• gökyüzünün "burası beniiimm ulaağn!! " dercesine tüm kuvvetiyle kükreyip bölgesini işaretlemeden öncen ki son uyarısıdır.
  • şimşek çakmasından bir kaç saniye sonrası duyulması muhtemeldir. aradaki saniye farkı hesaplanarak kaç km ötede cereyan ettiği tahmin edilebilir.
  • 22 haziran 2010 gecesi karabükte çok şiddetli ve sık aralıklarla duyulan gürültüdür.

    ayrıca doğanın muhteşem seslerinden biridir.
  • en çok korktuğum şey. bunun yüzünden yalnız yaşayamıyorum.
  • eğer duyuyorsanız tehlikenin geçtiğini haber veren şeydir. üstünüze yıldırım düşmemiş demektir.
  • "kimi yazarlar gök gürültüsünü farklı türlere ayırıyor, mesela haşmetli bir gürültüyle kopan bir tanesinin deprem öncülü olduğunu, rüzgârın inleyerek zehirli surlarından taşmaya çalıştığını söylüyorlar.

    bana söyler misin, böyle bir gök gürültüsünün oluştuğunu nasıl düşünüyorlar? bulutlar atmosferi kuşattığında, atmosfer mağaralı derinliğinden salınarak böğürtü gibi boğuk, daimî ve düzenli bir gürültüye sebep oluyor. yine göklerin alanı nemden mustarip olunca, gök gürültüsü başlayana dek bir türlü boşalamıyor. bu yüzden, bu türden bir gök gürültüsü yağmur yağacağının işaretidir. başka bir gök gürültüsü türü daha vardır, bu, düzenli bir sesten ziyade çatırdama şeklinde meydana gelir, çok daha kesindir ve içi su dolu olan topun birinin kafasında patladığı an çıkardığı ses gibi. bu gök gürültüsü, yoğun bir şekilde kabarmış bir bulutun boşalmasının neticesidir ve kendisini şişiren atmosferden boşanır. buna doğru bir şekilde çan demişler, anî ve şiddetli. bu gök gürültüsü meydana geldiğinde, insanlar manen çöker ve bazen tümüyle korkunun esiri olur; kimileri yaşamını yitirmez de serseme döner ve hatta aklını yitirir: biz bunlara 'yıldırım çarpmış/şaşırmış/kafayı yemiş' (attonitus) diyoruz, zira göklerdeki bu gürültü onların aklını yerinden oynatır.

    gök gürültüsü, nadiren meydana gelen ve ancak hareketle kendine gelebilen, bir bulut deliğine sıkışmış atmosfer tarafından da iteklenebilir. bu atmosfer kendisine bir açılma alanı ararken, karşılaştığı duvarlara çarparak ses çıkarır/yankıya sebep olur. ellerin çarpıştırılmasından oluşan alkışa ne çok benzer bu değil mi? bulutlar çarpıştığında, bu karşılaşan/çarpışan nesnelerin haşmetiyle doğru orantılı olarak çok büyük bir gürültü umulmalı, değil mi?"

    seneca, naturales quaestiones ii.27.1-3.

    addendum@:

    (bkz: attonitus)
  • hakettiğinden çok daha naif bir isme sahip doğa olayı. göğün gürlemesi dense sanki daha güzel otururmuş. hani daha bir aslan kaplan yakıştırması gibi. gürültü deyince insan rahatsız edici, kafa şişiren bir ses olarak düşünüyor tabi. boş bulunduğu zaman insanı altına sıçırtıcak kuvvette ses yapan birdoğa olayına yakışmayan bir ada bence. cık... olmamış.
  • tuhaf bi şekilde huzur veriyo bana, yatakta yatıp gök gürültüsünü dinlemek çok zevkli oluyo.
  • son zamanlarda ankarada sektirmeden her akşam duyulan ses. arkasından da parmağım kadar dolu ya da benzer büyüklükte yağmur geliyor genelde. haziran da olduğumuza inanmayı güçleştirmektedir kendisi
  • akarsu sesi ile birlikte en sevdiğim doğa seslerindendir. bazen* önce şşşrraakk diye bir kamçı sesi arkasından da ciğerlerinizi titreten bir patlama sesi gibi olur. of allahım o ne muhteşem bir haz verir insana. camlar falan zangırdar, insanın tüyleri diken diken olur, ölümün ses hali gibidir. aynen akarsu şırıltısının hayat'ın sesi olduğu gibi.
hesabın var mı? giriş yap