• mahsun kırmızıgül'ün yönetminlik deneyimini beyaz melek de takdir etmiştim ama bu filmi izledikden sonra yönetmenliğinden çok oyunculuğunu takdir ettim. oyuncu seçimleri gerçekten çok yerinde, çok başarılı bir ekiple yapılmış film. filmden çıkartılmak isteyen asıl amaç barış ve kardeşlik olmuş olsada şimdiden bazı kesimlerce mahsun teröristleri ve terör örgütünü haklı göstermeye çalışmak ve desteklenmek ile suçlandı. halbuysa o filmde sadece bir ayna tutuyor kim, nereden, ne görmek istiyorsa onu görücek.

    --- spoiler ---
    filmin bence en güzel düşünülmüş sahnesi norveçte altan erkekli ve ailesinin markette çalışırken bir norveçli adamın gelip norveçce keçi peyniri sorduğu sahneydi. dili bilmeyen ve anlamayan altan erkekli oğlunu çağırıyor o da anlamıyor ve sözlük yardımıyla buluyorlar lakin buarada soruyu soran insan kendi ülkesinde ana dilini anlamayan insanlara hiçbir tepki vermeden öylece bekliyor. sonra bunun türkiye de olabiliceğini düşündüm ve hatta kendimi koydum yerine utanarak yazıyorum ki hiçbirşey demesem bile uff bu ne ya diye söyleyeniceğimi itiraf ettim kendime. bu sahne ile aslında avrupalı olmaya ne kadar uzak bir toplumda olduğumu anımsadım.

    bir diğer güzel sahne altan erkeklinin ölen terörist oğlunu teşhis etmek için dere kenarına gittiği sahnedir ki orada oğlunun tanınmayacak haldeki cesedini tanımasına rağmen askerlerin yanında ağlayamayan fakat ne zamanki ahmet asker de şehit oldu dediğinde aslında her iki içinden içten şekilde ağlamaya başlamasıdır. akan gözyaşları gerçekten iki taraf için akmıştır.

    filmin en ne yaptın be mahsun dedirten kısmı çamaşır makinası ile alakalı olan biliyorum ki bu da gerçekte yaşanmış bir hikayeden geliyor o yüzden izlerken insanın mafediyor. makinayı takmayan gelen çocuk "bununla herşeyi yıkayabilirsiniz" dediğin de eyvah dedim ama bu kadarı aklıma gelmemişti. sahne tam gösterilmemiş olsa da ne zaman çocuklar "serhatı yıkayalım" dedi sinemada ki en az 20 kişi makina diye bağırdı ve nedense herkes kafasını olamaz diye yana çevirdi. yaşattığı gerilimden ötürü filmin en izlenilmeye tahammül edilmeyen bölümüydü benim için.

    ayrıca berfin kardelen demekmiş bilmiyordum bunu da öğrenmiş oldum.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak izlenilebilinir bir film olmuş beyaz melek filmini eşleriyle izleyen rte ve abdullah gül filmi çok beğenmişlerdi ve hatta duygusal eşlerinin ağlamaktan kızarmış gözlerini görmüştük birde bunu izlesinler lütfen demek istiyorum bu sefer nereleri kızarıcak acaba.
  • güneşe olabildiğince uzağız, hatta uzaklaştırıyoruz kendimizi, uzak kalmakta da diretiyoruz... şafak söker mi? ne zaman söker bilinmez ama, karanlığımızda kaybolup gitmişiz farkında değiliz... bir doğumuz var ki sanıyoruz şartlar bizden kötü, bir de batımız var ki bilmiyoruz ki bir başka batı daha var bizden çok uzaklarda. çoğumuz batı sanıyoruz yaşadığımız dünyayı; oysa doğunun tam ortasında yaşıyoruz hayatı. bilmiyoruz ki... bidirmiyorlar ki...

