya calisan); icinde guzellik, iyilik ve uretim unsurlarinin kopru diregi vazifesini ustlendigi; calisanlarin patron, patronlarin da siradan bir insan oldugu; aktivitelerin ve organizasyonlarin ilk gunden beridir eksik olmadigi ankaranin merkezinde kendine sakin bir kose edinmis yasam alani da diyebiliriz giz'e
-
aguirre der zorn gottes'dan kaynağını alan el dorado kimseye sonsuz suyundan bir damla vermemiş. simyacıların giz peşinde koştuğu hidrojen ve okjisen, aqua permanens (hiç bitmeyen su) olmak için döngüsünü yılmadan ve dalgasını geçerek tamamlarken o gizden eser yok muydu? giz konusunda herzog'un filmi daha ilham verici. merak edilen arkasındaki merakla ayakta dururken, ittiği şey, yine merakla yıkılıyor.
"orada, sisin arkasında görülecek bir şey yoktu" der stanislaw lem. sislerin mistisizmi ile kaplı organellerin ekip çalışmasından başka?
abdallık görüş mesafesinden çıkan reyon sergisi ve gizin liberal pazarı. lineer ebcedler düşülmesi lazım çağdaş yazgının kadim tutarsızlıklarına, ki; yaşamda merak edilen unsur kendiyle çatışsın. -
bu gizler bizi aştıklarına göre, kendimizi sanki onların örgütleyicisiymiş gibi gösterelim. jean cocteau
-
yelkenlilerde kıç direkteki kısa seren.
-
fang vei teh'in bir şiiri:
senin yanındayken
bir şeyler akıyor içimden,
çağlayanlar gibi,
tutku mu desem, coşku mu desem.
eve dönerken
bir şeyler dönüyor içimde,
gün batıyormuş gibi-
hüzün mü desem, korku mu desem.
(türkçesi: gürkal aylan)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap