• "bir tek dileğim var. en azından bu son seçimde bu partiye oy veren herkese allah çocuğunun acısını göstersin. en acılı şekilde."

    14.05.2014
    09.06

    http://i.hizliresim.com/lpbvao.jpg

    bak şu hayatta her şeyi anlarım. her şeyin mantık çerçevesinde bi açıklaması olduğuna inanırım. ama iğrenç bir bedduaya çocukları karıştıracak zihniyetin kafa yapısının mantığını anlamam. anlayamam.

    kimsin necisin bilmem ilgilenmem, bir tek dileğim var; insan ol yeter!
  • ankara hukuk'tan eski öğrencim. 70'lerde orada anayasa hukuku anlatırken dersime girerdi. munis, kendi halinde, sessiz bir öğrenciydi. ders notlarını karıştırdığından mıdır nedir, anayasa sınavında medeni hukuk yazardı. sonradan araştırdım devletler hukukunda da roma hukuku anlatıyormuş. böyle böyle 8 senede bitirdi okulu.

    mezun olduğu gün allahım inşallah hakim olmaz filan deyu topluca dua etmiştik. şimdi öğrendim ki avukatlık yapıyormuş. ilk davasını hatırlıyorum: kör ve ehliyetsiz bir şoför kırmızı ışıkta geçip bir yayaya çarpmıştı. kahvegibi de bu yayanın avukatlığını yapmış ve nasılsa davayı kaybetmişti. bağlı bulunduğu baro bunun üzerine bu "örnekolay"ı kitaplaştırmıştı.

    başka bir davasında ismi nüfus kağıdına yanlış yazılmış bir vatandaşın vekaletini almıştı. ayşe kurtuldu adlı kadın vatadaşımız ismini ayşen yapmak istemişti. yapılan değişiklik sonusunda ayşe bacımız kendini bir yıl sonra narlıdere istihkam okulunda piyade er olarak bulmuştu.

    kahvegibi'nin maceraları bununla da bitmemiş, gariban bir korsan cd satıcısını savunayım derken yanlış yerlere saptığından adamı tck 146'dan idama mahkum ettirmişti de dosya yargıtay'dan dönmüştü. adam avukatını değiştirdi de 1230 tl para cezasıyla yırttı.

    bütün bunlara rağmen sempatik çıkışları, gökkuşağı desenli cübbesiyle hukuk camiasının bilinen avukatlarındandır.
  • kendisini nerdeyse çocuk olduğu zamanlardan tanırım. yani üniversiteye gidiyordu sanırım ama çocuk gibiydi işte. bize gelmişti, ankara dart zirvesine, bize derken evimize, o gün aklımda bir.

    bir de batıkent'te kanatçı'da yemek yeyip içtiğimiz gün. sonra başka yerlerde de gördüm işte, zirvelerde falan. çok tuhaf. düşünüyorum kendisiyle oturup uzun sohbet etmişliğimiz yok. ama gördüğüm ilk günden itibaren kardeş sıcaklığında buldum hep kendisini.

    kızkardeşim yok benim, ben sormasam anlatmaz derdini, sıkıntısı falan. iyi insandır kahvegibi, bunu bilirim ben. bir sıkıntım olsa anlatsam, şimdi bunu neden anlatıyorsun demeyeceğini de bilirim.

    kalemlere düşkün ya hani, dolmakalemlere,
    dünyanın en güzel kalemleriyle en güzel hayat öykülerini yazsın diliyorum ben.

    facebook'tan gördüm, doğum günüymüş bugün.
    facebook denilen şeyin işe yaradığı nadir günlerden birisi.

    kutlu olsun yeni yaşı. henüz pek küçük, aklından çıkarmasın bunu.
    henüz yolları uzun, adımları sık, nefesi uzun olsun.

    yeni yaşı kutlu olsun kardeşimin.
  • "kendi kucuk olsa da kalbi kocaman olan..." tadinda ortaokul yilligi repliklerinin basdusmani, boyu kisa olsa da akli uzun bir insan.

    erkekler ile elektrikli battaniyeler hakkindaki kiyaslamali edebiyat calismalariyla, feminist ayarcilar grubu fag * tarafindan, en iyi forward mailleri uyarlamasi dalinda oskara aday gosterilmesi tum yurtta ve dis temsilciliklerde coskuyla karsilanmistir.

    zekidir, hazircevaptir, feministtir demisken; kendisine bir iltifat, okuyana da kutsal bilgi olmasi adina, soyle bir alinti paylayasayim:
    "(vallahi billahi) arkadaslar, ben hicbir zaman bu feminizmin tam olarak ne oldugunu anlayamadim. tek bildigim, beni bir paspastan farkli kilacak bir takim duygular dile getirdigimde insanlarin bana feminist demesi."
    --rebecca west, 1913
  • bu insan biraz önce bana bir şey söyledi.

    benim geçen aylarda çok ağır bir dönemim olmuştu, kendisi bunu da bilir. yani tanışmış değiliz ama ben her şeyi yazdığım için... "atlattım, iyiyim şükür" dediğimde geçmiş olsun mesajı atmıştı sağolsun.

    işte o dönemi nasıl atlattığımı tam bilmiyorum ama düzelmeye başlamam kizil sakal'ın bir sözüyle olmuştur. bir akşam rakı içerken bana bir şey demişti, kendisi için hatırlanmayacak kadar küçük de olsa benim için bir dev adımıydı.

    bugün ise, benim için iyi bir gün değil. dün gece canımı sıkan şeyler düşündüm, mutsuz yatıp mutsuz uyandım. işe gelirken "ben bu ruh halini biliyorum ve acil toparlanmam lazım; dikkayt!" diye düşünüyordum.

    biraz önce mesajlaştık. bana dün o ruh haliyle yazdığım entry üzerinden öyle bir şey söyledi ki, sanırım ağlayacağım. sanırım derken, aslında eminim ama kendimi tutmam lazım. işyerindeyiz ayol, ne ağlaması.

    kişisel tarihimin süper kahramanlarına yazıyorum seni panpa. allah razı olsun.
  • şu an yanımdaki koltukta benim klavye seslerim eşliğinde uyumaya çalışan minik bebek. (sanırım uyuyor numarası yapıyor ve ben içeri gidince şifreli cine 5 izleyecek.)
  • geçtiği yerlere iz bırakangillerden... çivit mavisi mürekkep kadar derin ve içli izler...

    bize takip etmesi düşer sadece. ömrüne bereket...
  • sabırla tüm sorularıma yanıt veren, bloğuna baktıkça kalbimizde kalem sevgisini arttıran kırtasiye üstadı nazik hanımefendi. kendilerine buradan bir kez daha teşekkürlerimi iletirim.
  • son haftalarda 'nasılsın' diye sorulduğunda 'çok mutluyum' cevabını veren kişi **. dayanamam yerim ben onu, cıvık etli cimcime.
  • kahvegibi, gelin gibi. kardeşgibi, ama abisigibi martıgibi, maraştagibi. üzgüngibi.
    beyazgibi bir yaşam , ömür boyu mutluluk dilerimgibi.
    diledim hatta.
hesabın var mı? giriş yap