• biraz geç kalmış olsam da ilgimi çeken bir nokta var ki,
    "iyilik" kavramının özden gelen değil sonradan öğretilen bir kavram olduğunun üstüne basıldığı hâlde (katılıyorum elbet), daha "içgüdüsel" davranıp kötülüğü seçmenin (burada bir milyon dolar bulmak örneği üzerinde düşünüyorum) getirileri, bunun verdiği keyif ve zevk de bize sonradan öğretilmiş kavramlar sayesinde alınacaktır. yani eşeğe -bildiğimiz eşek- yeni ayakkabı veya -biraz işlevli olsun diye- altın bir semer alsanız, bundan herhangi bir haz duyacak değil.

    bu durumda "iyiliğin getirdiği haz tamamen toplumsal şartlanmalardan dolayıdır bla bla" demek abestir biraz bence. ahlâk ve erdemleri hiçe sayarak gücümüzün yettiği derecede zevk peşinden koşmanın getirileri de aynı şartlanmalardan dolayı yapay bir haz verecektir. bu durumda benzer doğaya sahip mutluluk biçimleri arasından seçmek yine aklını kullanabilen insana kalmış: özgürlüğünü zaten yakasını bırakmayacak toplum düzeni içinde kabullendikten sonra; ahlâkçılığı veya hedonizmi seçmek (veya ikisi arasındaki mükemmel dengeyi yakalamak tabii ki). biri diğerinden daha "doğal" değil.
  • manevi getirileri maddi getirilerinden daha fazla oldugu icin maddiyatci zihniyetler tarafından yok sayilan kavramdır.

    baskalarini mutlu ederek mutlu olmak,baskalarinin mutluluguna sevinebilmek hem digerlerine hem kendimize iyilik ettigimiz bir durumdur.baskalarini mutlu etmenin getirileri sevgi ve deger görmek,edinilen ve edinilecek paylaşımlar ve en önemlisi de birinin mutlulugundan yayilan pozitif enerjiden faydalanabilmektir.
    iyilik,olaylara ve kisilere yaklaşımlarda iyi niyetli olabilmektir.baskasinin kötü durumda olmasına sebebiyet vermemek,düşene bir tekme daha vurmak değil yardim eli uzatabilmektir.

    iyi olmak demek enayi,saf,aptal olmak demek degildir.zeki insanlar kötüdür,kötülüğü secer gibi bir genelleme de yapilamaz.kötülük ve kötülük yapma istegi bir seçim degil ancak kisinin ruhsal,duygusal ve maddi tatminsizliklerinin sonucu olabilir.kötülük yapmaktan zevk almak,boyle yasamaktan hic teredutsuz mutlu olabilmek bir ruhsal dengesizlik göstergesidir.

    "iyi oldugunuz icin dunyanin size iyi davranmasini beklemek,vejeteryan oldugunuz icin bir boganin size saldirmayacagini beklemekle ayni seydir" seklinde bir soz vardir.ama bu iyi oldugunuz icin herkesten kotuluk goreceksiniz anlamına da gelmez.onemli olan yaptiginiz her iyilikten bir cikar,menfaat,karsilik beklememektir.cunku iyilik insanin bir sey beklemeden,icinden geldigi icin yaptigi seydir.bir cikar ugruna birine iyi davranmak,kopruden gecene kadar ayiya dayi demektir.buna iyilik degil menfaatcilik denir.

    bir insanın iyi olmasinin sebebi ahiret,cehennem veya gunahlardan kacinmak degil,iyi olmayarak,baskalarina zarar vererek,onlarin kötü durumda olmasiyla mutlu olmamasıdır.kötülük ederek de mutlu olabildigini düsünenler maneviyattan ne kadar uzaklastiklarini,ruhlarinin ne kadar agirlastigini,aslında mutluluklarının sahte ve kurgu oldugunu fark edemezler.bunlar dogal olana dönmüş insanlar degil,yozlaşmış insanlardır.
  • iyilik yaparken karşılık beklemeyenlerin hesaplamayı gereksiz bulacağı getiridir.

    "her yapılanın getirisini götürüsünü düşünürsek, olsak olsak faydacı oluruz, insan olamayız. "
    t.b. continued
  • aynadakileke nickli suserin #879268 enrty'sinden copy/paste yardimi ile yapilmis asagidaki alinti "toplum"un yapitasi olan insanin neden "iyilik yapmasinin" "iyi" bi sey oldugu ve/veya "yasam alanindaki diger bireylere kotuluk yapmama zorunlulugu" uzerine uc bes ipucu veriyor sanirim.

    ---"john nash birgün, adam smith’in ekonomi teorisindeki eksik noktayi kesfediyor bir arkadas sohbetinde:
    "bir grubun en yüksek per formansi için, üyelerinin her birinin kendi basarilari için ellerinden gelenin en iyisini yapmalari gerekir" biçimindeki teoriyi, "…, üyelerinin her birinin kendi basarilari için ve ayrica da grubun toplam basarisi için ellerinden gelenin en iyisini yapmalari gerekir" biçiminde ifade ederek, sonradan kendisine nobel kazandiracak olan "oyun teorisi"ni ilk kez ifade ediyor. çalismalarini "toplumdaki düzen / düzensizlik iliskisini yöneten temel dinamikler" üzerinde yogunlastiriyor."---

    eger x yasam alanindaki her birey, kendi mutlulugu icin o yasam alanindaki diger birey(lerin)in mutsuz olma sonucunu doguracagini bile bile hareket ederse , o yasam alanindaki tum bireylerin mutlulugundan sozedilemezligini ve bunun yaninda "cogu" insanin mutsuz olacagini, soyleyebiliriz.
    (bkz: altta kalanin cani ciksin)
    (bkz: ikimiz de kazanabiliriz)
  • kendisine yakıştırdığı "sürdürülebilir ve yükseltilebilir bir yaşam tarzı" anlayışını korumak isteyen aklı başında bireyin, barış içinde yaşamayı önemsediği sosyal çevresi nezdinde, kendi mutluluğu ve genel mutluluk düzeyleri arasındaki eşitsizliğin kendi varlığı için bir tehdit oluşturmayacak düzeyde tutulmasını sağlamak amacıyla, kamuoyunca onaylanabilir bir denge kurmak uğruna uymak zorunda olduğu ahlaki uzlaşma noktalarıdır...
  • bize ta cocuklugumuzdan itibaren asilanan(cizgi filmlerde vs.) iyiler daima kazanir kavraminin yanlis oldugunu farkettigimizde artik genc/ergen olduk demektir; iyi niyetli oldugumuzdan sinavda kopya vermeye zorlanmis, ver(e)meyince "uyuz" ilan edilmis, borc paraya ihtiyaci oldugunu dusundugumuz sinif arkadasimiza verdigimiz parayi geri alamamis bir daha istediginde "yok" deyince "cimri" ilan edilmis, hatta kimi kizlar iyilikten nasibini almamis erkeklerin cikma teklifini kabul etmeyince "orospu" ilan edilmistir. belki en yakin arkadasimiz hoslandigimiz kizi/cocugu ayartmistir. galiba bu dunya kotulerin dunyasidir der insan yetiskin oluncaya kadar-ki baslangici yuksek ogrenim (veya 18 yas) civarina tekabul eder...yetiskin olunca donup neler kazandigina bakar; asil onemli olanin sumuklu bebelerin degil toplumun gozundeki sayginligin ve ichuzurunun-kendinle barisik olmanin oldugunun farkina varir...netice itibariyle dogru tektir; iyilik getiri beklemez ki...
  • insani erdemlerin, iyi olmanın faydaları olarak da anlatılabilir.

    iyi olmanın hiç bir getirisi yoktur. birileri sizin paranızı çalar, sevgilinizi kandırır, ananızı babanızı öldürür, gününü gün ederken, siz mal mal bakar, sıkıntılarla acılarla dolu bir hayat sürersiniz. evet sonuçta herkes ölecek ama iyi yaşayarak ölmek var, sürünerek, dert çekerek yaşayıp ölmek var.

    iyi olmak için ikincisine katlanmak çok anlamsızdır.
  • insanların çoğu da inanırlar buna. anlayışa, sadakate, dürüstlüğe, doğruluğa değer verirler neden değer verdiklerini bilmeden. kötülüğün tatlı zevklerinden uzak durur, erdem dedikleri kavramların peşinde ot gibi yaşar giderler.
  • iyilikten maraz doğması bir yana iyi olmak adına dünyevi zevklerden feragat etmek anlamsızdır. sadık olacağım diye elinize geçen bir milyon doları götürüp de sahibine iade ederseniz, ilk uçakla miami'ye kaçıp orda paranın imkanlarından faydalanarak ömrünüzün sonuna kadar krallar gibi bir hayat sürmeyi bir kenara bırakıp, sorulduğunda, hiç bir mantıklı neden gösterememek gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalırısınız.
hesabın var mı? giriş yap