• kayda " giresun gönüllü maiyet müfrezesi " olarak geçmiş topal osman 'ın önderliğinde 10 kasım 1920'den başlayarak mustafa kemal'in muhafızlığını üstlenmek üzere görev yapmış giresunlu uşaklar.
  • babanemin babasının de içinde bulunduğu oluşum. anılarını duyduktan sonra vay anam vay neler dönmüş serhat ya demiştim.
  • bazı kaynaklarda yanlış olarak laz taburu diye geçer. laz değil çepnidirler, tabur değil hatta bölük bile değil bir ya da birkaç mangadırlar.
  • sakarya savasi esnasinda asker yoklugundan oturu, donemin muhafiz taburu olan kara zipkalilarin tamami cepheye gonderilmistir. isin ilginci, zaten ciddi bir direnis beklemeyen yunan kucuk asya ordusu, karsisindaki gruplari( 2 tumenden olusan ciliz kolordu) gorunce once sasirmis, kara zipkalilarla karsilasinca ise sok olmuslardir. kara zipkalilarin gayet basiretli ve cesurca dovusmelerinden oturu, yunan ordusu kurmaylari.,” turkler ne ara ordu kurdu, hadi orduyu da gectik ne ara ozel kuvvetler yetistirdi” seklinde derin dusuncelere dalmislardir. bu kurtulus savasina istirak eden butun sehit ve gazilerimizin ruhlari sad olsun.
  • aba zıpka başlık
    beş para harçlık
    ağa dayı beni de yaz

    memleket düşman çizmesi altında çiğnenirken, harbe zorunlu değil gönüllü katılan vatansever gençlerden müteşekkil birlik. bilhassa sakarya muharebesi'nde mevcudunun neredeyse tamamını yitirmiştir. giresunlu değilim ancak olsaydım en büyük iftihar kaynağım olurdu. aradan yüz sene geçmiş olsa da, vatan ihtiyaç duyduğunda kimseye sormadan "beni de yaz" diyecek gençler hep var olacak...
  • mustafa kemal, bandırma vapuru ile samsun'a geldikten sonra 29 mayıs 1919'da osman ağa ile havza'da gizlice buluşmuş ve öyle tanışmıştı. bu tarihten yaklaşık 1.5 yıl sonra da mustafa kemal, topal osman ağa'dan giresun laz uşaklarından oluşan kendisinin korumasında görev alacak bir muhafız birliği oluşturmasını istemiş ve ankara'ya getirilmesini rica etmişti.

    osman ağa ve mustafa kemal'in muhafız birliğini oluşturacak "kara zıpkalılar" ankara'ya 10 kasım 1920'de gelirler. onları mustafa kemal'in baş yaveri salih bozok karşılar. konukları, taşhan otel'e yerleştirir. muhafızların başında, osman ağa ile birlikte; oğlu ısmail bey ve kaymakamzade asım bey vardır. muhafızları oluşturacak kafileyi ise şu isimler oluşturur:
    gümüşreisoğlu mustafa kaptan,
    kırlak (co) hüseyin,
    tığlıoğlu ömer,
    yoloğlu hüseyin,
    kayadibi'nden aşıkoğlu garip,
    alişıhoğlu mehmet,
    yılancıoğlu hasan,
    akyoma'dan osmanoğlu ali,
    akyoma'dan sarı mustafa ve
    keşap'tan köseoğlu hamit'tir.

    kafileyi oluşturan delikanlılar mahalli giysiler içinde hepsi uzun boylu ve yakışıklı on kişiden oluşuyor. mustafa kemal'le tanışmanın heyecanı ile yerlerinde duramamaktadırlar. nihayet ankara'ya geldiklerinin ertesi günü mustafa kemal ile tanışmak için çankaya'ya kabul edilirler.

