• hayatımda gördüğüm en tuhaf insanlara sahip ülke. tipik afrikalı uyuzluğuna bol miktarda rus karıştırın, fransızca konuşturun; alın size nur topu gibi bir adet kamerunlu. duty free'den aldıkları litrelik viskiyi uçakta daha 2 saatte bitiren, servis arabasındaki viski şişesini çaktırmadan alıp onun da yarısını bitiren, deli gibi içip sızmayan, uyumayan, gecenin köründe bağıra bağıra gülüp konuşan, gördüğü her kadına sarkan tipler. douala'ya indiğimizde yer görevlisinin neşeyle : "bugün sokak ortasında beyaz bir kadına tecavüz ettiler, dikkat edin ona göre ahahaha" demesi özetler sanırım kamerunlu profilini.

    içlerinden bazılarıyla yaşadığımız diyaloglar

    k: kamerunlu

    -- 1 --

    k1: you're so beautiful. are you russian?
    -: no i'm turkish.
    k1: really? no it's impossible. you look like russian girls. i love russian girls. i'll give you 100 euros.
    -: what?!?
    k1: yeah, i need beautiful women around me.
    -: i can't accept that!
    k1: (üzülerek) is it because i'm black and you're white, isn't it?
    hepimiz: ???!!!

    -- 2 --

    k2: are you muslim?
    - no i'm not.
    k2: buddhist?
    - no
    k2: (şok geçirmiş bir ifadeyle) what are you?
    - i don't believe in anything.
    k2: (elini kaldırarak) me too. high five sister!

    -- 3 --

    k3 : uhm hey! i'll ask you something but be honest with me please.
    - ok
    k3 : what does it mean "amına koyayım"?
    - ahah it means something like "fuck you"
    k3 : (şok geçirmiş ifade) what? no! really?
    - yeah why?
    k3 : (oldukça üzgün) my friend said that to me. he said it was a joke.
    - ahah i'm sorry sir.
    k3 : me too. amına koyayım mustafa :(
    biz : puhahahaha
  • bugün geziparkında otururken bi kamerunluyla tanıştım. yanıma oturdu, do you speak english dedi, yes dedim öyle muhabbet ettik. iş için gelmiş buraya. memleketinde kakao tarlaları varmış. yani plantation dedi heralde tarladır. kakao nede yetişiyor bilmiyorum. bir de palm ekiyormuş. palm nedir biliyor musun dedi. evet dedim. ne anlat bakiim dedi sdfghfdfs ben de yağı oluyor bir de kağıt yapılıyor dedim. heh üstüne bastın pampa dedi. burada gaziantepte çikolata fabrikalarıyla anlaşırsa, burada iş yapacakmış. o zaman ailesini de buraya aldıracakmış. ziraat mühendisiymiş. aileden çiftçiymiş bunlar. ama o okulunu okuduğundan, işleri başka türlü yapıyormuş geleneksel afrika tarımı yapmıyormuş.

    neyse işte baya muhabbet ettik. afrika güzel ve aslında çok zengin, ama hükümeti iyi değil dedi. işte mesela kakao işinden kazanılan paradan bahsetti. çok kazançlı bir işmiş. ama her şey devletin bir de birkaç büyük şirketin, çok para var ortada dönen ama halk fakirlikten kırılıyor dedi. para kazananlar afrikaya yatırım yapmıyormuş. işte karşıdaki evleri gösterdi, bizim memlekette zengin olanlar işte buralardan ev alıyorlar dedi. böyle bikaç bölge var, oralarda yaşarsan hayat çok güzel, ama taşraya gittikçe her yanı bok götürüyor dedi. su yok, fakirlik pislik çok dedi. güvenli değil, öldürüyorlar, kaçırıyorlar insanları dedi. zaten sıtma var dedi. bi hastalıktan daha bahsetti ama onu anlamadım. malaria'yı biliyorum sadece, diğerine ingilizcem yetmedi amk asdfggds eboladan bahsetmedi ama. neyse, türkiye güvenli biyer burda yaşamak isterim dedi. kobani olaylarından bahsetti mesela ama afrika gibi değil burası, orası gibi olmaz da zaten dedi. adam baya beğenmiş yani bizim buraları. yalnız türkçe hiç bilmiyor. buranın insanları hiç ingilizce bilmiyor kimseyle konuşamıyorum dedi. fransızcası daha iyiymiş bir de. öyle dedi. hep fransızca eğitim almış zaten orda. arada ingilizce konuşurken fransızca da karıştırdı mesela. türkçe kursuna da gidecekmiş. çabuk öğrenirim diye düşünüyorum dedi. çerez gelmiş bizim dil adama asdfghfgds

    böyle işte. futbol bile konuştuk adamla. baya muhabbet ettik. ulan ben burdan siktir olup gideyim diyorum bazen, millet kendi memleketini bırakıp buraya geliyo burası güzel diyo. gerçi her halükarda türkiye afrikadan iyidir bence de. ama neblim, garip ya. bizim hayvan evladı seni gitmişti mesela afrikaya. çok seviyodu o orayı. bilemedim.
  • 62 yaşındaki bir kadında sadece gorillerde olan bir virüsün bulunduğu ülke. ama kadın yemin billah içiyomuş maymunla halvet olmadığına dair. bu sefer şüpheleri kadının eşi çekiyor.
    zoofilinin yaygın olduğu ülke malesef bi tek kamerun diil. bizde nasıl eşşek , güvercin seviciler varsa orda da orangutan, zebra seviciler felan var.
    hayvan oğlu hayvanlar...
  • mısır tarlalarının alabildiğince uzanan ve artık vizesiz girip mısır toplayacağımız ülke. allah devletimize zeval vermesin yoksa nasıl mısır işine girebilirdik.
  • " eger kavga yarınsa, yumrugunu neden bugun sıkıyorsun? " seklinde bir atasozu vardır.
  • bir yüzücü, bir futbolcu ve beş boksör olmak üzere, yedi sporcusunun avrupa'ya iltica ettiği düşünülen ülke. olimpiyat köyünü izinsiz olarak terk etmişler ve kendilerinden haber alınamamaktaymış.

    (bkz: http://tr.eurosport.com/…3378737/story-london.shtml)

    olimpiyat barajını geçmek için motivasyonları, kolayca ingiltere vizesi alabilmekmiş demek ki. ulan kapitalizm, nelere kadirsin!
  • allah devlet buyuklerimizin inis takimlarina zeval vermesin ki artik bu ulkeye de vizesiz gidebilecegiz.
  • tıpkı kanada gibi, resmi dilleri olarak ingilizce ve fransızca'yı seçmiş olan ülke (dünya da kanada ve kamerun'dan başka bir ülke yoktur bu iki dili yanına başka bir dil ekleyerek veya eklemeksizin birlikte resmi dil olarak kabul eden). bunun sebebi tıpkı kanada gibi bir zamanlar bir kısmının fransız, bir kısmınınsa ingiliz sömürgesi olmasıydı. fakat kanada'nın aksine, bu ülkede fransızca'nın daha geçerli olduğu bölümler daha geniştir, ingilizce küçük bir kesimde geçerliliğini korur (kanada'da fransızca sadece 1 eyalette konuşulmakta, ingilizce ise geri kalan bütün yerlerde). bu arada alfabetik ansiklopedilerde de sadece ülke başlıklarını ele alırsak, kanada'dan önceki başlıktır.
    (draconian'ın uyarısı üzerine ekleme: dünya'da ingilizce ve fransızca'yı birlikte -yanlarına creole'yi de katarak- resmi dil yapan bir ülke daha varmış: seyşeller. wikipedia (http://en.wikipedia.org/wiki/seychelles) böyle diyor, her ne kadar cia world factbook'un (http://www.cia.gov/…lications/factbook/geos/se.html) bu konuda bir açıklaması olmasa da...)
  • ingilizce konuşanlar ile fransızca konuşanlar arasındaki gerilimin hat safhada olduğu ortabatı afrika ülkesi.

    halkının çoğunluğu fransızca konuşan ortabatı afrika ülkesi kamerun’da halkın ingilizce konuşan kesimi ile merkezi devlet arasındaki politik kriz ve tansiyon büyüyor. 25 milyon nüfuslu ülkenin yaklaşık yüzde 20’si ingilizce konuşuyor. nüfusun geri kalan büyük çoğunluğu ise fransızca konuşuyor. iki coğrafya arasındaki fark sadece ‘dil’ farkı değil. yerel yönetimlerden kültüre ve hayata genel bakışa kadar fransız veya ingiliz bakış açısından bakılıyor. ülke politikası ve devletin nerdeyse tamamen frankofon politikacı ve bürokratların hakimiyetinde olması ise on yıllardır bir gerilim kaynağıydı.

    anglofon aktivistler, frankofon toplum içinde asimile edilmelerine karşı protestolarını son zamanlarda artırdı. anglofonlar, devlet gücüyle asimilasyon politikasının, 1960’lı yıllarda yapılan ve azınlık haklarını garanti altına alan anlaşmaya aykırı olduğunu savunuyorlar. fransız kamerun’u 1 ocak 1960’da kamerun cumhuriyeti adıyla bağımsızlığını kazandı. aynı yılın ilerleyen aylarında nijerya da britanya’dan bağımsızlığını kazandı. ingilizlerin kontrolündeki güney kamerun, birleşmiş milletler’in yaptığı referandumda, nijerya ile değil kamerun ile birleşmeye karar verdi. aslında güney kamerunluların bir kısmı tam bağımsızlık yanlısıydı ancak, bm ve ingilizlerden destek bulamadılar.

    1961 yılında birleşmiş milletler’in garantörlüğünde imzalanan anlaşma ile birleşik kamerun kuruldu. anlaşmaya göre devletin yürütme erkinin yönetiminde anglofon ve frankofon yöneticiler olacaktı. ancak, bu anlaşma tam anlamıyla hiç uygulanmadı ve yıllar içinde kamerun devleti tamamen frankofon bir devlete dönüştü. bu da sürekli bir tansiyona yol açtı. 2016’da ülkenin batı kesimlerindeki büyük şehirlerde anglofonlar protesto gösterileri yaparak azınlık haklarının korunmasını istedi. ülkeyi 1982’den beri diktatörlükle yöneten paul biya, gösterilere şiddetle müdahale etti. bu müdahale, politik krizi en üts düzeye çıkardı ve şiddet olaylarına neden oldu. uluslararası af örgütünin haziran ayında yayınlanan raporuna göre son bir yılda 120 sivil ve 43 güvenlik görevlisi öldürüldü.

    160 bin kişi evini terk etmek zorunda kalırken 20 bin kişi komşu nijerya’ya sığındı. 2017 ekim ayında anglofon isyancı lider julius ayuk tabe, birleşmiş milletler’in 1922- 1961 yılları arasında ingiliz hakimiyetinde kaldığı için güney kamerun olarak adlandırdığı bölgede ‘ambazonia cumhuriyeti’ adlı bir devlet ilan etti. frankofon kamerunluların bölgeden ayrılmasını istedi. ancak, tabe’nin bu ilanı ve çağrısı, anglofon kamerunluların hepsinden destek bulmadı. ayrılma yanlıları olduğu gibi, önemli bir nüfus da 1961 anlaşmasına riayet edecek federatif bir yapıdan yana.

    frankofon kamerunlulardan az bir kesim, anglofonların ayrılmasını savunurken, önemli bir kısmı krizi, devlet yönetimi çerçevesinde bir sorun olarak görüyor. bir kesimi ise, anglofonların varlığını ret ederek ülkede böyle bir sorun olduğunu reddediyor. birçok afrika gözlemcisine göre, kamerun’un bir iç savaşa sürüklenme olasılığı artık hiç de az değil. kamerun’da ekim ayında devlet başkanlığı seçimi var. 38 yıldır ülkeyi yöneten 85 yaşındaki diktatörden sonra ülkenin iç karışıklıklara ve iç savaşa açık olabileceği endişesi büyüyor.

    kaynak:

    http://amerikabulteni.com/…avasina-mi-surukleniyor/
  • insanları fetöcülükle suçlayan bir başka "yazar". bunu yaparak ak trollerden pek bir farkı olmadığını da ispatlıyor bu yazar arkadaşımız. ayrıca nick altını korumaya çok dikkat eder kendisi ama bu yazdığımla biraz kirletiyorum buraları, kusura bakmasın.
hesabın var mı? giriş yap