    gerek senaryosu ve kurgusuyla, gerekse oyunculuklarıyla, gelmişi geçmişi sıfırlayıp, ruhun en temiz olduğu anda izlenmesi gereken bir yapım. metaneti korumak şart...
  • iyi bir dram filmi. insanı duygulandıran çok sahne var. hatta biraz abartılmış bu sahnelerin sayısı. oyunculukların geneli iyi. film mahsun kırmızıgül'ün bu sektörde daha da güzel işler yapabilecek kapasitede olduğunun kanıtı olmuş. ben izleyin derim filmi.
  • kürt sorunu
    eşcinsellerin sorunları
    çocuk esirgeme yurtları
    insan kaçakcılığı
    80 ihtilali

    sorunlarına değinmiş film. bu sorunlara eğilmesi güzel. fakat küresel ısınmayı es geçmesine bir çevreci olarak çok kırıldım. bu da, bir sonraki filme inşallah.
  • kurgusuyla, hikayesiyle, oyunculuklarıyla oldukça başarılı bir film olmuş. sonlara doğru konu biraz dağılmaya başlamasa daha güzel olabilirdi. gerçekten oldukça vurucu ve esaslı sahneleri var filmin. eğer bu topraklarda yaşıyosanız, ya da uzaklarda yaşayıp ülkenizi önemsiyorsanız; gidin-görün-götürün-gösterin.
  • mahsun kırmızıgül'e olan ön yargımı rafa kaldırtmış, altan erkekliye olan hayranlığımı katlamış, daha fazla güzel fotoğraf yakalanılabilecekken çok o kısmıyla uğraşılmamış, çok gerçek, mesajlarla dolu, fazlaca emek verilmiş çok da iyi olmuş görülmesi gereken film.
  • --- spoiler ---

    filmdeki zihinsel engelli rolündeki kızın aslında sağlıklı olduğunu ve oyunculuk dersleri aldığını öğrendikten sonra, filmde en iyi rol yapanın kendisi olduğuna karar verdim.

    --- spoiler ---
  • sanırım beyaz melekten sonra gelen bu film için beklentimi çok çok yüksek tuttuğumdan olsa gerek, film boyunca bütün salon hüngür hüngür ağlamış olmamıza rağmen bu film maalesef beklentimi karşılamadı. film eleştirmeyi pek sevmem, beceremem de... bu kadar fazla konunun birarada barındırılması filmin bütünlüğünü bozmuş hissini verdi bana. filmde her birey, her konu inanılmaz ajite edilerek anlatılmış. aslında bu bile bir başarı, herkes ağlatmayı beceremez. üstelik her 10 dakikada bir bunu yapamaz.

    --- spoiler ---

    serhadcağızın hayatının çamaşır makinesinde son bulması, bana çok ama çok komik geldi. kızcağızlardan biri zihinsel engelli, diğeri de küçük. tamam belki daha önce gördükleri tek elektrikli ev aleti televizyon olabilir; ama o küçük kız da aklı ermeyecek biri gibi görünmedi bana. ne düşünürsem düşüneyim, o sahneyi mantıklı hale getiremedim ben kafamda.

    serhad doğmadan önce ramo 7 tane adak adıyor. doğduktan sonra kesmeye bile fırsatı olmadan köyü terk etmek zorunda kaldılar. serhad'ın ölümünü en mantıklı şekilde buna bağlayabildim...

    --- spoiler ---
  • beni kanser olmama bir adım daha yaklaştıran film.

    zannımca bazı dahi arkadaşlar çok fazla duygu sömürüsü yapıldığından yahut mesajların göze göze sokulduğundan dem vurup filmi beğenmeme tercihini kullanıcaklar.

    eğer üstü örtülü hikayeler, soru işaretleri, cevap bulma arayışları gibi bir takım kendince zihin jimnastiği yaptıran filmleri kendinize layık buluyorsanız, maalesef bu film sizin haricinizdeki o zavallı herkes için çekilmiş bir film. çünkü barış gibi klişe bir kavramı daha hala kafasında oturtamayan milyar tane insan var ve bu sorun yüzünden bu ajite edilmiş dediğiniz milyar tane trajedi gerçekten yaşanmakta.

    maalesef bu trajedileri haberlerde gördüğü kısa filmler sanmaktan öte bir algısı olmayan ve kendi küçük dünyasındaki saçma varoluş acılarını kocaman kocaman sorunlar haline getiren bu sözde dahileri elbette lynch, kubrick vs gibi adamlar doyuma ulaştırabilir. kırmızıgül onları da kapsayan bütün herkese bir şeyler anlatmaya çalışsa da gandhi'nin dediği gibi önce önemsenmez, sonra onunla alay edilir, sonra onla savaşırlar, en sonunda da umarım kazanır.

    bu filmde birbiriyle alakasız bir çok konuya değinilmiş ve aslında bir ailenin yaşadığı drama odaklanılmış gibi bazı yorumlar da okudum. hatta lafı küresel ısınmaya da getirseydi bari diye dalga dahi geçilmiş anladığım kadarıyla. aslında lafı oraya dahi getirmiş mahsun. rüzgar enerjisiyle elektrik enerjisi üretmekten neden bahsedildi acaba?

