• tepesinde ışık saçan gözün bulunduğu, piramidli mühür. sözkonusu mührün üzerinde “annuit coeptis” yazıyor. bu latince: “doğuşunu ilan ederiz” demek. en altta ise yine latince olarak “novus ordo seclerum” yazıyor. bu ise “yeni dünya düzeni” demek.

    ambleme baktığınızda en önemli masonik sembol olan “ulu göz”ü merkez alarak bir üçgen çiziyorsunuz. sonra aynı üçgenin tam tersini. ortaya mührün içine gizlenmiş bir başka önemli masonik sembol çıkıyor. “altı köşeli yıldız” ya da bir başka ifadeyle “davud’un yıldızı” elbette sürpriz bu değil. asıl sürpriz bu “altı köşeli yıldız”ın uçlarındaki harfler. dikkatli bakıldığında bu yıldızın her bir ucunun “annuit coeptis” ve “novus ordo seclerum” cümlelerindeki bir harfin üzerine düştüğü görülüyor. bu harfler a.o.s.n.m. şimdi bu harfleri anlamlı bir kelime oluşturacak şekilde düzenleyelim... bakalım karşımıza ne çıkıyor: mason
  • masonlukta , tanrının varlığını savunan masonik kuruluşların benimseyişlerine göre tanrı'nın kullarını her zaman gözlediğini belirten simge.
    doların üzerinde bulunan simgedir.
    serbest çağrışım yoluyla (bkz: sauron) ayrıca (bkz: her şeyi gören gözler)
  • "üçgen içinde göz"

    mason localarını süsleyen bu sembol mısır sanatında yaratılmış bir temadır. grek sanatıyla da sürdürülmüştür. göz bir çok eski inisiyasyona dayalı toplumlarda kullanılmıştır. tinsel gelişmenin ilk şartı her şeye gözünü açmaktır.

    göz her şeyden önce, bir algı organıdır, insan vücudunda ışığı alma organıdır. insandaki en önemli algı organı olan göz, sadece görmenin değil, çoğu kez diğer algılamaların sembolü olarak da kullanılır. bu yüzden, psişik algılamalar gibi çeşitli algılamalara verilen adlarda da hep göz sözcüğüne rastlanır (kalp gözü, üçüncü göz, ruhsal göz).

    göz sembolünün tüm diğer sembollerde olduğu gibi, özel kullanımlarda farklı anlamlara geldiği görülmektedir. örneğin kapalı gözler, ölmüş ya da henüz doğmamış olma halini, trans halini veya henüz aydınlanmamış bir varlık halini simgeleyebilirken, gözleri kapalı yani uyuyan birinin ya da bir körün gözlerinin açılması ise, aydınlanma, manevi uyanma, kavrama anlamına gelebilir. gözün açık olmasının sembolü genellikle, göz dairesinin içine bir gözbebeği gibi ikinci bir yuvarlağın veya bir noktanın eklenmesiyle verilir.

    gözün açık olması sembolü eski çağlarda semavi yönetimin her şeyi sürekli olarak algıladığı anlamlı gelenekler olarak ifade edilir. semavi yönetimin yeryüzündeki düzeni sağlaması için her şeyi bilmesi gerekir, bunun için de yeryüzündeki her şeyi algılaması gerekir; dolayısıyla algılamasının insanlardaki gibi uyku kesintileriyle bölünmeksizin, aralıksız olarak devam etmesi gerekir. bu yüzden açık bir gözle simgelenmiştir.
    göz sembolünün insanların sürekli izlenmesi ile ilgili olarak kullanıldığı bu durumda, genellikle, ilahi bir mekanizmanın yeryüzünü tam anlamıyla algıladığını ve hiçbir şeyi gözünden kaçırmadığı simgelenir.

    güneşe tapan uygarlıklarda gören göz sembolü tanrıların her yerde hazır ve nazır olduğunu ve koruyuculuğunu simgelemekteydi.

    tarihte bilinen ilk kutsal kitap, vedizm dininin kitabı olan rig-ved’dir. rig-veda’da, ki bazı bölümleri 10 bin seneliktir. güneş-tanrı surya’ ya söylenen ilahilerde “her şeyi gören göz” yer almıştır.

