• "fakat ne gelir ki elden" anlamındaki sözcük.
  • arapçadaki hayhat yani; eyvahlar!, yazıklar! ünlem sözcüğünden alıntıdır. tükçede ''ne yazık ki'', ''ne acı ki'' anlamlarına gelir. kaybedilmiş bir şeye karşı duyulan hasret ve üzüntüyü bildirir.

    bu kelimeyi kullanmak için belirli bir yaşa ulaşmak gerekirmiş gibi hissederim; görmüş geçirmiş, köşene çekilmiş olman gerekir gibi. anlam olarak negatif bir his yaşatsa da, ne çok şey ifade ediyor aslında.

    heyhat, zaten tek kelimelik ünlem cümlesi olarak kullanılıyor edebiyat dünyasında. lirik çevirilerin de aranan kelimesi gördüğüm kadarıyla.

    ''heyhat!
    mum gibi erimiyorsa insan, yanıyorum dememeli.
    yanmaktan korkuyorsa kişi, aşk kapısından girmemeli.
    ya kör yürekli olmalı insan ya da kor barındıracak kadar yürekli.''

    şems-i tebrizi
  • (bkz: alas)
  • cüme sonuna amına koyayım etkisi yaratan ünlem. edebiyatçılar kibar insanlar vesselam.
  • hani çok şey söylemek istersin ama nutkun tutulur, düşüncelerinden geçeni kelimelere aktarmak bir ızdırap halini alır bazı zaman. işte o anlarda yardımıma koşan yegane kelimedir, dayanağımdır.
  • unutulmaya yüz tutan süper ünlem..
  • ilk defa barış mançonun kol düğmeleri şarkısında derken duymuştum. "heyhat sabah..." derken hani. ayrıca bir ünlemdir.
  • bazen "hayat" derken ağızdan çıkabilen düşündürücü sözcük.
  • ilk kez yüzüklerin efendisi isimle kitapta gördüğüm daha sonra edebiyat dünyamızda köklü yazarların kullanmaktan kaçınmadığını fark ettiğim ve "yazık, ne yazık" anlamına gelen ünlem. sanırım arapçadan dilimize girmiştir.
hesabın var mı? giriş yap