• artik sozlukte yazamasa da yazmaya halen devam eden kimi zaman huzunlendiren, kimi zaman gokyuzune ucurtmalar ucurtan bayram sekeridir.

    2. uluslararası oyun yaz festivali kapsaminda 21 aralık saat:16.00'da talimhane tiyatrosu'nda arz-i endam edecek munafik isimli oyunun yazari tazedir.

    --- spoiler ---

    insan hayatında en çok neyi arar biliyor musun?
    kendinde eksik olanı; aç adam yemek arar, susuz adam su… ben ne arıyorum ?
    yalanlar tutuyor bizi birarada, susup durunca sağlam(mış)sın, yoksa parçal(an)ıyorsun" diyor münafık.

    --- spoiler ---

    http://www.oyunyaz.com/
  • bir akşamüstü tesadüfen çakıştığım, sonraları çakışmak için yollarımı yollarına denk getirdiğim, her seferinde mucize ile karşılaşmış gibi bir heyecanla beni kabul eden hayat enerjisi.
    insan sevdikleri için zor yazar derler, hele bu bir gidiş üstüneyse daha da zor. benim için sorun yok, birkaç tuş uzağımda nasılsa, iki sese bakar mutlu olmak.
    tesadüftür şimdi arkadan bir şarkının sözleri geçiyor; "uçurtma uçar sözlüğümden/geri gelmeyecek bir kuş/yaşanmamış kırıntılar/sadece bir düş" diyor*. tesadüf işte…
  • lisede beni üç yıl bekletti ama karşıma çıkmadı.

    gençlik bunalımlarımda saçımı okşamadığı gibi bir sıcak çorbayı bile çok gördü.

    ben ikinci katların pencerelerinde yüksekten atlama oynarken, "dur, bak sarhoşsun, aşağı düşeceksin." demedi.

    hastane koridorlarında alnımda -kalbimdeki yara kadar derin izler bırakmayan yırtıkla- gördüğüm bütün hemşirelere (rakının da etkisi vardır belki) dostoyevski'nin yazarken bir dahi, düşünürken beş para etmez bir milliyetçi olduğunu söylerken, "sus artık, komik görünüyorsun." demedi.

    dikişleri aldırmak için hastaneye tekrar gitmem gerektiğinde ve utançtan önce sarhoş olmaya karar verdiğimde, "sen hiç akıllanmayacak mısın?" diye şefkatle çıkışmadı.

    "ankara'da karın hala muhteşem yağdığı o yıllarda gecenin bir yarısı elimde şarapla bir parkta oturup ahmet kaya şarkıları söylerken, bir köşeden belirip, "acı çekmek özgürlükse özgürdük ikimiz de." demedi.

    yakamdan tutup beni öfkeyle ve şefkatle sarsan ve o zamanlar patronum olan abimin, "ne istiyorsun, sana seni mutlu edecek her şeyi sağlayabilirim." dediğinde susup kaldığım için abimin bu kez, "sen salağın tekisin, mutsuz olmak senin için bir tercih." dediğinde, bir telefon açıp, "yanılıyorsun abisi, aslında söylemek istediği çok şey var ama, o şimdi kendi sesini duymaktan korkuyor." demedi.

    korkuluklardan aşağı sarkıtırken kendimi... ve sarhoşken... ve sırf yanımda, "aşağı düşeceksin, dikkat et!" diyen biri olmadığı için kendimi aşağı atmamam yüzünden bu sefil hayatı daha yıllarca sürüklemek zorunda olmamın müsebbibi... askerde "nişanlım" sıfatıyla yazacağım bir yığın mektubun katili...

    radyolarda adına şarkı isteyemediğim için beni sosyal eğlencelerden uzaklaştırdı ve en kötüsü; elime kalemi tutuşturup önce bir bok olacağıma inandırdı, sonra olamayacağımı hissettiği için hayalini bir daha göstermedi. *
  • bir yaz akşamüstü rastladığım ılık esintidir kendisi. çantama atılmış gizli aşk mektubu gibi heyecanlandırmıştır beni. aynı anda hem edepsiz bir hatun, hem eğitici bir anne, hem gırgır bir dost hem de sokak kızı olabiliyormuş *
  • bermuda şeytan üçgenine girmiş yazar.***
  • yine doğum günü olmuş, içler dışlar çarpımı gereği ben bir yaş büyürken o bir yaş küçülmüş. kendisine çok güzel bir hediye almıştım ama bitmiş, birincilik teli almıştım. sanırım o da bana uzaktan kumandalı, saatte 40 km hız yapabilen ferrari almış ama kedisi yemiş.
  • çoook yıllar önce sözlükten uçan biri olarak, bu hissin yarattığı boşluk hissinin ne demek olduğunu az çok bilirim. içinde küskünlük vardır, haksızlık hissi vardır, gurur vardır, merak vardır. gerçi kendi gidişime de tek kelime etmediğim gibi başkalarının gidişine de bir şey dememişimdir. belki de çok iyi bildiğim, inandığım kişileri sözlük benden men etmediğindendir. bilinmez!

    uçan huissi olmasa gene yazmazdım.

    ama şu sözlükte huissi kadar ölçüsünü bilen, buna rağmen meramını pek güzel anlatabilen, duygularını vakti zamanında cımbızla aldırmamış, herkese eşit mesafede duran bir yazar daha tanımadım. bir de halen üzerindeki ulvi anlayış... hani sesini duymasam, kelimelerini anlamasam neyse de...

    insan gerçekten bir tuhaf oluyor. böyle sessiz sedasız gidişlere ve arkasında kalan öksüz entrylere...

    öküz gibi bakalım şimdi!
  • "gitsin" diyenlerin hepsi bir araya gelse onun yazacağı bir paragrafı yazamayacaklarına eminim.

    epey gecikmiş olsa da, kendisine teşekkürlerimi sunarım.
  • bir dogum gunu daha ve buralar onsuz sanki biraz kurak ve corak.
    iyi ki dogmus.
    laf olsun diye degil ama, gercekten de iyi ki dogmus.
  • güzel yazan, yazıları keyifle okunan yazardır.
    kara bir kedi burada *, geri dönmesi için kapıları gözlemektedir.
hesabın var mı? giriş yap