    bu sembolizma yıllar içinde gelişerek mısır, pers ve yunan felsefesi ve teolojisinde yer almış ancak muhtemelen her şeyi gören gözü bize ilk ima eden osiris efsanesidir. bu hiyerogliflerde, bütün mabet ve mezarlarında mevcuttur. bu sembol çok sonra israilliler tarafından vaad edilen topraklara taşınmıştır ve buna dair referanslar incil’de başından sonuna kadar yer alır.

    genellikle sembolün kaynağı dönüyor dolaşıyor “horus’un gözü, ya da tanrı ra’nın gözüne dayanıyor.

    efsaneye göre gelişen olayları, çok özetle ancak şu şekilde ifade edebiliyorum: kötülüğü temsil eden seth, osiris'i öldürür. osiris'in oğlu horus, intikam almak üzere seth ile savaşır. seth, bu savaşta horus'un gözünü parçalar. bu parçaları toth bir araya getirirse de eskisi gibi çalışmayacaktır, o bu eksikliği büyü gücü ile tamamlar ve böylece göz eskisi gibi olur.

    horus’un gözü, biçimsel anlamıyla, tanrı’nın tekliğini, bir oluşunu matematiksel olarak gösteren bir semboldür. bu şöyle açıklanır: bir bütün ikiye bölündüğünde 1/2 elde edilir. bu da ikiye bölündüğü takdirde 1/4 elde edilir. işleme bu şekilde hep ikiye bölme ile devam edilirse sırasıyla, 1/8, 1/16, 1/32 ve 1/64 elde edilir. bunların tümü toplandığında ise 63/64 bulunur. buradan şu sonuç çıkar: bir bütün, sürekli olarak ikiye bölünmeye devam edilirse, toplam değerde, sonsuzluk hariç, hiçbir zaman bire, birliğe ulaşılamaz; yalnızca mutlak (tanrı) bir’dir. horus’un gözü “glifler” denilen parçalardan oluşur ki, bu altı parça, sırasıyla, 1/2, 1/4, 1/8, 1/16, 1/32, 1/64’ü ifade eder.

    horus’un gözü, manevi anlamıyla, vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını, insanın iç âlemindeki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan bu merhametsiz yargıcın yani vicdanın keskin bakışını sembolize eder. bu vicdanın 24 saat kapanmadan açık kalan gözüdür. bu yüzden güneş ve ay, horus’un gözleri olarak ifade edilir. çünkü güneş ve ay’ın her ikisi nöbetleşe, gece ve gündüz insanın üzerinden eksik olmaz, horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi. (bu nedenle horus'un gözü güneşle temsil edilen ra'nın gözü olarak da ifade edilir.) bu, vicdanın karşıtı olan nefsaniyetin hiç işine gelmez; nefsaniyeti ve kötülüğü temsil eden seth de bu yüzden bu gözü çıkarmaya çalışmıştır. antik mısır mitolojisine göre, horus sonunda bu gözünü babası osiris’e vermiş ya da osiris’in kullanımına bırakmıştır.

    hinduizm’de dini inanışa göre tanrıların evrendeki her şeyi görme gücüne sahip olduklarına inanıldığından, hindular tanrılarının heykellerini gerek iki gözleri ve gerekse alınlarında ki üçüncü gözleri açık olacak şekilde yapmışlardır.

    mayalar da tek olan tanrıları ile ilgili bu dinsel inanışlarını gören bir göz sembolü ile özdeşleştirmişlerdi.

    yahudi inancında da jehova’ nın gözü sembolü vardır ve iki meleğin kanatları arasında gören göz olarak resmedilmiştir. bu sembolün, tanrı yahve’ nin her yerde hazır ve nazır olduğunu ve onun hikmeti ve güçlerinin insanlara nüfuz edeceğini ifade ettiğine inanılır.

    hıristiyan ikonografisinde etrafı güneş ışınları ile çevrili olan veya içinde tepesi yukarıda olan bir üçgenin içindeki göz, trinitenin her yerde oluşunun sembolüdür ve bu tanrı’nın bilgeliğinin, tüm dünyaları yaratan tanrı’nın, bütün sırlara nüfuz edişini her yerde varoluşunu ve her şeyi bilişini simgeler. trinite hıristiyanlıkta baba, oğul ve kutsal ruh olarak sembolize edilen, tanrı’nın birliğinin üç unsurda kişileştirilmesidir.

    islam da göz ışığa açılan bir pencere, nurun kaynağı, hikmet pınarı olarak görülmüştür. islam tasavvufunda sufiler tarafından söz edilen kalp gözü insanın tanrıyı, tanrının da insanı gördüğü 3. gözdür. başka söylemle kalp gözü, vicdanın gözüdür ve o gözü açılan bir sufinin, tanrı ile bütünleşip tekleşmesi olasıdır.

