• amy adams merly streep filmlerinde piştikçe pişiyor amma velakin hep aynı tip hikayelerde oynaması yüzünün kedi masumiyetinde olmasından mı kaynaklanıyor bilemedim. öfkesini bile tam olarak gösterememesi hep bunun suçu sanırım. ayrıca çok alakasız ama ben filmdeki kocaların ikisini birden istiyorum, derhal bulmak lazım bunlardan. öte yandan, merly streep'in, gelmiş geçmiş en iyi kadın oyuncular listemde ilk sırada olmasının bir anlamı varmış, tekrar hayran oldum kadına. maşallah diyorum.

    --- spoiler ---
    sevgililer günü müydü, julia'nın doğum günü müydü hatırlamıyorum da julia ve paul'ün yakalarına hayvan gibi kalp taktıkları yemekte paul'ün seni seviyorum julia dedikten sonra julia'nın kağıttan kalbi kalp atışı işaretiyle oynatması pek bir şükela, pek bir julia vari olmuş. böyle çatlak insanlar olsun istiyorum hayatımda ben de.

    --- spoiler ---

    gecemi şenlendirdi bu film, izlenmeli.
  • meryl streep'in julia child'dan daha julia child olduğu film. nefes almadan kötüleyeceksiniz biliyorum ama, resmen kadının parodisi gibi. ay!
  • klişe bir film olmaktan çok uzak olduğu için hiç sıkılmadan hatta gayet eğlenerek izlediğim filmdir. zira izlenen şeyin ilk 5 dakikası içinde sonunu tahmin etmemek güzel oluyor arada.

    ---spoiler---
    başlarda meryl streep, farklı bir oyunculuk sergileme amacıyla böyle acayip konuşuyor sandım ben de evet. filmi izledikten sonra nette baktım biraz, asıl julia da gerçekten aynı ses tonuyla hafif kulak tırmalarcasına konuşuyormuş. son derece aynı olmuşlar, meryl streep'in böylesine başarılı bir oyunculukla altın küre ödülü alması çok yerinde olmuş.
    kocasıysa, her kadının sahip olmak istediği türden olsa gerek. film boyunca içimde, kadın mutfaktan çıkmıyor ya ayrılırlarsa şeklinde bir korku olmadı değil tabi. nitekim julie böyle bir şey yaşadı ama onlar da mutlu sona bağladı en nihayetinde.
    sonlara doğru julie ve kocası mutfağı ziyarete gittiklerinde julia ordan bir yerden çıkıcakmış gibi geldi bir an ama açıkçası çıksın da istemedim, çok tahmin edilebilir, tatmin edici bir son olurdu ki o zaman klişeleşerek bitmiş olurdu.
    havada kalansa, birbirlerini görmemelerinden çok, julia'nın telefonda söyledikleri. sonuçta pollyanna gibi bir kadınmış, neden öyle bir cümle kursun ki. sanki araştırılsa öyle bir şey söylemediği kanıtlanıcakmış gibi bir his var içimde ya da öyle olsun istiyorum. niye istediğimi de bilmiyorum çünkü gerçeklerini çok sevmedim, filmdekiler daha sevimli duruyorlar.
    ---spoiler---
    uzun lafın kısası diyeceğim şudur ki film izlenir, neşe verir.
  • biraz gereğinden fazla uzun olmakla birlikte, aslında izlenebilir bir film.

    ------pek spoiler değil, ama olabilir de------

    -bence bu kadar yemekten bahsetmişken, daha güzel ve gösterişli yemeklerin yapım aşamaları gösterilmeliydi.
    yani yemek görüntüsü daha fazla olmalıydı.

    chocolat izledikten sonra çikolataya saldırdığım gibi yemeklere saldırmalıydım, buzdolabının içine girmeliydim yani.
    ki benim yemeğe saldırmamı sağlamak pek zor bir şey değildir.

    ama yine de julia child'ın yemek kitabını almak istemedim değil.

    -julia child'ın sürekli nefes nefese hali ve o kulak tırmalayan sesi insanı çok yorabiliyor.
    ama meryl streep gerçekten çok iyi canlandırmış.
    kadıncağız gerçekte yorucuymuş yani meryl'in bir suçu yok.

