jacques chirac

• jacques chirac, silvio berlusconi, tony blair, gerhard schröder bunlar zamanında her gün gündemimizde olan başbakanlardı. yaşlanıyoruz işte.
• çocukluğum fransa'sının bildiğim, hatırlayabildiğim ilk cumhurbaşkanıydı. le pen ile hayatıma dair ilk hatırladiklarimdan.
  
  söylenmesi de bi o kadar zevkli isim.
  
  jak şırak
• andorra'nin prenslerinden biri olmasi cumhurbaskanliginin getirdigi ex officio bir durumdur. hic bir kraliyet ailesine kan bagi yoktur aslinda. basarili arastirmaci yazar erdal safak da google'a girer aratir, okudugunu löp diye yazar, gökten üc elma düser, biri sözlükcüye, o da copy paste yapar bunu.
• jacques chirac'in bugün tarihli açiklamasinda iki soru ön plan çikmistir:
  
  - türkiye'nin ab'ye girisi istenilen bir sey midir?
  - türkiye'nin ab'ye girisi mümkün müdür?
  
  ilk soruya chirac'in cevabi kesin ve net "hayir" olmustur. klasik avrupali politikaci retorigi dahilinde "türkiye önemli gelismeler kaydetti, fakat gerçeklestirilen reformlarin pratikte uygulanmasi daha önemlidir" diye buyuran chirac, türkiye'nin girisini tahminen 10 yil sonraya atmistir.
  
  ikinci soruya ise birinci cevapla ilintili olarak ve ab'ya giris prosedüründen bahsederek yanit veren chirac, avrupa komisyonunun türkiye ile ilgili hazirlayacagi raporu avrupa birligi konseyine iletmesinden sonra 2005'ten itibaren müzakerelere baslanip baslanamayacaginin belli olacagini belirtmistir.
  
  buraya kadar klasik ve teknokrat cevaplar veren chirac'in son sözleri kanimca kazin ayaginin baska oldugunu göstermistir. zira kendileri, "sonuç ne olursa olsun, parlementer yolla veya referandumla, yöntemin nasil olacagini bilememekle beraber, türkiye hakkinda son söz uluslara verilecektir" demis, akli sira kendi halkini telkin etmistir.
  
  yani biz tüm bürokratik engelleri, reformlar maratonunu asacagiz, adamlar daha "durun bi düsünelim, biz sizi arariz" diyecekler. teey tey..
• bugün yaşama veda eden siyasetçi. kimilerince sevilen ama çevrecilerce sevilmeyen siyasetçiydi . öyle ki adına aşağıda linkini verdiğim “fuck chirac” adlı müzik albümleri, cd’ler yapıldı. nedeni:
  
  fransa 1960 -1966 yılları arası cezayir’de nükleer denemeler yapmıştı. 10 temmuz 1985 yılında greenpeace’in rainbow warrior gemisi moruro’da yapılacak olan nükleer testi protesto ederken fransız gizli istihbaratı (dgse) tarafından batırıldı. 1990 yılında fransa’da melox (mox) yakıt fabrikası üretime geçerek kullanılmış yakıttan plutonyum elde edildi ve bunu nükleer santral yakıtı olarak kullandı.daha sonra nükleer silah denemeleri yapılacak,sonra durdurulacak, daha sonra da denemeler yeniden güney pasifik adalarında başlayacaktı. 5 eylül 1995 yılında güney pasifik mururoa ( çeşitli dillerde : moruroa,mururoa, mururura) adalarında 20 kiloton gücünde yeni bir deneme yaptı.
  
  kamuoyunda itirazlar başladığında 1 ekim tarihinde fangataufa adasında bu sefer tam 110 kiloton, 27 ekim tarihinde 60 kiloton nükleer silah denemesi yaptı. bu denemeler daha sonra aynı yılın kasım ve aralık ayında tekrarlandı bu olaylar çevre örgütleri ve uluslararası kamuoyu tarafından yoğun eleştiriler alınca denemeler durduruldu. o yıllarda “le camembert radioactif” müzik grubu fuck sözcüğünü f. yaparak “ f. chirac” adında yaptığı müzik tutulmuştu.( bu cd’yi hala saklarım). yazıya devam etmeden önce isterseniz şarkıyı dinleyelim.
  f.chirac burada : aşağıya tıklayın.
  https://ronfelldesign.co.uk/…nload-album-track.html
  
  https://sonichits.com/…mbert_radioactif/fuck_chirac
  
  müzikten sonra devam etmek isteyenler için:
  
