• özellikle reklam metninin "hızınız düşmeden, hattınız kopmadan interneti istediğiniz kadar kullanabilirsiniz" kısmıyla beni koltuktan düşürmeyi başarmış reklam. altı ay adsl kullanmış, daha doğrusu altı ay parasını ödemiş ve hizmet alamamış biri olarak acı bir tebessüm yerleşti suratıma, kahkahadan hemen sonra tabii ki.
  • hızlı internete hizli başvuru devri başladı.. hmm oturduğumuz yerden başvuru? işim gücüm var kalkıp taa telekomlara gidemiyorum, tam bana göre bir şey.. hemen internetten başvuru yaptım, derken acı gerçekle yüzleştim. bir "görevli" iki gün içinde lütfen sözleşmeyi evime getirecekti ve ben imzalayacaktım, prosedür böyle tamamlanacaktı.. sayın görevlinin ne zaman geleceği konusunda kimsenin fikri yok, sürpriz yapabilir. sırf bu yüzden iki gün yıllık izin yazıp evde sabah 8 akşam 5 şeklinde ttnet görevlisinin getireceği sözleşmeye iki imza atmak için bekleyecek değildim.. birkaç gün sonra telefonum çaldı, görevli gelmiş de beni bulamamış, sonra bilmemne telekom müdürlüğüne gelerek sözleşmemi imzalamam gerekliymiş.. anliyacağınız gene aynı işe geliyor, kalkıp telekoma gidiyorsunuz.. e madem telekoma gittim en başından neden internetten başvurdum?.. internetten başvuru kimler için? ev hanımlarını ve emeklileri adsl abonesi yapma kampanyası olsun adı o zaman..
    ya "imza gerek herkes telekoma gelsin" diyin, ya da "hızlı başvuru, internetten başvur yarına açılsın" falan diyin.. yeter ki bir iş de tam yapılsın..
  • 20 haziran 2008 hırvatistan türkiye maçı ttnet'in bu reklamının yanında normal bir olay gibi gözükmektedir..
  • ancak parasını vererek kendisi hakkında olumlu yorumlar yaptırabilen sevimsiz firmanın, yine çağın gerisinde kalan bir başka kampanyasıdır. umarım sözlüğe de cem yılmaz'a davrandıkları kadar bonkör davranmışlardır. server falan genişletilir, çaylaklar yazar olur.

    sözlükten aldığım maaş iki katına çıkar güzel bir tatil yaparım belki. neden olmasın bunlar ahter bey, hayat bu her şey mümkün. hızlı internet mesela, türk parasıyla 19 liraya 16mb sınırsız bağlantı, televizyon kanalları, ülke içi konuşma süresi falan. hızlı diyince insan öyle bir şey bekliyor haliyle. ama o bizim aç gözlülüğümüz tabi bir yerde neyimize yetmiyor 4 gb kotalı internet, hem de 30 liraya. bildiğin arsızız ya biz.

    1gb mail alanı veriyorsunuz, ajanda falan veriyorsunuz benim kalkıp söylediğim şeylere bak. küstahlıkta sınır tanımadım yine bugün.

    edit: ulen sakin sakin gelmişim evime, açmışım sözlüğü yine saçmalamışsınız yahu. rahat duramaz mısınız siz anlamıyorum ki ben. biri gelir akbile zam yapar, öteki hızını kaplumbağa kurundan hesaplar. len oğlum biraz gençleşin, çağı yakalayın, gözünüzü açın. burada sinirlendiğim konu aslında düşük hızdaki internetiniz falan değil. sonuçta "özel" sektörün bir üyesidir ttnet. elindeki imkanlar, alt yapı neyse ona göre ürettiği şeyi satacaktır. beni kızdıran ellerindeki malzemenin kalitesinin farkında olamayacak kadar işlerinden habersiz olmaları. yani sen şimdi kalkıp bu internete hızlı, yaptığın kampanyaya da kampanya diyorsan iki seçenek var. ya beni kandırmaya çalışıyorsun ya da sen farkında değilsin nedir hızlı internet. kötü niyetli olmamak lazım herhalde koskoca firma bizi kandırmaya çalışmıyordur...
  • acaba doğru ülkede mi reklam verdiler diye düşündüren reklam.
  • insan reklam metnini gozuyle değil gotuyle bile okusa kahkahayı basacağı reklam.

    (bkz: tamam salağız ama o kadar da değil)

    (bkz: atma recep din kardeşiyiz)
hesabın var mı? giriş yap