    -insanın stanley tucci'nin canlandırdığı paul child gibi kocası olunca, kitap da çıkarır, aşçı da olur.
    başkası olsa, "saçmalama kadın" der; arkasını döner, "yemekte ne var?" diye sorardı.

    ------pek spoiler değil, ama olabilir de------
  • meryl streep'in her zamanki gibi rolünün hakkını fazlasıyla verdiği film. stanley tucci ile ikisini the devil wears prada'dan sonra bir arada görmüş olmanın keyfini kelimelere dökemem.

    --- spoiler ---

    "you are the butter to my bread, and the breath to my life" cümlesi hafızaya kalın harflerle kazınmıştır ve iç çektirmiştir ayrıca.

    --- spoiler ---
  • bu filmden hatırlayacağım en önemli şey boeuf bourguignon değil, filmin hemen başlarında chris messina ile amy adams'ın birlikte gövdeye indirdiği ve çıldırtıcı, baştan çıkarıcı, mutfağa koşup hazırlama isteği uyandıran bol domates ve fesleğenli (ve galiba sarı dolmalık biberle harmanlanmış gözüken) çıtır çıtır bruschetta oldu. ağzımın suyu halen akıyor, akıyor, akıyor.
  • gerçek bir (iki) kişinin hayatını anlatan bir filmdir, dolayısıyla finali beğenmeyenleri anlamakta güçlük çekiyorum. ne olacaktı, kız kendini denize falan mı atsaydı güzel final olsun diye? nihayet yazar oldu, ünlü oldu, kitabı meryl streep'li film yapıldı, budur işte filmin finali.

    ayrıca bahsedilen blog http://blogs.salon.com/0001399/ adresinde halen durmaktadır.
  • miyazaki ustanin filmlerindeki gibi en cok sevdigi isi yaparak multi-milyarder olma hedefi olmadan mutlu olan, yabancilasmayan, cevresiyle dost, esiyle sevgili, arkadaslariyla iliskisi iyi insanlarin dunyasini gosteren bir film. gundelik yasamimizda bu insanlari bulmayi umut etmeyi surduruyoruz. garip olan miyazaki ustanin sanal dunyasina benzer sekilde yani sapka yapip satan, evlerin bacalarinin uzerinden ucarak pasta tasiyan ama sonucunda paraya pula, sana sohrete,kendi egosuna mahkum olmadan, iktidara diz cokmeden hayatini dost bildikleriyle mutlu sekilde geciren insanlari anlatan miyazaki filmlerine benzer sekilde yasayan julie'nin ve onun idolu julia'nin hikayesi.

    ozellikle soguk kis gunlerinde icinizi isitmak icin seyredebilirsiniz. tum endiselerinizin ne kadar sacma oldugunu fark edeceksiniz buyuk ihtimalle. sizi yeterince iyi bir yaris ati haline getirmeye calisan sisteme inat sizi yavaslatan ve ne yapiyorum yahu diye sorgulatabilecek olan bir film.

    bir de tabi su var <caps on> meryl streep <caps off>
  • her karakterin içine giren meryl streep'i izlemeye doyulmayan film. marifetli soğan doğramalar, yumurtayı çılgınca çırpmalar, o fransızca öğrenmeye çalışırkenki tiz sesli vurgulu telaffuzlar falan.. bitiriyor insanı.

    --- spoiler ---
    sonunda julie ve julia'nın bir şekilde buluşacağını sanmıştım ama yalan oldu. filmin son sahnesinde julia'nın müzedeki tablosunun önüne julie'nin tereyağını koyması da manidar olmuş. boynundaki inci kolyeyi çıkarmadan yaptı bir de bunu. saygı duruşunda bulunur gibi.
    --- spoiler ---
  • filmi izler izlemez bu kitabın* türk versiyonunun da yapılmasının elzem olduğuna karar kıldım. yemek kültürü olmayan amerikalılara biraz da bizim katkımız olsun neticede. hamarat kızlarımız için kitabın bölümlerini bile hazırladım;

    bölüm 1: mezeler
    bölüm 2: zeytinyağlılar
    bölüm 3: kebablar
    bölüm 4: şerbetli tatlılar
    bölüm 5: sütlü tatlılar
    bölüm 6 (bonus) : kurbanlık kesimi (boning the duck niyetine*)
hesabın var mı? giriş yap