  (elbette o yıllarda nükleer silah denemelerini sadece fransa değil diğer ülkeler de yapıyordu)
  moruroa adalarında yaşayan ada yerlileri bu denemelerden zarar görmüşlerdi.hiçbirşeyden haberleri yoktu ve birçoğu radyasyon nedeniyle kansere yakalandı. barobirlik org sitesinden güney dinç’in uzun açıklayıcı yazısından kısa bir alıntı yaparsak:
  “mururoa, 9 milyon yı1 önce oluşmuş, sönmüş bir volkandır. adanın tabanı, pasifik okyanusu'nu milyonlarca kilometre derinden saran sıcak çemberin yeryüzüne uzan tısıdır. 3000 metre yüksekliğe denk düşen bir temel üzerindeki zemin, gelgitlerinin erozyonuyla düzleşmiştir. etna'dakine eşdeğer bir yüksekliği bulunmaktadır. mercan adanın, suyun yüzeyinde olan bölümü yaklaşik 3 metre yüksekliğinde, 28 km uzunluğunda ve 11 km genişliğindedir. adanın etrafi sığ kayalıklarla çevrilidir. ada'nın batı bölgesinde 5 km genişliğinde doğal bir kanal bulunmaktadır.bu kanalın derinliği 40 metredir. gemilerin demirlemesine elverişlidir.adanın büyük kısmının zemini, 300 ile 450 metre arasında değişen kalker ve mercanlardan oluşmaktadır. bu zeminde volkanik kökenli bazalt kayalar da yer almaktadır. 1981 yılına kadar nükleer denemeler, mercan bölüme doğru 500 ile 1000 metre arasındaki derinliğe yönelik olarak yapılmıştır. bu denemeler laboratuvar önlemleri alınarak ve 15 metre uzunluktaki bölümde açılan kuyularda yapılmıştır. kuyular atışlardan sonra sürekli kapalı tutulmuş, atışın radyokimyasal etkisini yok etmek için kayalar delinerek yeniden açılmak üzere,kuyular kapatılmıştır.”
  
  alıntıyı burada kesip açıklayıcı linkini verelim:
  http://chk.barobirlik.org.tr/…/cevreveinsan/4_1.pdf
  ayrıca 1900- 2010 yılına kadar nükleer tarihçe linklerinden biri daha:
  http://www.nukleer.web.tr/tarihce/b1900s.html
  http://nukleersiz.org/…a-fransiz-polenezyasi-tahiti
  2010 yılından sonra adada radyoaktif sızıntının başladığı bilgileri:
  http://www.lovepeaceandharmony.org/…aktif-s-z-nt-so
  
  2010 yılından 2019 yılına kadar olan gelişmelerde başka bir yazı konusu olduğundan başka yerde devam edilecek)
  o zamanki denemeleri protesto eden müzik gruplarına ulaşmak isterseniz arama motorlarına sadece fuck chirac yazmanız yeterli. en güzeli ve tutulanı yukarıda linkini verdiğim “le camembert radioactif” grubu.
• turkiye'den ayrilmak uzere ucaga binerken her baskan gibi el sallamak yerine opucuk yollayip eliyle ufleyerek bize ulastirmis komik fransiz.
• 1970'lerde basbakanligi döneminde saddam'a (o zamanlara baskan yardimcisi) atom reaktörü kuran kisidir. israil'in burayi bu reaktörü bombalamasi sonucu fransa'dan bir kez daha kurmalari istenmistir fakat bu sefer basta bulunan mitterand bu talebi reddetmistir. bir röportajinda "saddam'a neden nükleer güc verdiniz?" sorusuna da "biz vermeseydik baskalari verecekti" yanitini vermistir.
• 29 kasim 1932 paris dogumlu. koyu katolik. andorra'nin prenslerinden biri. is arkadaslarinin konuya direk girmesiyle tanimladigi devlet adami. 2003'ten beri sol kulagi duymuyor. yanar döner bir politikaci. spor yapmayan bir iskolik. sumo güresine ve cin kaligrafisine cok ilgisi var. hakkinda söylenenlerin en ilginci de su: fransa'da tokalasmadigi insan kalmadigi.
  cumhurbaskanligindan önce 18yil paris belediye baskanligi yapti. 4 kere cumhurbaskanligina aday oldu ve iki kez kaybetti. son secimin ilk turunda yüzde 19iken ikinci turda yüzde 82ye yükselttigi oy onayiyla de gaulle, pompidou, d'estaing ve mitterand'in arasindan siyrilmis dev. charles de gaulle idolü.
  laurence ve claude adinda iki kizi var. claude özel danismani ve halkla iliskiler asistani, laurence ise dogustan zihinsel özürlü. 79'da anh dao traxel adinda bir kiz evlat edindi.
  1953'te harvard'in yaz okuluna gidip ingilizce ögrendi fakat henüz bu ingilizceyi duyan olmadi. en cok bilinen lakabi buldozer. bunun yaninda rüzgar gülü ve chameleon bonaparte de var.
  gencliginin solcusu, simdinin muhafazakar sagcisi. ayrica bir gazi.
  14 temmuz 2002'de suikaste ugradi.
  "ingiltere'nin avrupa icin yaptigi tek sey deli dana hastaligidir" sözünün sahibi.
  2007 secimlerine aday olup olmayacagi sorusuna "bana neden 2012'yi sormuyorsunuz?" demistir.
• vefat etmiştir.
• tamam asla schröder kadar davayı sahiplenmedi ve ab anayasası referandumu götünde patlamasın diye "tr'yi referandumsuz almayız merak etmeyin" gibisinden vaatleri de oldu. gel gör ki, türkiye'yi dışlamamak için, ingiltere, isveç gibi en hırslı savunucu siyasal elitlerin bile gösteremediği bir cesaretle ortak bizans geçmişine yaptığı vurgu çok önemliydi. gerçi bunu bile çarpıtıp nefret kusmuş olan medyayı düşündükçe, başbakan nasıl çıkıp da parti meclisinin sitcom efektleri eşliğinde kendisine çemkirmemiş ona da şaşıyorum.