• yahu kim diyor ki 3 saatlik bir sınava hayatınızı bağlayın. bir sürü stresle üniversite sınavına hazırlan, hayatının en büyük amacı o olsun,kazanmazsam ne yaparım diye düşün, sonra kazan istediğin üniversiteyi, sonra?

    +abi naber,derse girmiyor musun?
    -yok ya, kodum derse, girmiyorum ben.kantinde süper muhabbet var.

    +naber abi?
    - iyidir ya ,okulu bıraktım, çünkü çok acaip bi kişiyim ben, eğitim sisteminin saçmalığına inanıyorum, ondan.

    +şş naber?
    -iyi nolsun,devamsızlıktan kaldım ben
    -niye?
    +e taksim falan bilirsin, okula gitmeye vaktim olmuyodu.

    bilmem ne. ne oldu peki o sızlanmalar üniversite kazanmak için? ya da herkes okuduğu bölüm ve okulla paralel bir hayat mı yaşamak zorunda da bu 3 saatlik sınavda ne yaparsan hayatın ona bağlı? bırakın rica edicem.
    herşey insanın hayatını değiştirebilir. kelebek etkisi misali.
    arabeskleştirmemek lazım, yok 3 saatlik sınav hayatımızı öyle yaptı yok böyle etti. (homur homur homur)
    vizyon kardeşim vizyon. mühim olan o.3 saat 5 saat,sınav falan değil. (homur homur homur)
  • 1.5 milyon insandan üniversiteye gidecekleri seçebilecek daha mantıklı bir çözüm önerisi sunulmadıkça oldukça komik kaçan söz.

    evet keşke anaokulundan itibaren gelişimimze yeteneğimize hedemize hödömüze göre eğitim alacağımız alanları biz seçsek, ara elemanından öğretim görevlisine çok düşük yanılma paylarıyla insanlar eğitilse, mutlu olsa, hayat bayram olsa, genç nüfus bu kadar abarmasa, becerebilecek adamdan kafası kaldırmayana kadar herkes üniversiteye girmek istemese.. ama istiyor, çünkü alternatif sunan yok, adam gibi oturup laf anlatan yok, plan yok program yok; olana da uyulmuyor..

    öss'yi kaldırmakla güllük gülistanlık olmuyor her yer.
  • isyankar öss mağdurları'nın savungacı.
    (bkz: daha dur finaller var)
    öss bence de kaldırılsın ama orası ayrı. kaldırılsın derken farklı bir sisteme geçilsin. kalkmış hali daha çok acıtır yoksa*. farklı bir sistem, evet.
  • dışarıdan bakanlar bu lafı duyduklarında öss son anda habersiz yapılan bir şeymiş gibi düşünebilir.

    "sen! elinde döner ekmek olan, sen sen! evet! gel buraya, hala ben mi diyo sen evet! gel, al bakiim şu kalemi, otur; sana seçme sınavı yapıcaz."

    halbuki öss'ye gireceğinin ilkokuldan beri öyle ya da böyle bilincindesin, lisede de zaten iyice empoze ediliyor süper önemli bir şey olduğu. bir de sanki tek seferlikmiş gibi düşünüyor heralde bu şeyi savunanlar. halbuki öyle değil, girebildiğin kadar gir, ilk sene beceremedin mi? bi kere daha gir; altı saat. olmadı bi kere daha, bi kere daha...

    ama olmaz. böylesi daha kolay.

    bana "benim kafam basmıyor paragraftı, fonksiyondu; gel orta yolunu bulalım" demek gibi geliyor.
  • yerine ne getirilsin sorusuna cevap bulamadığım,öss ye hayır diyen insanların birleştiği sitenin sloganı olabilecek cümle...
    insanın aklına geliyor: elinde 80 il ve eğitim-öğretim düzeyi kimi liseden bile aşağıda olan üniversiteleri de hesaba katarak yaklaşık 80 üniversitesi sayabilirken,her yıl 2 milyon öğrenci sınava girerken bunların %20 bir yere yerleşirken,kimin nereye gireceklerin nasıl belirlenecek olduğuna ne gibi çözümler sunacağını merak ettiğim insanların genel şikayeti...
    ben de karşıyım...ben de mutlu değilim..ben de mağdurum....ama bu sorunu değiştirmiyor...
    yeni sbs sistemi gibi yıllara yayılan bir süreç haline getirilirse zaten çocuklukları elinden alınmış bir nesin gençlik yıllarını da elinden alacaklar...yine tek kazanan aç gözlü dersanaler olacakken bari bir yıl kazansınlar diyorum..
    aklıma başka yöntemler gelmiyor amerikan sistemi vari çözümleri kaldırabilcek öğretim kapasitemiz ve okul sayımız yok..ayrıca bunları uygulayabilecek kalitede öğretmen kadrosu da...yani sosyal bilimler çalışması adı altında yaptığımız dönemlik toplantılarımızda bu mevzu her daim masaya yatırılır ama daha adam akıllı önerisi olana rastlamadım..-çeşitli ünilerin öğretim üyelerinden tutunda kendilerine eğitim sosyoloğu diyen insanlara kadar-birşeylere hayır derken olurunu da söylemek lazım..sadece hayır'ı söylemek gürültüden başka birşey değildir... ayakları yere banas,türkiyenin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısına uygun olan önerileri olan arkadaşları tüm samimiyetimle geceler gündüzler boyu dinleyebilirim...
  • güzel ve gelişmiş ülkemde asla çözüme ulaşamayacak bir sorunu ifade etmeye çalışan , sonsuza dek (sonsuz da çok uzun oldu yauv) "herşeyin bir şeyi vardır" tadında kalacak önermemsi slogan.
    bu slogana 2 tip yaklaşım vardır:

    1- evet ulan hayat 3 saatlik sınava sığmaz öss kaldırılsın.
    2- kim dedi kardeşim size hayatınızı 3 saatlik sınava sığdırın, daha iyi bi çözüm yok öss olacak işte doğduğundan beri biliyosun hazırlan.

    2 yaklaşım da görüldüğü üzere bilimsellikten ve çözüm üretmekten uzaktır.
    böylesi büyük problemleri ele almak için o ellerin bir miktar sosyoloji, istatistik, psikoloji, hukuk (ve şimdi aklıma gelmeyen daha nice değerli bilim dalları) gibi bilimleri kavramış olması gerekir. (bilimi kavramak derken hepsinde uzman olsun demek istemiyorum haliyle.)
    yani şimdi buna çözüm getirecek adam, okuyacak, düşünecek, hesap kitap yapacak, hatta tek başına olmayacak bunları yaparken, hesap kitap derken de alinin 5 cevizi var 3'ü gitti 8'i de hayal ürünüydü zaten gibi hesaplardan söz etmiyorum. devletin toplamış olduğu verileri kullanarak yapılacak özel ve büyük ve hatta gizli hesaplardan söz ediyorum.
    şimdi bu durumda, bu soruna çözüm getirecek bir adam gelip de bunu sözlükte yazmaz. (çözüm derken gerçek çözümden bahsediyorum. "alırsın deniz kenarından 2 dönüm araziii, yaparsın içine 2 müstakil eev, al sana fıstık gibi..." tarzı çözümlerden değil.) diyelim ki böyle çok süper fikirleri olan bir kişi var konuyla ilgili, gerçek çözüm üretebilme koşullarını da sağlıyor, haah, işte o adam ihtiyaç duyduğu verilere ulaşamayacaktır. girmesi gereken komisyona büyük ihtimalle asla giremeyecektir.

    dolayısıyla yapılacak yorumlar, rahatsızlığı dile getirmekten öteye gidemeyecektir.
    tabii 2. tip arkadaşların sırt sıvazlayıcı yorumları da rahatsız etmiyor değil. (öznel oluyorum bu cümlede.) anlamıyorum verilmek istenen mesaj ne.
  • doğru bir söz.. ama şu var, hayat da zaten 3 saatlik sınava bağlı değil ki.. kim dedi bunun böyle olduğunu.. öss'yi hayatın anlamı zanneden kişiler, öss kaldırılsın diyebilir ama çözüm sunmadıkça havada kalacaktır önerileri..
    bir gazete çok güzel bir araştırma yapmıştı, bütün dershaneler falan çerçeveletip assınlar, 17lik insanları da hayatlarının en zor dönemecinde oldukları sanrısından kurtarsınlar..
    araştırma, "geçen yılların öss birincileri şu anda ne yapıyor" temalı. geçen yıl dedikleri öyle 2-3 yıl değil, 15 yıl öncenin öys birincisi falan.. bu adamların başı göğe ermemiş, gayet normalleşmiş hatta hiç kıskanılacak bir hayat sahibi olmamışlardı..
  • sınava 10 kere girilerek aşılabilecek sınırlama. bu sayede hayatı 30 saate sığdırabilirsiniz.
  • ertesinde;
    hayat
    - iki saatlik graduation make up'a sığmaz
    - yarım saatlik bitirme projesi sunumuna sığmaz
    - bir saatlik işe alım mülakatına sığmaz
    - on dakikalık vize görüşmesine sığmaz
    - teklif verdiğiniz ihale için yapacağınız kırkbeş dakikalık sunuma sığmaz
    - kız isterken ailesiyle yapacağınız iki üç saatlik görüşmeye sığmaz

    gibi şekillerde devam eder. seçen-seçilen ilişkisinde seçilmeye aday tarafsak ve hayatı karşı tarafın koyduğu kriterlere göre bizi seçip seçmemesi ekseninde tanımlamışsak bazen bir saniyeye bile sığabiliyor malesef.

    teknoloji hepimizin ne kadar donanımlı, leb demeden hattuşaş turizm'i arayıp rezarvasyon yaptıracak kapasitede cevherler olduğumuz anlayacak kadar gelişmedi henüz.
  • -evladım bak son bi' sınav şansı veriyorum.
    -...
    -bakma mal mal, cehenneme gideceksin yoksa!
hesabın var mı? giriş yap