    öncelikle bu sadece kendi ve çevresini bilen insanların "hepimizin bildiği, duyduğu" şeyler diye filmde anlatılan hikayeleri küçümsemesini gerçekten anlayamıyorum. o yaşanmış olayları bir nebze anlayan, özümseyebilen herhangi biri bu filmi 7-12 tansiyonla izleyemez.

    eşcinsellik sorununu bile kürt-türk çatışmasının çok dışında görüp anlatıcının hikayesine şekil verme merakı saçma. belki çok alakalı değilsiniz, hiç de duymadınız ama atsızcılar diyebileceğimiz at hırsızından bozma bir sürü delinin travestiye bakış açısı ne biliyor musunuz? istanbul'daki travesti artışının tek sebebi doğudan göç eden kürtlerin çalışmadan, kolay yoldan para kazanmak için bu yolu tercih etmesiymiş! işte bu konuya mahsun nerden girdi ve niye bu kadar güzel anlattı bilemiyorum ama hikayenin bütünlüğünde kesinlikle sıkıntı yaratmayan ve hatta dışlanmanın her sebepten ötürü olabileceğini ama konuşursak, dinlersek, anlarsak belki de "onlar" diye gördüğümüz insanları sevebileceğimizi, onların başlarına gelenlere üzülebileceğimiz göstermesi çok güzeldi. bunu pek çok muhteşem, iq ve eq'su fezaya çıkan insan elbette biliyordu. ama demek o kadar muhteşem olmanıza rağmen az ve kifayetsizsiniz ki hiçbir şey değişmiyor.

    umarım film çok izlenir. umarım mahsun yalnızların, terkedilmişlerin, dışlananların, hor görülenlerin filmlerini çekmeye devam eder. ve umarım insanlar bu filmleri izleyip sadece kendilerini şanslı hissetmeyi tercih etmezler. dünyayı algılamaları, bakış açıları, davranışları şekillenir. ve etraflarındaki insanlara da bunu geçirirler, çocuklarına da bunu öğretirler. çünkü sinema sadece dolabın arkasından katilin çıkacağını tahmin ettiniz diye kendinizi zeki hissetmenizi sağlayacak bir araç değildir. sinema gidemediğiniz, göremediğiniz yerlerdeki yaşayamadığınız duyguları da ayağınıza getiren ve sizi geliştirebilecek bir sanattır da. o yüzden bir ihtimal de olsa hindistandaki fakir bir genç ya da sokağınızda çöp toplayan adam olabilirsiniz. ve eğer 90 dakika bunu olabilirseniz ertesi sabah uyandığınızda belki adam da olabilirsiniz.
  • ağla ağla bir hal oldum ben bu filmde. hem de öyle böyle değil, hıçkırıklı ağladım üstelik. allah'ım ne hayatlar, ne dramlar var. valla kendi incir çekirdeğini doldurmaz dertlerime üzüldüğüm için utanıyorum.

    yalnız bazı teyzeler vardı sinemada. film bitti. insanlar çıkıyor. bu teyzeler çıkamadı. hala ağlıyorlardı çünkü.

    ben bu filmi müthiş buldum. evet, müthişti. bir kere, daha önce değinilmemiş bir konuya değinmesi ile benim nazarımda 1-0 önde başladı. kürt meselesi, terör, zorunlu göç, insan kaçakçılığı, travestilik, töre. her biri bile tek başına bir ateş topu olan bunca konuyu aynı filmde eritmiş. üstelik hiç de birbirine karıştırıp bulamaç yapmamış. gayet birbirleriyle bağlantılı olmuş, konular arasında bütünlük kurmuş.

    üstelik bunu yaparken taraflı da davranmamış. her kesimin gözünden yaklaşmış olaya. çünkü çok bıçak sırtı bir konu bu kürt meselesi. insan bunu ele alınca bölücü damgasını kolaylıkla yiyebilir. ancak film, en içi fesat olanın bile kötü niyetli yaklaşmasını önleyecek nitelikte.

    ben diliyorum ki sinemalarımızda bu tarz filmler artsın. hayatın gerçeklerini de görelim beyaz perdede.

    mahsun kırmızıgül'ü yürekten tebrik ediyorum. yılmadan devam etmesini umuyorum.
hesabın var mı? giriş yap