• idari yargı açısından iptal davası ancak idari işlemlere karşı açılabilir. bu idari işlemler kesin ve yürütülmesi zorunlu olan, idarenin tek yanlı iradesi sonucu ortaya çıkmış işlemler olmak zorundadır. idarenin iç düzen işlemleri, gösterici işlemleri, hazırlık işlemlerine karşı idari yargı da iptal davası açılamaz. iptal davasını açabilmek bakımından gerçek veya tüzel kişilerin menfaatlerinin ihlal edilmesi gerekir. yargı içtihatlarında gördüğümüz üzere bu menfaat; güncel, meşru ve kişisel olmalıdır.
    süre bakımından iptal davası, işlemin tebliğ tarihini izleyen günden başlayan 60 günlük süre içinde açılır. bu süre hak düşürücü süredir. idarenin düzenleyici işlemleri açısından ise ( yönetmelik gibi) ilan tarihini izleyen 60 gün içinde dava açılabilir. ancak düzenleyici işlemin uygulanması sonucu menfaatleri ihlal edilenler uygulama tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde (60 gün) düzenleyici işleme veya düzenleyici işleme ve o uygulama işlemine karşı dava açabilirler.

    (bkz: copy paste değil alın teri)
  • idare hukukuna özgü bir dava. fransa orijinli olup kamu düzeniyle alakalıdır.
  • idarenin her hangi bir işlemine itiraz etmek için açılır. çeşitli prosedürü, çeşitli kanunlarda belirtilmiştir. (bkz: iyuk)
  • 60 gün içinde açılması gereken davadır.
  • suheyl batumun anayasa final sinavinda, ozelliklerini itiraz yolunun ozellikleriyle corba yaptigim ve haliyle iş itiraz yolunu aciklamaya geldiginde yazacak bir sey bulamadigim kavram, anayasanın 150. maddesinde duzenlenir.

    (bkz: sinav stresi)
  • anayasa yargisi acisindan:
    iptal davasi dogrudan dogruya anayasa mahkemesine acilir. ancak bu davayi acma hakki herkese taninmamistir. bu yetki cumhurbaskanina, iktidar partisine, muhalefet partisine ve tbmm uye tam sayisinin en az 1/5 tutarindaki uyelerine taninmistir.
  • bir hukuksal kararın ya da eylemin hükümsüz hale getirilmesi istemiyle açılan davadır
  • 6183 sayılı amme alacakalrının tahsil usulü hakkında kanunu açısında; kanunun 24 ila 31 inci maddelerinde iptal davalarına ilişkin hükümler yer almakta olup, bu maddelerle yapılan düzenlemeler; amme alacağını ödemeyen borçlunun malı bulunmadığı ya da borca yetmediği takdirde, amme alacağının tamamının veya bir kısmının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuki muamelelerle borçlunun amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile amme alacağını tahsil etmeye yöneliktir. anılan madde hükümlerine istinaden iptal davası açılabilmesi için her şeyden önce, kamu alacağının kesinleştikten sonra istenebilir hale gelmesi ve zorunlu kovuşturma ve takip yolları sonunda tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir. söz konusu hususlar iptal davası açılabilmesinin ön koşulu olmakla birlikte, davanın açılabilmesi için 6183 sayılı kanunun 27, 28 ve 29 uncu maddelerinde belirtilen şekilde ivazsız tasarruf, bağışlama ve hükümsüz sayılacak bir durumun varlığı veya anılan kanunun 30 uncu maddesinde belirtilen şekilde tasarrufun amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla yapıldığı hususunun tespiti gerekmektedir. 6183 sayılı kanunun 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarrufların vukuu tarihinden 5 yıl geçmesinden sonra bu maddelere dayanılarak dava açılması mümkün bulunmamakta olup, 5 yıllık süre hak düşürücü süredir. bağışlama ve ivazsız tasarruflara ilişkin olarak öngörülen 2 yıllık süre, amme alacağının ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru kaç yıllık süre içerisinde yapılmış tasarrufların iptalinin istenebileceğine ilişkin olup, bu maddelere göre açılacak davalarda da hak düşürücü sürenin hesabında her hal ve takdirde tasarrufun vukuu tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dikkate alınması gerekmektedir...
  • idarenin faaliyetleri iki türlü somutlaşabilir. idarenin kişiler hakkında iki tür faaliyeti olabiliyor; idari işlemler ve idari eylemler. idare bir işlem yapıyor ve/veya bir karar alıyor, ilgiliye bildiriyor. idare esas olarak tek yanlı idaresiyle bir işlem yapıyor, bir karar alıyor ve bunun sonucunda hukuk dünyasında bir değişiklik yaratıyor. örneğin şu karşıdaki binayla ilgili belediyenin yetkili organı (belediye encümeni) yıkım kararı almış olsun, imar mevzuatına aykırı olarak yapıldığına karar verdiği için. belediye encümeni bu kararı verdi ve ilgiliye de bu kararı tebliğ etti. yıkım kararı alma bir idari işlem. bugün tebliğ itibariyle esasında o binanın hukuksal durumu değişti, o bina artık imar mevzuatına aykırı ve yıkılması gereken bir bina haline geldi. maddi anlamda henüz yıkılmadı, ama hukuk dünyasında durumu değişti binanın, statüsü değişti. idari işlem bu. idari işlemin hukuk dünyasında sonuç doğurabilmesi budur. bu idari işlemin re’sen icra edilmesi veya icra edilmesi; hukuk dünyasında değişiklik yapan o kararın maddi hayatta da değişiklik yaratması. iptal davası sadece idari işlemlere karşı açılabiliyor, idari eylemlere karşı açılamıyor. idari eylemin tazmini için yalnızca tam yargı davası açılabiliyor, iptal davası açılamıyor.
    ortada hiçbir idari işlem yokken sadece idari eylem de gerçekleşebilir; mesela belediye yol yapımı sırasında yanlışlıkla yol kenarındaki bir binayı da yanlışlıkla yıktı. bu bir idari eylem, ama burada bir idari işlem mevcut değil. bu doğrudan bir idari eylem olarak gerçekleşmiş, bu durumda yanlışlıkla binası yıkılan kişinin açabileceği bir iptal davası yok, yalnızca binasının yıkılması nedeniyle uğradığı zararların tazmini için tam yargı davası açabiliyor.
    idari işlemin hukuk dünyasından silinmesi, hukuken geçersiz kılınması için iptal davası açılabiliyor.
  • tespit niteliğindeki tutanaklara açılmasının kanımca hukuki yararı olmadığı dava türü. siz gidip tespit tutanağına şekli ya da esastan kaynaklanan iptal davası açarsınız; kazanırsanız avukatınız vekalet ücreti kazanır, sonra aynı idare aykırılıkları giderir yeni bir tespit tutanağı düzenler siz de göt gibi kalırsınız. asıl kazanan davacı vekili olur.
hesabın var mı? giriş yap