    “hamsa” veya avuç içinde resmedilmiş göz arap ve yahudilerde kem gözden koruyan, uzak tutan bir tür nazarlıktır. hamse veya hamiş sözcüğü elin beş parmağını ifade eder. aynı zamanda hz. muhammed’in kızı fatma’nın veya meryem’in eli anlamına gelir. arkeolojik buluntular hamsa’nın yudaism’den ve islam’dan önce de var olduğunu göstermektedir. hamsa’nın izlerine roma sanatında ve güney amerika ikonografilerinde de rastlanır.

    göz ayrıca masonlukta üstadlık derecesinin ayrılmaz bir parçasıdır. mason yer yüzünde dağınık olan her şeyi yeniden düzenlemekle görevlidir. piramit hiyerogriflerinde, horsu'un gözü,osiris'in kemiklerini, et ve uzuvlarını bir araya getirme görevini yüklenmiştir. locaların doğusunda yer alan bu sembolle masonlar net bir şekilde ezoterik atalarını anımsamaktadır.

    üçgen de ise piramitlerden esinlenilmiştir. "kardeşliğin yankıları" isimli bir rose croix metninde, parıltısı artmayan, ateşten bir üçgenden bahsedilir. bu üçgen ateş kıyamette alevlenecektir..

    piramit içindeki veya üstündeki göz dolar banknotu üzerinde de bulunan önemli bir amerikan amblemidir, 1783 yılına kadar piramit ile gözü bir araya getiren belgelenmiş bir resim yoktur. bir kaç büyük loca mühürlerinde kullanılmış olsalar da ne göz ne de piramit hiç bir zaman tek başlarına masonik sembol olarak kullanılmamıştır.

    aslında bu sembol amerikan birleşik devletleri devlet mührü’nde de bulunmaktadır. ilk bakışta, amerika birleşik devletleri’nin kurucularının birçoğunun mason oldukları için bu sembolün kullanıldığı akla gelmektedir.

    ancak, masonik yazar s. brent morrisbunun böyle olmadığını, bu düşüncenin komplo teorisyenleri tarafından masonlar aleyhine kullanıldığını ifade ediyor. onlara göre, diyor, abd devlet mühüründeki sembol masonların dünyayı yönettiklerini veya “yeni dünya düzeni” ni dünyaya dayattıklarını gösteren şeytani bir işarettir. yazar, söz konusu mührü tasarlaması için kurulan üç komiteden yalnız 1776 kurulan birinci komitede yer alan benjamin franklin’in mason üye olduğunu ve dolayısıyla amblemin tasarımlanmasında masonik etkinin bulunmadığını ifade ediyor. 1782’de kongre tarafından kabul edilen mühürdeki sembolün anlamını o zamanki kongre sekreteri charles thomson ile sanatçı danışman william barton şöyle açıklıyor: piramit, kuvveti ve kalıcılığı, üzerindeki göz ise tanrının amerikan davasına rehberliğini, davanın koruyucusu olduğunu ifade eder.

    her şeyi gören göze bir de komplo teorisyenlerinin verdiği sembolik anlamlar vardır. bu kafalar “illüminati” yapılanmasını ve “masonik örgütlenmeyi” kardeş olarak görerek ve dinsel referanslar kullanarak bu tek göz sembollerini “şeytan” sembolü olarak yorumlarlar.

    bu husus başka bir yazıyı gerektirmekte ise de şimdilik; masonlukta her şeyi gören göz sembolünün:
    ham taşını yontan mason için eylemlerini denetleyen, sınırlayan ve yön veren v i c d a n kavramını sembolize ettiğini özetlemekle yetinelim...
  • her şeyi insanların cebinden görmektedir.
  • klavuz istemeyen gözdür.
  • kabalistik ve de antik misir kokenli ezoterik simge.
  • göz kimden modelleniyor bilmiyorum ama benimki olsa şöyle pincir bir şey olurdu:

    http://sketchtoy.com/71090690
  • ilginç bir şekilde bu tabir kenan doğulu'nun boş sayfa şarkısında da geçiyor. tanrı anlamında mı kullanmış yoksa "diğer" tanımlar ile mi ilişkilendirilmiş izaha muhtaç görünüyor biraz.
hesabın var mı? giriş yap