    tanışma sırasında, giresun uşaklarının mahalli giysileri ve takıları mustafa kemal'in çok ilgisini çeker. osman ağa muhafızları tek tek tanıştırırken, mustafa kemal de muhafızların üstündeki giysi ve takıları teker teker sormaktadır. osman ağa da: "aba", "zıpka", "başlık" diye giysileri adlandırır. sıra takılara gelir. onları da "yağdanlık", "kavdanlık", "fişeklik" diye sayarken, keşap'lı hamit'in karşısına gelince, mustafa kemal'in gözü hamit'in koltuğunun altında sakladığı kemençeye takılır. osman ağa'ya, "peki bu nedir?" diye sormadan edemez. osman ağa "paşam bunlar ateş hattında da olsa, bir fırsatını bulduklarında bu kemençeyi çalar ve oynarlar." mustafa kemal, "öyleyse çalsınlar biz de görelim" der. hemen hamit çalmaya diğerleri de oynamaya başlarlar.

    giresun uşakları, mustafa kemal'in huzurunda o denli coşkulu, hareketli, kıvrak bir horon tuttururlar ki, adeta başka dünyalara yolculuk ederler. oynayanlar coştukça coşarlar. karadeniz'in tabiatının, denizinin, akarsularının tüm hareketliliği adeta horon ile ifade edilir. seyredenleri coşturan, oynayanları iliklerine dek titreten bir horon...

    horonun figürlerinden biri olan "alaşağu" yapılırken pat diye bir silah sesi duyulur. seyredenler telaşlanır. ama oynayanlar patlayan silahı bile duymazlar. horon tüm hareketliliği ile o büyülü havasından hiçbir şey kaybetmeden sürer.

    biraz sonra horon tepelerden co hüseyin'in bacağından topuklarına doğru kan aktığı görülür. meğer "alaşağu" yapılırken co hüseyin'in belindeki tabancanın tetiğine temas edilince tabanca patlamış. co hüseyin kendini vurmuş. ama o farkında bile değil. horon bütün hızı ve büyüsü ile devam ediyor. kanı gören mustafa kemal, telaşla osman ağa'ya hitaben, "bakınız sizin uşaklardan biri vurulmuş, ayağından kan akıyor. hemen oyunu durdurun, hastaneye kaldıralım" der. mustafa kemal'in telaşına rağmen oynayanlar oyuna devam ederler. bu sırada osman ağa, mustafa kemal'e dönerek; "paşam, bunlar ölseler de horonu bitirmeden yarıda bırakmazlar". konuklar ve mustafa kemal bu durumu şaşkınlıkla izler. oyun bitince yaralı hastaneye kaldırılır.

    işte ölseler bile horonu terketmeyen "kara zıpkalılar" mustafa kemal'in kuvayi milliye destanı'nda ilk muhafızları oldular ve "giresun gönüllü maiyet müfrezesi" adıyla tarihe geçtiler.

    kaynak: topal osman olayı ı kitabı - cemal şener
  • kara aba zıpka nedir ne değildir en ufak bilgisi olmayanlar fikirler fışkırtmışlar.. normaldir; çepnileri laz sanıyorlar, uyandırmayın.. hele pontus siteleri yok mu? çepnilerin ne varsa pontus modası diye saçıyorlar.. yazık olanı inananı çok olması.. bu kadar yoğun dezenformasyondan nasiplenen kalmamış gibi..
    aba zıpka, yıldırım kaması, kemençe, tulum, horon çepni kültürüdür.. çepniler de türk boyudur.. çepniler de anadolunun yerlilerindendir..
    pontus gibi koloni kurmaya gelenlerden değiller, lazlar gibi sürgün yiyen karadenizin güney kıyılarına gelenlerden değiller, gürcü gibi gregoryan ümmetinden değiller..
  • ugur ziya simsek'in cin tarikati isimli romaninda 'cumhuriyet donemi derin devleti' olarak soz ettigi olusum vs bilgiler...
    arastirmaci yazarin mpl tv de konuk oldugu hazir kita isimli programin 87inci bolumunde mevz-u bahis olmustur...

    (bkz: cin tarikati)
  • bu konu hakkında bu kadar az yazı olması üzücü.
hesabın var mı? giriş yap