köhne
-
eski, bakimsiz ve genellikle karanlik bir mekani tanimlamak icin kullanilan sifat. nedense almanca bir sozcuk gibi gelir kulagima, turkler once kullanmis. (bkz: bu albumde degisik bir sound yakalamaya calistik)
-
bulent ortacgil'in eylul aksaminda bahsettigi mekan:
ayni ko$eye oturmu$uzdur "kohne"de
belki de birkac gun arayla
olamaz mi?
olabilir. -
kalamış'ın henüz molozla doldurulmadığı 70 li yıllarda vapur iskelesinin* tahta olduğu iskelenin önünde idi.. eğreti gibi duran barakanın önündeki bu köhnede , ağacın altında oturulur, çay ve keyif içilirdi.. *fikret kızılok, mazhar alanson ve *barış manço'nun kızların gözdesi olduğu yıllara tekabul eden yerdi.. köhne'nin yanında da orhan çay bahçesi vardı; aynı ayardaydı aşağı yukarı .. orhan'ın tek farkı akşamları deniz kıyısında yemek yenmesi lüksüydü .. köhnenin tam karşısında da yazlık sinema vardı*..
-
aklı zeka istikametinden beriye çeken sıfat.
-
mekanı hiç görmemiş olsam bile bülent ortaçgil*in eylül akşamı adlı şarkısındaki o samimi ve sıcak hava bu mekan hakkında inanılmaz güzel şeyler hissetmeme sebebiyet verir. öyle ki şarkıyı dinlerken gözlerimin önüne dozerlerle yıkılan sarmaşıklarla sarılı derme çatma bir klübe gelir. *
-
josh kramer şarkısı.
son dönemde ilgiyle takip ettiğim piyanistlerden olan josh kramer, bu hafta yeni bir single çıkarttı. buyrunuz köhne link.
bu bestesini ben the trees that blow no more’a çok benzettim. önceki bestesi eksik‘e kıyasla çok daha başarılı olmuş. zaten bana kalırsa the trees that blow no more, enouement’tan da daha güzel bir beste. köhne de bu tarzda olduğundan en sevdiğim ikinci bestesi oldu.
ülkede hiçbir şeyin değer görmemesi, ülkeye girene nazar değmesi gibi bir durum var josh abimizde. önce spotify’da instrumental study playlist’inden adamın şarkılarını çıkardılar şimdi de son besteleri hak ettikleri değeri görmüyor.
umarım daha çokça duyarız adını ve güzel besteleriyle kulağımızın pasını silmeye devam eder. -
(bkz: kuhne)
-
kalamış'ın kalamış olduğu dönemlerdeki o sakin, keyifli çay bahçesi. yeri şimdiki marinanın girişindeydi. o zamanlar deniz oradan başlıyordu. son yıllarında çok kötü kokmaya başlamıştı...
ilk aşklarımızı yaşadığımız mekanı cennet mekan... -
-
limanda
limanlara çekilmişsin
rüzgar bir sefer emri vermez
köhne beden durgunlar, su alır
alış. alış durulmaya, çektiğin senindir
(bkz: göçmüş), göçük, geberik
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap